Set Reklam Makineleri’nin üretimi Laser Makinesi ve ithalatını gerçekleştirdiği Blueprint marka ekosolvent makine yenilenen modellleri 2017 yılında ilgi odağı oldu.

 Set Reklam Makineleri’nin üretimi Laser Makinesi ve ithalatını gerçekleştirdiği Blueprint marka ekosolvent makine yenilenen modellleri 2017 yılında ilgi odağı oldu. Konuyla ilgili olarak Set Reklam Makineleri Şirket Müdürü Ömür İltaş sorularımızı yanıtladı.

Efendim, dergi okuyucularımız için firmanız hakkında bilgi verir misiniz? Ne zaman kuruldu? Hangi alanlarda faaliyet göstermektedir?

Firmamız 1993 yılında kurulmuş olup, Türkiye’deki reklamcıların iç ve dış mekan reklam uygulamalarında kullandıkları makine ve malzemeleri tedarik eden bir firmadır.

Set Reklam Makineleri’nin sunduğu çözümler ve temsil ettiği markalar hangileridir? Bu markaların sektördeki yeri ve konumun hakkında bilgi verir misiniz?

Firmamız TRIUMPH, BLUEPRİNT, ROTA LASER (Yerli Üretim), ST1 Marka Büküm Makinesi (Yerli Üretim), COPAM, SIGNKEY, SUMMA, RUI JIE ve benzeri gibi birçok markanın satış ve hizmet desteğini vermektedir.

2017 yılının ilk 6 aylık dilimi tamamlandı. Geçen sürece ilişkin bir değerlendirmenizi alabilir miyiz? Sektörün hareketliliğini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Firmamız 2017 yılında özellikle Yeni markamız olan Rotalaser ve ST serisi pleksi büküm makinelerimizin imalatını arttırmaya ve makine standartlarını daha üst seviyeye çıkarmaya özen göstermiştir. Firmamız hizmetlerine makine ve yedek parçalarının ithalatı ile bu ürünlerin yurtiçi/yurtdışı satışını yaparak devam etmektedir. Kendi ürettiği pleksi büküm makinelerine ve Laser makinelerimize ve ithal ettiği tüm ürünlere TSE’den CE belgesi ile LVD, EMC ve MD test raporlarını da alarak kaliteli ve çağdaş bir hizmet anlayışını kendine ilke edinmiştir…

Satışını yaptığınız çözümler arasında daha fazla ilgi hangi ürünlerde yaşanıyor? Bu ilgiyi neye bağlıyorsunuz?

Yerli üretim Laser Makinemiz ve Blueprint marka ekosolvent makinemiz yenilenen modellleri 2017 yılının ilgi odağı olmuştur. Bu ilginin sebebi kaliteli üretime duyulan ihtiyaç ve iç mekan veya dış mekanda kaliteli görsellerin müşteri tarafından talep görmesidir.

Sektörümüzde teknik servis hizmeti son derece önem taşıyor. Bu alanda nasıl bir çözüm sunuyorsunuz?

Firmamız daha önceden de olduğu gibi kaliteden ödün vermeden ve müşterilerimizin teknik servis hizmeti veren personelimizden üst düzey yöneticiye kadar herkesle irtibat halinde olabileceği ve  karşılıklı güvene dayalı şekilde ilişkilerimizi sürdürmek çabasındayız..

Mevcut Pazar koşulları çerçevesinde ne tür satış ve pazarlama politikası uyguluyorsunuz?

Bunun yanında imalatına başlamış olduğumuz makinelerimiz sayesinde makineleri çok kısa sürede müşterilere teslim edebilme şansı yaklamış olduk.. alternatif ödeme koşullarını müşterilere sunduğumuz bir sistem ile de müşterilerimizi memnun etme çabasındayız.

Sosyal medyayı yeterli derecede kullanıyor musunuz? Bu mecralara bakışınız nasıl?    

Sosyal medyayı kullanmanın öneminin farkındayız. Bu alanı da mümkün olduğu kadar kullanmaya çalışıyoruz. Hızla gelişen sosyal medya ağının bir parçası olmak ve yakalamanın birçok konuda firmaların gelişimine büyük katkı sağlayacağı kanaatindeyiz.

Yeni ürün, yeni proje ve hedeflerinizle ilgili neler söylemek istersiniz?

2017 yılının ilk 6 aylık döneminde özellikle kendi imalatına başladığımız, Laser, Pleksi büküm makinesi v.b. gibi birkaç ürün ile ilgili Ar-Ge çalışmalarını bitirip, bu yeni ürünleri müşterilerimizin kullanımına sunmuş bulunmaktayız. İmalatına başlamış olduğumuz bu makineler ile ilgili olumlu dönüşler almak bizim çalışma azmimizi arttırmaktadır.

Son olarak sektöre vermek istediğiniz bir mesajınız var mı?    

Sektörümüzde ve ülkemizde ekonomik ve siyasi problemlerin aşıldığı, tüm yatırımcıların kendi işene odaklanabildiği verimli bir döneme en kısa sürede ulaşmak dileğiyle saygılarımı sunarım.

Pigment Reklam, swissQprint, HandTop ve bullmer markaları ile müşterilerin esnek üretim adeti ve farklı tasarım taleplerine, hızlı ve sağlam sevkiyat isteklerine net yanıt verebiliyor.

2017 yılının başından bu yana ekonomik göstergelerdeki iyileşme endüstriyel reklam pazarına da doğrudan yansıdı. Sektörün önde gelen firmalarından Pigment Reklam da dijital baskı pazarının büyümesiyle birlikte müşteri portföyünü genişletmeye devam ediyor. Dijital baskı firmalarının yanı sıra, mobilya, PR, promosyon ve birçok alandan direkt yatırım yapmak isteyen firmalardan talep görüyor. 2017 yılında yaşanan yatırım artışıyla ilgili olarak Pigment Reklam Firma Sahibi Serkan Çağlıyan sorularımızı yanıtladı.

Efendim, dergi okuyucularımız için firmanız hakkında bilgi verir misiniz? Ne zaman kuruldu? Hangi alanlarda faaliyet göstermektedir?

Dijital baskı ve endüstriyel reklamcılık alanlarındaki deneyimlerimizle birlikte, Pigment Reklam 2010 yılında kurumsal olarak sektörel çalışmalarına başladı. Dijital baskı pazarındaki ve teknolojilerindeki hızlı dönüşüm nedeniyle kesintisiz olarak kendimizi geliştirmeye adadık. swissQprint ve HandTop UV baskı makineleri, baskı boyaları, yedek ve sarf malzemelerin yanı sıra yazılım çözümlerimiz komple bir baskı hattı oluşturmak için gerekenleri sağlıyor. Ayrıca baskı sonrasında işin kullanım amacına göre kesimi için de bullmer Digital Cutting’i portföyümüze ekledik. Kısaca yeni başlayan firmalardan endüstriyel çaptaki işletmelere kadar bütün dijital baskı işletmeleri ve bununla bağlantılı uygulama alanlarını hedef pazarlarımız içinde yer alıyor.

Pigment Reklam’ın sunduğu çözümler ve temsil ettiği markalar hangileridir? Bu markaların sektördeki yeri ve konumun hakkında bilgi verir misiniz?

Pigment Reklam’ın amiral markası olarak, İsviçre merkezli swissQprint’i söyleyebilirim. Görece genç bir marka olmasına karşın, swissQprint hızlı bir gelişimle, sunduğu yenilikleri küresel pazara kabul ettirdi. Pazara sunduğu Oryx, Impala ve Nyala modellerini sürekli geliştirdi. Bugün 3. nesil diyebileceğimiz Nyala LED ve Impala LED modelleri alanlarında rakipsiz bir hız ve kalite sunuyor. Bunun yanı sıra, Avrupa standartlarında ama daha düşük bütçelerle çalışmak isteyenler için HandTop markamız sunduğu seçeneklerle dikkat çekiyor. Grafik kesim işleri için Alman mühendisliğinin ürünü bullmer markamız hazır bulunuyor. bullmer grafik, kompozit, konfeksiyon, otomotiv, döşeme/mobilya ve ambalaj alanlarında her türlü malzemeye kesin çözüm sağlıyor. Yazılım alanında ise en son RIP versiyonları ile Caldera, ürün portföyümüzde yer alıyor. Sunduğumuz tüm çözümler rakipleriyle sadece fiyat bazında rekabet etmiyor, onlara hem teknolojik olarak hem de kalite ve verimlilik açısından üstün geliyor.

2017 yılının ilk 6 aylık dilimi tamamlandı. Geçen sürece ilişkin bir değerlendirmenizi alabilir miyiz? Sektörün hareketliliğini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Türkiye ekonomisi 2017’nin ilk yarısında kimsenin beklemediği bir hareketliliği ve büyümeyi elde etti. 2016 yılında yaşanan olaylar nedeniyle 2016’nın ikinci yarısı ve özellikle son çeyreği ciddi kayıplarla kapatılmışken, 2017 yılı için beklentiler oldukça olumsuz görülüyordu. Ancak ekonomik parametreler beklentileri alt üst ederek, her sektörde büyümeyi gösterdi. Bizler de birçok yeni müşteriye ulaşmayı başardık. Dijital baskının uygulama alanlarının genişlemesine paralel olarak müşteri profilimiz de çeşitlendi. Dijital baskı firmalarının yanı sıra, mobilya, PR, promosyon ve birçok alandan direkt yatırım yapmak isteyen firmalar bizlere başvurdu. Bu bizler için oldukça iyi bir gelişmedir. Büyümemizi dar bir alanda sayısal artışla değil, pazarımızı genişleterek yapıyoruz.

Satışını yaptığınız çözümler arasında daha fazla ilgi hangi ürünlerde yaşanıyor? Bu ilgiyi neye bağlıyorsunuz?

UV baskı çözümlerimiz yoğun ilgi görüyor. Çünkü bu çözümlerimiz hem yeni teknolojilerle desteklendi ve güçlendirildi hem de insan sağlığı ve çevre için önemli kriterleri karşılıyor. swissQprint’in FESPA Amsterdam’da tanıttığı yeni modelleri Impala LED ve Nyala LED ulaşılması güç bir alanda liderliği eline aldı. Opsiyon zengini bu makinelerimizi bu yıl içinde Türk baskı endüstrisine tanıtacağız. swissQprint’in 2. jenerasyon modelleri Oryx 2, Impala 2 ve Nyala 2 ise Türkiye pazarında ciddi bir başarı elde etti. Müşteri memnuniyetini karşılayacak hız, verimlilik, kalite ve düşük üretim maliyeti bu ilginin nedeni olarak dikkat çekiyor.

Sektörümüzde teknik servis hizmeti son derece önem taşıyor. Bu alanda nasıl bir çözüm sunuyorsunuz?

Teknik servisimizi ve müşteri hizmetlerimizi iki temel başlıkta görebiliriz. Öncelikle önleyici/koruyucu çalışmalarımız var. Müşteriye kullanıcı dostu çözümler sunmak ve firma ile operatörü makine hakkında detaylı olarak bilgilendirmek burada yer alıyor. Makinenin sınırlarını ve gücünü bilmeden yapılacak çalışma ya makine arızasına ya da sonuçları tatmin edici olmayan baskılara neden olur. Bu nedenle öncelikle makiyi tanıtıyoruz. Sonrasında kurulum ve ilk çalıştırmalardan sonra düzenli takibi sağlıyoruz. 7/24 çalışma halinde bile makinenin arkasında duruyoruz. Teknik servisimiz öncelikle anlık olarak uzaktan bağlantı ile sorunu çözmeye çalışır. Bir sonraki aşamada bizatihi makine üzerindeki kontroller ve bakım için tesis ziyaretleri gerçekleştirilir.

Mevcut pazar koşulları çerçevesinde ne tür satış ve pazarlama politikası uyguluyorsunuz?

Döviz kuru geçmişteki gibi uzun vadeli bir stabiliteye sahip değil. Bu nedenle yatırımcılar ciddi endişe duyabiliyorlar. Bunu aşmak için onlara satış öncesinde gerekli bilgilendirmeleri ve bütçe seçeneklerini oluşturuyoruz. Yatırım bütçesini etkileyen makine opsiyonlarını detaylı olarak sunuyoruz. Sonuçta çoğu zaman ortaya çıkan rakam, onların planladıkları rakamın bile altında kalıyor. Önemli olan müşteriye makine satışı ile başlayan bir ilişkimiz olduğunu göstermek, bu nedenle satış rakamından ötesine bakıyoruz. Müşterimiz de bunu bildiği için bizi tercih ediyor.

Sosyal medyayı yeterli derecede kullanıyor musunuz? Bu mecralara bakışınız nasıl?

Facebook ve twitter başta olmak üzere sosyal medyayı kurumsal olarak kullanıyoruz. Ancak, ne yazık ki Türkiye’de sosyal medya iş anlamında halen kullanışlı bir düzeye ulaşmadı. Ancak bu alanın potansiyelini görüyor ve ısrarla burada yer alıyoruz. Günlük olarak makinelerimiz, yenilikler ve çözümler hakkında paylaşımlarımız oluyor. Müşterilerimiz makinelerle ilgili sorularını bu kanallardan sorabiliyor ve hızla yanıt verebiliyoruz. Katıldığımız etkinliklerden, fuarlardan paylaşımlarımızı sosyal medya üzerinden yaparak ziyaretçilerimizi bu deneyime ortak ediyoruz.

Yeni ürün, yeni proje ve hedeflerinizle ilgili neler söylemek istersiniz?

Önümüzdeki dönemde Türkiye pazarına Nyala LED ve Impala LED’i getirmek istiyoruz. Bunun için çalışmalarımız sürüyor. Türk baskı endüstrisinin düşük fiyat rekabetinden kalite ve sürdürülebilirlik ilkelerine bağlı rekabete geçişinde bu çözümlerimizin sektöre önemli bir katma değer sağlayacak. swissQprint, HandTop ve bullmer markalarımız ile müşterilerin esnek üretim adeti ve farklı tasarım taleplerine, hızlı ve sağlam sevkiyat isteklerine net yanıt vermeyi sürdüreceğiz.

Son olarak sektöre vermek istediğiniz bir mesajınız var mı?

Sektörümüz yerli ve yabancı üreticileri ile oldukça canlı ve büyümesini sürdürüyor. Ancak rekabette uyulması gereken kurallar var. Etik ilkeler çerçevesinde karşılıklı marka kötülemeleri yerine, kendi çözümlerimizin üstünlüklerini anlatalım. Dijital baskı pazarını büyütmeye dönük çalışmalarda işbirliği yürütmeliyiz. Sürekli ve dengeli büyüyen bir pazar için yapılacak çalışmalar, hepimizin yararına olacaktır.

Sera Şirketler Yönetim Kurulu Başkanı Ali Tekin Çelik, Almanya’nın Düsseldorf şehrinde düzenlenen Euroshop 2017 Fuarı’nı takip etti.

Dünyanın en önemli fuarlarından biri olan Euroshop 2017, Almanya’nın Düsseldorf şehrinde yapıldı. Bu fuarda, perakendecilik sektörünün taleplerini ve yeni trendlerini gözlemlemek mümkün. Türkiye’den de pek çok katılımcı fuarı ziyaret etti ki; bunlardan biri Sera Şirketler Yönetim Kurulu Başkanı Ali Tekin Çelik oldu. Çelik ilginç gözlemlerini ve değerlendirmelerini Dijital Teknik Dergisi ile paylaştı.

Euroshop 2017 Fuarı’nı ziyaret ettiniz. Fuara ilişkin genel değerlendirmenizi alabilir miyiz? Nasıl bir fuar oldu?

Euroshop Fuarı, dünyanın en eski uluslar arası fuarlarından biridir. İlk kez 1966 yılında ‘modern dükkanlar ve mağaza vitrinleri’ konsepti ile açılan, iki yıl sonra da uluslar arası bir nitelik kazanan Euroshop, 3 yıllık periyotlarla düzenleniyor. Dolayısıyla bu fuara bakarak perakendeciliğin gelişen taleplerini, geçirdiği değişim gözlenebiliyor. Euroshop, soğutma üniteleri, kasa banko sistemleri, yaratıcı sunum-reklam, aydınlatma, stand tasarımı, bilgi teknolojileri, yönetim bilişim teknolojileri, ödeme sistemleri, elektronik güvenlik teknolojileri ve tedarik zinciri yönetimi vb gibi perakende sektörünün tüm ihtiyaçlarını bir araya getiren alanında dünyanın en büyük organizasyonlarından biri.  Çok geniş bir yelpazede ürün çeşitliliğini içeren böyle bir fuarı görmemek olmazdı. Fuarda katılımcı firmalar her metrekare için 300 Euro ödüyordu ve günlük giriş ücreti de 70 Euro idi. 4 gün için bilet aldığında günlük giriş ücreti 60 Euro’ya düşüyordu. Giriş ücreti ve m2 bedeli bu kadar yüksek olmasına rağmen hem katılımcı hem de ziyaretçi sayısı itibariyle hayli ilgi gördü. Fuar, Almanya’nın fuarcılık geleneğinin ne kadar güçlü olduğunun kanıtı gibiydi. Sadece bu fuarlar bile Alman ekonomisinin küresel çaptaki gücü konusunda bize fikir veriyor.

Fuarı hangi amaçlarla ziyaret ettiniz? Ziyaretiniz beklentilerimizi karşıladı mı? Fuar firmanız açısından nasıl geçti?

Firmamızın oldukça geniş bir ürün yelpazesi var. ATM kabinleri ile kiosklar, reklam tabelaları, totem uygulamaları, dijital baskı, ATM’li/ATM’siz taksi ve otobüs durakları, satış büfeleri, mağaza stantları, konsept projeler mobilya uygulamaları, şube konseptleri, aydınlatma üretim ve uygulamaları, inşaat ve tadilat işleri, mobil şube uygulamaları, gezici banka şubeleri üretim ve uygulama işleri bizim çalışma alanlarımızı oluşturuyor. Yine bu ürün çeşitliliğine uygun olarak büyük kurumsal müşterilerimiz var. Türkiye Halk Bankası, T.C Ziraat Bankası, Vakıflar Bankası, Çorum Belediyesi, İzmir Belediyesi, PTT, Arçelik/ Beko, DDY, Mopa, Havelsan, Ankara Halk Ekmek Fabrikası müşteri gruplarımızdan bazılarıdır. Yani bir banka müşterisine de bir ekmek tüketicisine de ürün sunuyoruz; dolayısıyla geniş bir müşteri ağımız var. Ürün yelpazesini geliştirmek yoluyla müşteri memnuniyetini maksimum seviyelere çıkarmak, yeni gelişen teknolojileri, uygulamaları öğrenmek yoluyla rekabetçi yapımızı korumak, Ar-ge çalışmalarımızı buna göre yönlendirmek istiyoruz. Rekabetçiliğin sürekliliğini sağlamanın pek çok yolu vardır ki, biri de fuarlardır.

Sektörümüzün hızla geliştiği, yeni ürünlerin piyasaya sunulduğu da bir realite olduğuna göre Euroshop’a mutlaka gitmemiz gerekiyordu. Fuara, gözlemci olarak katıldım. Türkiye’den 60 firmanın standı vardı;  bu firmaların yarıya yakınını tanıma imkanı buldum. Türk katılımcıları ziyaret etmek ve yeni ürünleri görmek istedim. Farklı sektörlerin bir arada olması, bize bütüncül bir gözlem yapma imkanı sağladı; ufkumuz açıldı. Fuarı görmek isteyişimin bir diğeri nedeni de Akyurt’un özel konumundan kaynaklandı. Bilindiği üzere, Ankara’da uluslar arası niteliğe sahip bir fuar alanından mahrumuz. 2015 yılında bu ihtiyacı gidermek üzere Ankara’nın Akyurt ilçesinde uluslar arası fuar ve kongre merkezi inşaatının temeli atıldı. Şu anda bazı problemler nedeniyle inşaatta sorunlar yaşansa da er veya geç bu fuar alanı inşaatı bitecek ve hizmete girecek. Başkanı olduğum Akyurt Sanayici ve İşadamları Derneği, Ankara’nın dünyaya açılan kapısı olacak Akyurt fuar alanının ekonomiye kazandırılmasını arzu ediyor. Almanya da fuarcılık açısından örnek alınacak bir ülke olduğundan, Ankara’daki ilgili kişi ve kurumlarla paylaşmak üzere bilgi almak ve gözlem yapmak gerekliliğini düşündüm

Dikkatinizi çeken yeni ürünler, yeni teknolojiler oldu mu?

Euroshop 2017 fuarı, 7 ana kategoride yoğunlaşmıştı. Bunlar, mağaza tasarımı ve ekipmanları, POP marketing, aydınlatma, görsel mağazacılık, gıda teknolojileri ve enerji yönetimi, sunum ve etkinlik yönetimi, perakende teknolojileridir. Dünyanın en büyük fuarlarından biri olan Euroshop 2017’de, perakende sektöründe geleceğe damga vuracak eğilimleri, vizyonları görmek mümkündü.  Özellikle bilişim teknolojileri, dijitalleşme örnekleri, akıllı konseptler görülmeye değerdi. Örneğin, çok farklı alanlarda değerlendirilecek robotik uygulamalar dikkat çekiciydi. Bankacılık ve eğitim alanında ya da ev hizmetlerinde kullanabileceğiniz robotlar, ödeme yapabilen güneş gözlükleri, enerji tasarrufuna dönük gelişmiş çözümler, satışı destekleyen aydınlatma sistemleri v.b, yatırımcılar için fikir vericiydi.

2017 yılının Türkiye endüstriyel reklam sektörü açısından nasıl geçeceğini düşünüyorsunuz?

2016 yılı hepimiz için sarsıntılarla dolu geçti. Siyasi tartışmalar, 15 Temmuz darbe girişimi ve sonrasında gelişen olaylar, yeni anayasa, ABD başkanlık seçimleri, döviz kurlarındaki yükselişin doğal sonucu olarak yatırım maliyetlerindeki artış, dış politikadaki gelişmeler, turizm sektöründeki negatif durumlar, siyasi ve ekonomik açıdan sıkıntılı bir yıl geçirmemize sebep oldu. Özellikle enflasyonun ve işsizliğin yükselişe geçişiyle birlikte ekonomik tartışmalar daha da yoğunlaştı. Dolayısıyla hem bizim sektörümüzde hem de diğer alanlarda bir sıkışma ortaya çıktı; cirolarımız azaldı. Biz firma olarak sektördeki tecrübemizle, müşterilerimizin memnuniyetiyle bu sıkıntılı yılı büyük kayıplara uğramadan, sektördeki konumunu korumayı başardı ve krizin üstesinden geldi. 2017 yılının daha iyi geçeceğine inanıyoruz. Zira, daha 2017 yılına girerken Türkiye’nin çok önemli markalarıyla yeni iş birliktelikleri için anlaşmalar yaptı. Ekonominin makro düzeyinde de yeni gelişmeler sözkonusu. Hükümetimiz, ekonomik krizin derinleşmemesi için pek çok politika geliştirdi. Yeni yatırım düşünenlere, istihdam yaratanlara, vergi indirimi yapılması, çeşitli teşvik mekanizmalarından yararlanma imkanının getirilmesi, finansa erişimin önündeki engellerin aşılması, beyaz eşya ve mobilya sektöründe ÖTV’nin düşürülmesi yoluyla satışların canlandırılması, konuta 20 yıl vadeli kredi, cazibe merkezleri, destek paketleri gibi uygulamalar ekonomide bir kıpırdanma yarattı. Özellikle istihdam artışı ile birlikte her sektör yatırıma yöneleceğinden açık hava reklamcılığının da iş kapasitesi yükselecektir. Nitekim, büyük şirketlerin yeni ihale çağrılarına çıktıklarını görüyoruz ki, bizim açımızdan sevindiricidir.

Sera Endüstriyel Reklam olarak 2017 yılında yeni yatırımlarınız, projeleriniz olacak mı?

Sera Reklam, kendi alanında büyük işlere imza attı ve sektöründe iddialı bir konuma geldi. İnovasyon ve ar-ge’ye verdiğimiz önemin sonucunda ATM’li taksi durakları, akıllı duraklar, Hayırmatik ( Akıllı Bağış Kiosku), camilerle ilgili geliştirdiğimiz projeler, reklam oynatabilen sıra verme sistemleri gibi projeler hem firmamızı sürdürülebilir rekabet imkanlarına kavuşturup bizi piyasanın güçlü aktörü haline getirdi hem de endüstriyel reklamcılığın niteliğini yükseltti. Büyümek, yeni atılımlar gerçekleştirmek, istihdamı artırmak istiyoruz. Yakın zamanda makine parkurumuzu ve tesisatlarımızın tümüne yeniledik; dolayısıyla bu manada bir yatırımı düşünmüyoruz. Sera Reklam olarak şimdi gündemimizde olan konu ihracattır. Artık dışarıya açılmak istiyoruz.

Sektöre vermek istediğiniz bir mesajınız var mı?

Endüstriyel reklamcılık sektörü hem Türkiye’de hem dünyada büyüme gösteriyor. Teknolojik imkanlar da endüstriyel reklamcılığın gücünü artırmasına vesile oluyor. Bugün artık toplu taşım araçlarından şehir tabelalarına kadar her yerde endüstriyel reklam ürünlerini görebiliyoruz; üstelik bu örnekler kent estetikleri içinde de değerlendiriliyor; dolayısıyla geleceği açık bir sektör. Sektörün dünya standartlarında bir meslek olabilmesinin yolu ise mesleki yeterlilikten geçiyor. Sözkonusu eksikliği gidermek adına uzun zamandır yaptığımız çalışmaları olumlu sonuçlandırdık ve meslek standartlarını belirlemek amacıyla Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na bağlı Mesleki Yeterlilik Kurumu’yla protokol imzaladık. ARED, endüstriyel reklamcılık mesleğinin yanı sıra akrilik uygulama ve harf işçisi ile endüstriyel reklam ölçü keşif ve montaj işçisi mesleklerinin ulusal standartlarını ve yeterliliklerini hazırlama yetkisi aldı. Aşamalı olarak gerçekleşecek ilk süreçte üç mesleğin standartları hazırlanacak ve ulusal yeterlilikleri belirlenecek. Böylece, sektörün en önemli sorununa çare bulunacak; ara veya ana eleman dediğimiz elemanların yetişmiş olmalarını sağlayacağız. Bu, mesleğin saygınlığının artması anlamına geliyor. Şu anda ne yazık ki sektörde çalışanlar, usta-çırak ilişkisi içinde yetişiyor ama bu AB standartlarına uygun değil. Ayrıca, sektör olarak açık hava reklamcılığının meslek liselerinde branş ders olarak okutulmasını istiyoruz. Bunu, 2017-2018 eğitim öğretim yılında müfredata aldırmak için çalışmalarımızı sürdüreceğiz.