“Ne farkımız var birbirimizden…”

Şafak Aydoğan 

Ard arda iki fuar birden gezince insan bir değişik oluyor. Önce Fespa Londra, ardından Şangay Reklam Fuarı… 

Birçok ithalatçı ve son kullanıcı oradaydı. Ramazan olduğundan öncekilerden az olduğunu söyleyenlerde vardı. Ancak şu bir gerçek ki Fespa Londra Fuarı’nda olan pazarlama humması ve gerçek dışı satış hikayeleri çoktu. Şangay Fuarı’nda gerçek ticaretle ve bol yalanla dolu idi.

Fuar sonunda konuştuğum ithalatçılar, bir umutla yeni ürün bulmanın sevincini taşıyorlardı. Ancak aslında Çinli herkese aynı ürünü satıyor olacağını kendisi de biliyor. 

Fuarda başıma gelen en ilginç olaylardan biri, bir makine üreticisi olarak, Türkiye’de yıllardır Türkiye’de başarı ile distribütörü ile satılan bir Çin markasının patronu tarafından akşam yemeğine davet edildim, anlamadım önceleri ama nezaketen kabul ettim. 

Akşam yemekte bana Türkiye’yi övdü durdu. Bende distribütörünü övdüm. Sattığı adetler çok iyi dedim. Ama Çinli’de öyle bir zihniyet varki. Sanki Türkiye Çin, herkese satacak. Ben kendisinin ürünlerini değil, kimsenin ürünün satmayacağımı, sadece Eurotech ürettiğimizi, ayrıca böyle yaparsa distribütörü kaybedeceğini söyledim. 

Cevabı çok ilginçti: “Distribütör bir yere gidemez. Gitse de rakibini ararız, ucuz fiyat veririz, hemen gelir” 

Çinli bizi nasıl da çözmüş? 

Sign İstanbul Fuarı’nda buna benzer olayı Türk firmalar arasında yaşanmıştı. İşte dedim “Ne farkımız var birbirimizden, Çinli’de aynı, Türk’de…” 

Bir büyüğüm 15 sene önce, bir kerelik yapılan işe satış, devamlı yapılan işe ise Ticaret denir demiştir. Bugün ticaret iyice kısa sürelerde yapılıyor. Peki bunun adı nedir?

 

Print Friendly, PDF & Email