Stand imalatı konusunda sektörün tanınan markalarından Teknostand, hem yurt içi hem de yurt dışı pazarlara hizmet sunuyor.
2001 yılında temelleri atılan Teknostand, bugün stand imalatı konusunda Türkiye’nin önde gelen kuruluşları arasındaki yerini aldı. Türkiye’de yaptığı çalışmalarla adından söz ettiren Teknostand, üretiminin % 15’lik kısmını ihrac ediyor. Bu büyüyen yapıyı yerinde görmek için Teknostand firmasının İzmir’deki tesislerini ziyaret ederek şirket ortaklarından Fatih Zaman ile bir söyleşi gerçekleştirdik.
Teknostand firmasının kuruluş hikayesini öğrenebilir miyiz? Bugünlere nasıl geldiniz?
Fatih Zaman: Teknostand firmasının temellerini 2001 yılında ortağım Nuri beyle birlikte attık. İlk yıllarda bulunduğumuz çevredeki vatandaş ve esnafın işlerini yaparak başladık. Ardından bir müşterimizin talebiyle stand işine girdik. Buna paralel 2004 yılı ile birlikte Teknostand firmasının kuruluşunu gerçekleştirdik. 2005 yılına kadar sadece stand imalatı konusunda çalıştık. Daha sonra bir müşterimizden fener tabela talebi geldi. O dönem içinde bunun için müsait bir makine parkurumuz ve atölyemiz yoktu. Ardından bu konuda bazı yatırımlar gerçekleştirdik ve üretime başladık. Daha sonra cephe giydirme, araç kaplama, reklam uygulamaları gibi çeşitli açıkhava reklamcılığı konusunda talepler geldi. Böylece çok geniş bir yelpazede hızla büyüyen bir firma ortaya çıktı.
75 metrekare alanda başladığımız faaliyetlerimizi sırasıyla, 300, 1500, 2000 ve son olarak 4200 metrekare kapalı alandan oluşan tesisimizde 60 kişilik bir ekiple sürdürmekteyiz. Türkiye genelindeki kurumsal firmaların stand ve kurumsal faaliyetlerini yürütüyoruz. Yine gelen talep doğrultusunda yurt dışındaki fuar standlarına yönelik bazı projeleri gerçekleştirdik. 2014 yılında kapasitemizi % 30 artırmayı hedefliyoruz. Bu hedefe ulaşmak için İstanbul’da bir ofis açmayı planlıyoruz.
Makine parkurunuz hakkında bilgi verir misiniz? Yeni yatırımlarınız var mı?
Dijital baskı makinelerimiz, 3D CNC tezgahlarımız, vakum, pleksi kıvırma, lazer kesim makinemiz, metal atölyemizde çeşitli boru kıvrım makinelerimiz, puntalarımız, giotin, çift kabin elektrostatik toz boya fırınımız, preslerimiz ve buna benzer birçok takımla imalatımızı güçlendirmekteyiz. 2013 Sign İstanbul Fuarı ile birlikte yeni yatırımlarımız da olacaktır.
Üretimde ne kadarlık bir ihracat pazarınız var?
Sadece yurt içi çalışmalarla yetinmedik. Bu bağlamda yurt dışına açıldık. Stand üretimlerimizin % 15 bir kısmını ihrac etmekteyiz. Yeni referans ve çalışmalarımızla bu rakamı daha yukarıya çekmeyi amaçlıyoruz.
Müşteri neden sizi tercih ediyor?
Müşterilerimizle çözüm ortağı olarak yola çıktık. Sürekli çalıştığımız hiçbir müşteriyi hiçbir zaman mağdur etmeyen bir yapıya sahibiz. Örneğin seçim zamanlarında gelen yoğun talebi geri çevirmekteyiz. Çünkü bu durum sürekli çalıştığımız müşterilerimize zarar verebilir. Bir dönem için gelen talepleri karşılamak için sürekli çalıştığımız müşterileri mağdur etmeyiz. Bu sebeple piyasaya iş yapmak yerine, sürekli çalıştığımızı müşterilerimize hizmet vermeyi amaçladık.
Endüstriyel reklam sektörünün gelişimini nasıl görüyorsunuz? Fuarları takip ediyor musunuz?
Sektördeki gelişmeleri sürekli izlemekteyiz. Bu çerçevede hem yurt içinde hem de yurt dışındaki fuarları takip ediyoruz. Müşterilerimize her zaman son teknoloji yeni çözümleri aktarmaya çalışmaktayız. Bunun için fuarlar bir fırsattır. Kısa bir süre sonra gerçekleştirilecek olan Sign İstanbul Fuarı’nı ziyaret etmeyi planlıyoruz.
Firmanıza yatırım yaparken hangi kriterleri göz önünde bulunduruyorsunuz?
Yatırım gerçekten önemli bir konudur. Yatırım yapmadan önce öncelikle ihtiyacımızı tam olarak tespit ediyoruz. Daha sonra araştırma faaliyetlerine başlıyoruz. Bugüne kadar makine parkurumuzda yer alan tüm ekipmanları tam anlamıyla kullanmaktayız. Hiçbir atıl durumda makinemiz yoktur. Yatırım planlaması yaparken Dijital Teknik dergisini yakından takip etmekteyiz. Bununla birlikte referansları da dikkate almaktayız.
2013 yılına ilişkin bir değerlendirme alabilir miyiz?
Öncelikle şunu belirtmek isterim; kriz söylemine karşıyım. Çalıştığınız müddetçe kriz yoktur. Yeni bir şeyler üretebiliyorsanız piyasada her zaman iş vardır. Önemli olan piyasanın ihtiyacını doğru analiz edip, doğru ürünü doğru zamanda sunmaktır. Her şey çalışmayla olur. Firmamız kurulduğu günden bu yana büyüme göstermektedir. Bu büyümenin en büyük sebebi de çalışmaktan asla vazgeçmememizden kaynaklanmaktadır. İş gelsin diye beklemedik. Her zaman işin peşinden koştuk. Bu yapıda bizi başarıya götürdü.
Sektörümüzde kalifiye eleman sıkıntısından bahsediliyor. Üretici bir firma olarak siz bu anlamda bir sıkıntı yaşıyor musunuz?
Kalifiye eleman sıkıntısını sürekli hissediyoruz. Gerçekten sektörümüzdeki en önemli sorun kalifiye elamandır. Atölyemizde metal, ahşap, pleksiglas gibi işleri kendi bünyemizde yapmaktayız. Bunların hepsi farklı bilgi ve tecrübe gerektiren konulardır. Bizimle çalışmaya başlayan tüm arkadaşlarımıza emek veriyoruz, işi öğretiyoruz ve piyasa elemanı haline getiriyoruz. Ancak belli bir süre sonra işi öğrendiklerini zannederek farklı arayışlar içine giriyorlar.
ARED’in sektörün sorunlarına yönelik çalışmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
ARED sektörün sorunlarıyla yakından ilgileniyor. Bu noktada bir özeleştiri yapmak gerekir. Bizler yeteri kadar bu çalışmalara zaman ayıramıyoruz. Sektör firmaları olarak bizler yeteri kadar destek olursak, ARED Yönetimi de daha güzel işler ortaya çıkaracaktır. Geçtiğimiz haftalarda ARED İzmir Bölgesi’nin düzenlediği toplantıda meslektaşlarımızla bir araya geldik. Toplantıda dile getirilen en önemli problem eleman sıkıntısıydı. Toplantılarda aldığımız kararları uygulama konusunda sıkıntı yaşıyoruz. Bu da sektör firmaları olarak bizlerin eksikliğinden kaynaklanıyor.
Son olarak sektöre vermek istediğiniz bir mesajınız var mı?
Sektör olarak birbirimize destek olmalıyız. Sektörümüzdeki reklam pastası herkese yetecek büyüklüktedir. Burada fiyat rekabeti yapmak yerine hizmet rekabeti yapmalıyız. Kaliteli iş yapalım, dürüst olalım, fiyat rekabeti yapmayalım. Tüm meslektaşlarımıza hayırlı ve bol kazançlar diliyorum.
