Category Archives: Makine

Prodigital Dijital Baskı Makineleri

Mor Polimer

swissQprint Greentech: Hem Ekonomik Hem Ekolojik Baskı

Düşük karbondioksit emisyonu ve az enerji tüketimi ile swissQprint baskı makineleri, çevre dostu özellikleri ekonomik üretim ile buluşturuyor. swissQprint Greentech etiketi, İsviçre mühendisliğinin baskı endüstrisine sunduğu avantajların altını çiziyor.  

Pigment Reklam’ın Türk baskı endüstrisine sunduğu amiral markası swissQprint, müşteri yararını ve çevre uyumluluğunu eşit derecede gözeten geniş format UV baskı çözümleri geliştiriyor. Firma bu önceliğini swissQprint Greentech (yeşil teknoloji) ibaresiyle vurgulamaya başladı. Ünlü İsviçre mühendisliğinin bir ürünü olan swissQprint’in Greentech etiketi hem kullanıcılar hem de çevre açısından birçok önemli kriteri kapsıyor.

Baskı üretiminin çevre dostu olmasını isteyen baskı profesyonelleri swissQprint Greentech etiketine güvenebilir.   swissQprint UV baskı çözümleri ile çevreyi kirletmeden, doğayı ve insan sağlığını tehdit etmeden baskı gerçekleştirilir. Üstelik dayanıklı ve uzun ömürlü olan bu teknolojiler en az bakım ihtiyacına sahiptir. swissQprint’in çevre dostu çözümlerinin temel noktasını en küçük ekolojik ayak izi bırakma oluşturuyor. Bunun gerçekleşmesine dört ana faktör katkı sağlıyor; kısa sevkiyat mesafeleri, olağanüstü dayanıklılık, düşük bakım gereksinimi ve UV LED baskı teknolojisi.

Dört adımda küçük ekolojik ayak izi

swissQprint’in baskı makineleri, çoğunlukla İsviçreli yerel tedarikçilerin katkılarıyla firmanın İsviçre’deki merkezinde geliştirilip, üretiliyor. Tüm makine parçalarının %90’ını sağlayan tedarikçilerin %80’i İsviçre şirketlerinden oluşuyor. Bu firmaların birçoğu swissQprint’e oldukça yakın lokasyonlardadır. Bu ise üretim aşamasında çevreye ilk katkıdır.

İkinci aşamada, bu makinelerin üstün dayanıklılığı sayesinde kaynaklardan tasarruf sağlanıyor. Bu baskı makinelerinin çoğu on iki yıl sonra bile çalışmaya devam eder. Üçüncü aşamada düşük bakım gereksinimleri yer alıyor. Uzun ömürlülük ve güvenilirlik sayesinde daha az servis ihtiyacı ve daha az değiştirilmesi gereken sarf malzemesi elde edilir. Dolayısıyla CO2 (karbondioksit) emisyonları ve işletme maliyetleri de en aza indirilmiş olur.

Küçük ekolojik ayak izinin sonuncu ve belki de en önemli aşamasını UV LED teknolojisi oluşturuyor. Bu teknoloji sayesinde, baskı sonrasında kurutma işlemi için ne ısıtma ne de uçucu kirleticilerin çıkarılması (VOC) için havalandırmaya gerek kalmıyor. Bu gereksinimlerin ortadan kalkması enerji verimliliği üzerinde olumlu katkı sağlıyor.

Maksimum enerji verimliliği: 3 kWh ile çalışma

swissQprint LED teknolojisinin enerji ihtiyacı en aza indirilmiştir. 2 × 3,2 metrelik flatbed tam donanımlı swissQprint geniş format baskı makinesi, iki sıradan elektrikli su ısıtıcısıyla aynı miktarda elektrik tüketir. Yani, sadece 3 kWh enerji ile çalışır. Mevcut tüm flatbed ve rulodan ruloya baskı makineleri, ISO 20690: 2018 sertifikalarıyla kanıtlandığı gibi yüksek enerji verimlidir. swissQprint, makinelerini bu testten geçiren ilk geniş format baskı makinesi üreticisidir.

Enerji kullanımındaki bu olağanüstü verimliliğini net olarak anlayabilmek için, swissQprint’in endüstriyel baskı modeli Nyala ile yeni nesil araba kabul edilen elektrikli Tesla’yı karşılaştırabiliriz. Nyala en yüksek hızda çalışarak bir saatlik sürede bir tenis kortu büyüklüğünde bir alana baskı yapabiliyor. Yaklaşık 200 metrekarelik bu baskı için 3 kWh elektrik tüketimi gerçekleştirir. ‘Yeşil hareketin’ en iyi örneklerinden biri olan Tesla aracı ise aynı miktarla enerji ile sadece yaklaşık 16 km yol kat edebiliyor. Bu veriler Nyala’nın ‘daha yeşil’ bir teknoloji olduğunu göstermektedir.

Çevre ve insan sağlığı için zehirli maddeler barındırmaz

swissQprint baskı makinesinin yanı sıra geliştirdiği boyalarla hem çevre hem de insan sağlığını koruyucu adımlar atıyor. Firmanın UV standart mürekkepleri Greenguard Gold sertifikasına sahiptir. Bu sertifika, mürekkeplerin kimyasal emisyonlar için katı üst sınırlara uyduğu, bununla basılan ürünlerin hastaneler ve okullar gibi kritik yerlerde güvenle kullanılabileceği anlamına geliyor. Ayrıca UV teknolojisi ozon yaymaz. Geçmişte kullanılan cıvalı buhar lambalarının yerini alan LED sistemler sayesinde toksik atıklar ortadan kalkar.

MRT Dijital – Mert Çiçek: “Sektörümüz hızlı bir yükselişe geçecek”

“Ülkemizde endüstriyel reklamcılık başarılı bir hale geldi. Bizler çok kısa zaman da hemen duruma göre yeni ihtiyaçların neler olduğunu görüp üretebilen alt yapıya sahibiz. Baskı kısmı ise önümüzdeki ay itibari ile hızlı bir yükselişe geçecektir”

Endüstriyel reklam ve dijital baskı teknolojilerinin Türkiye’de oldukça başarılı bir konumda olduğunu söyleyen MRT Dijital’de Mert Çiçek, yaşanan sürecin sektöre zarar vereceğini düşünmediğini söyledi. Mert Çiçek, salgın sürecinin sektörümüze yönelik etkilerini içeren sorularımızı yanıtladı.

Tüm dünyayı etkisi altında alan salgın süreci ve sonrasında yeni bir dünya düzeni ile karşı karşıya olacağız. Her sektör için farklı etkilerin olduğu bu yeni dünya düzeninde endüstriyel reklam sektörünün nasıl bir pozisyon alacağını düşünüyorsunuz? Sektörümüze yansımaları nasıl olacak?

Mert Çiçek: Bütün sektörler gibi reklam sektörünün çok büyük bir zarar edeceğini düşünmüyorum. Çünkü ülkemiz de Endüstriyel reklamcılık başarılı bir hale geldi. Bizler çok kısa zaman da hemen duruma göre yeni ihtiyaçların neler olduğunu görüp üretebilen alt yapıya sahibiz. Örnek şu anda neredeyse dezenfektan standı üretmeyen kalmadı. Baskı kısmı ise önümüzdeki ay itibari ile hızlı bir yükselişe geçecektir.

Firma olarak bu yeni düzende nasıl bir pozisyon almayı planlıyorsunuz? Satış öncesi, satış ve satış sonrası aksiyonlarla ilgili belirlediğiniz bir planlama var mı?

Mert Çiçek: MRT Dijital olarak biz biraz farklı bir yol haritası izliyoruz. İnsanların online satışlarını arttırabilecekleri makine gruplarını satıyoruz. Fakat ne kadar planlama yapsanız da ek gümrük vergileri, nakliye fiyatlarının artışı, şehir dışına çıkış yasakları nedeni ile zorluklar yaşamıyor değiliz.

Bu dönem içinde müşterilerle olan iletişiminizi nasıl yürüttünüz? Bu anlamda ihtiyaçları karşılayabildiğiniz düşünüyor musunuz?

Mert Çiçek: Şirketimiz 2 aydır kapalıydı. Teknik ekip arkadaşlarımız servis durumların da uzaktan hizmet verdiler. Acil durumlar da sevkiyatlarımızı kargo şirketleri ile çözdük. Dikkatli bir şekilde hem müşterilerimiz tarafından hemde bizler tarafından sağlık koşullarını maksimum seviye ye aldık.

Normalleşmeyle ilgili planlamalar yapıldı. Bu doğrultuda sırayla birçok sektör aktif hale gelmeye başladı. Bu anlamda her hizmete giren sektörün reklam noktasında ihtiyaçları olacak. Temsil ettiğiniz ürünlerin stokları ne durumda? Gelecek ihtiyacı karşılayacak durumda mısınız?

Mert Çiçek: İşlerin minimum seviye düşmesi nedeni ile stok dengelerimiz de yeni siparişlerin de gelmesi ile artış var. Bizler stoklu çalışan bir firma olmamız nedeni ile şu anda satmış olduğumuz makine grupları da dahil stok teslimdir. Gücümüz kadar ihtiyaçları karşılayabiliriz.

Piyasaların hareketlenmesi noktasında size göre sektörümüzü hareketlendirecek sektörler hangileri olacak?

Mert Çiçek: Her zaman olduğu gibi öncelik teksil şirketleri olacaktır. Sonrasın da kamu olacağını sanıyorum. Yeni düzenlemeler nedeni ile üreticilerimize ek kazanç kapılarını açacağını düşünüyorum

Her durum kendi içinde bir fırsat sunar. Uzmanlar, Türkiye’nin hem bulunduğu konum hem de genç nüfusu ile yeni dünya düzeninde avantajlı bir konuma sahip olduğu ifade ediyorlar. Sizin ülkemizle ilgili düşünceleriniz nelerdir?

Mert Çiçek: Konum ve nüfus avantajımız elimizde olsa bile üretim yapan bir toplum olmadığımız sürece uzmanların bu konuda söylediklerinin bir önemi yok. Mesela; ne güzel bir projedir yerli otomobil projemiz. Bunun gibi ülkemize hem bir gelir kaynağı hemde üreten ülkeler arasında yer almamızı sağlayacak bu gibi projeler de genç nüfusu kullanmak ileride başka teknolojik hamleleri daha hızlı yapmamızı sağlayacaktır. Ayrıca acil bir şekilde ana kaynaklarımızın tekrar ülkemize kazandırılması gerekmektedir.

Endüstriyel reklam sektörüne vermek istediğiniz bir mesajınız var mı?

Mert Çiçek: Görüldüğü üzere sağlık her şeyden önemli olduğunu bir kez daha görmemizi sağladı. Herkezin dikkat ettiğini sandığı fakat etmediğimizi anladığımız birçok konuda düşünme ve gözlemleme şansımız oldu. Umarım kısa zaman da unutmayız.

Lidya Grup Yönetim Kurulu Başkanı Bekir Öz: “Koronavirüse rağmen, Lidya Grup olarak bu yıl büyümeyi hedefliyoruz”

“Koronavirüse rağmen, Lidya Grup olarak bu yıl, geçtiğimiz yıla oranla büyümeyi hedefliyoruz. Şartlar ne olursa olsun, Lidya Grup olarak, yeni başarılara imza atma kararlılığımız yüksektir ve hedeflerimize ulaşmak için sahip olduğumuz tüm birikimlerimizi kullanıyoruz.”

Dünyamız, Aralık 2019’dan itibaren koronavirüs ile mücadele etmeye devam ediyor. Dünya Sağlık Örgütü (WTO)’nun Mart ayında pandemi ilan etmesinin ardından, dünyada milyarlarca insan ev izolasyonuna geçerken, milyonlarca işletme kapılarını belli süreliğine kapattı. Mayıs ayının son haftasında dünya genelinde 6 milyona yakın kişi virüse yakalanırken, 350 binin üzerinde kişi hayatını kaybetti. Koronavirüs insanoğlunun sağlığını tehdit ettiği gibi, ekonomileri de tehdit etti ve dünya ekonomisinde bu yıl ciddi bir küçülme bekleniyor.

Lidya Grup’un masasında, 3 global markanın teklifi bulunuyor

Pandemi sürecini değerlendiren Lidya Grup Yönetim Kurulu Başkanı Bekir Öz, temsil ettiği  markalar, sahip olduğu tecrübe ve organizasyon gücüyle, Avrupa’nın birkaç firması arasında yer aldıklarını belirterek, şunları söyledi: “Dijital baskı sektöründe, Xerox, Epson, Efi global markalarının Türkiye  distribütörlüğünü yapıyoruz ve geçtiğimiz yılın son çeyreğinde kendi markamız olan Sutec’i pazara sunduk. Temsil ettiğimiz markalar, bilgi birikimimiz, tecrübemiz, organizasyon yapımız ve finansal gücümüz ile Avrupa’nın sayılı birkaç firmasından birisiyiz. Koronavirüse rağmen, Lidya Grup olarak bu yıl, geçtiğimiz yıla oranla büyümeyi hedefliyoruz. Şartlar ne olursa olsun, Lidya Grup olarak, yeni başarılara imza atma kararlılığımız yüksektir ve hedeflerimize ulaşmak için sahip olduğumuz tüm birikimlerimizi kullanıyoruz. Pandemi sırasında, müşterilerimize ve pazara yaklaşımımız nedeniyle, global markaların dikkatlerini çekmeyi de sürdürüyoruz. Bu süreçte, güvenilir ve sürekliliği olan firmalar, piyasaların yeniden açılmasıyla, yeni fırsatları yakalayacaklardır. Lidya Grup olarak masamızda, iş ortaklığı yapmak isteyen 3 yeni global markanın teklifleri bulunuyor. Önümüzdeki günlerde, yeni iş ortaklıkları ve yeni fırsatları değerlendiriyor olacağız” dedi.

Lidya Grup olarak, müşterilerimize finansal destek sağladık

Krizler sırasında tüm gözlerin “lidere” çevrildiğini anlatan Bekir Öz, dijital baskı sektörünün lideri olan Lidya Grup’un, pandemi sırasında çalışanlarından müşterilerine kadar tüm eko-sistemine liderlik ettiğini söyledi. Lidya Grup’un krizler sırasında sağduyulu, sakin ve güven veren olduğunu belirten Bekir Öz, şunları kaydetti: “Zor zamanlarda insanları ve toplumları sarıp sarmalayan güçlü liderler, çevresindekilerin zorlukları aşarak güçlü kalabilmelerine destek olurlar ve birçok konuda da onlara ilham verirler. Koronavirüs salgınıyla birlikte işlerin düşmesi nedeniyle, müşterilerimizden en fazla ödemelerinin ertelenmesi konusunda talepler geldi. Bizler de, değerli müşterilerimize, ilave finansman destekleri verip ödemelerinin bazılarını erteleyerek, desteğimizi sürdürmeye devam ettik ve ediyoruz. Yine, pandemiyle birlikte Mart ve Mayıs sonuna kadar satışlarımız düştü, ancak bu dönemde servis operasyonlarımıza aralıksız devam ettik. Özellikle üretici olan müşterilerimizin, bu süreçte aksaklık yaşamasına müsade etmedik. Önceliğimiz çalışanlarımızın ve müşterilerimizin sağlığı olacaktır, gereken güvenlik tedbirlerini en üst düzeyde alarak, servis hizmetlerimizi kesintisiz sürdürmekteyiz. Nitekim, Haziran ayında yeni normalleşmeyle birlikte, piyasalar yeniden hareketlenmeye başlayacaktır. Lidya Grup olarak biz de hızlı bir çıkış süreci yaşayacağız. Şuan, faizlerin düşmesiyle, yatırım maliyetleri oldukça iyi bir noktaya gelmiştir ve bunun yatırımları hızlandıracağını düşünüyoruz. Firmamız açısından, bu yılın ilk çeyreği başarılı geçti, hepinizin bildiği gibi ikinci çeyrekte pandemi nedeniyle piyasalar durdu, üçüncü çeyrekte normalleşmeyle birlikte yeniden toparlanmaya başlayacaktır ve yılın son çeyreğinde ise atağa geçileceğini ve yatırımların hız kazanacağını gözlemliyoruz. Zira, pandemi bütün dünya için bir deneyim oldu ve bu dönemde özellikle güvenlik çözümleri, kartlı sistem, uzaktan bağlantıya daha fazla talebin olacağını da düşünüyoruz” diye konuştu.

Reklam sektörü, en hızlı toparlanacak sektörler arasında geliyor

 Haziran ayında normalleşme süreciyle, bazı sektörlerin hızlı, bazı sektörlerin daha geç toparlanmaya geçebileceğini anlatan Bekir Öz, konuşmasına şöyle devam etti: “Her sektörün toparlanmasını farklı olacaktır. Örneğin, turizm sektörünün toparlanması daha uzun sürebilir, reklam sektörünün ise hızlı bir şekilde toparlanacağını düşünüyoruz. Nitekim, satışlarını artırmak isteyen firmalar, açık hava reklamları başta olmak üzere, pazarlama ve reklam çalışmalarını artıracaktır. Türkiye, dinamiği olan ve sürekli büyüyen bir ülkedir, bu nedenle yatırımlar ve büyümesi devam edecektir. Türkiye’de, büyümenin önünde hiçbirşey duramaz. Özellikle, son 2.5 aydır ev izolasyonunda olan iş insanları, ciddi şekilde iş yapmayı istiyorlar ve Haziran ayı ile birlikte iş hacimlerinde ve performanslarda yüksek bir ivme gerçekleşecektir. Bu dönemde, e-ticaret hacmindeki hızlı yükselişin ardından, her alanda dijitalleşme yatırımları hız kazanacaktır. Ayrıca, önümüzdeki süreçte, Çin’den diğer ülkelere kayacak olan yatırımlardan, Türkiye’de yatırım alacaktır. Türkiye’nin yetişmiş genç nüfusu, üretim hacmi, lojistik avantajı gibi artı değerleri, yeni süreçte avantajlar sağlayacaktır. Avrupa ülkeleri, ürün tedariğinde, Türkiye’yi daha fazla tercih edecektir” şeklinde konuştu.