Nejat Öztan: Makine satıcısından son kullanıcısına kadar çok güzel bir sektör içindeyiz. Hep birlikte bu sektörü sağlıklı bir şekilde ayakta tutmanın yollarını aramalı ve bulmalıyız.

Özak Makine’den Nejat Öztan ile yaşadığımız pandemi süreci ve sonrasına ilişkin bir söyleşi gerçekleştirdik.

Yaşanan pandemi süreci düşünceleriniz nelerdir? Özak açısından bu dönem nasıl geçti?

Nejat Öztan: Yaşanan pandemi sürecinde kendimizi ve çevremizi aldığımız önlemlerle geçirdik. Bu dönemde yasaklı günler haricinde ofisimiz sürekli açık oldu. Bununla birlikte aynı şekilde satışlarımız yoğun şekilde devam etti. Dünya genelinde yaşanan pandemi süreci mutlaka tüm dünyayı olduğu gibi ülkemizi de etkilemektedir. Almanya’dan Amerika’ya, Rusya’dan İran’a kadar birçok ülke için gelecek noktasında bir belirsizlik havası var. Bu belirsizlik havası da ticareti daha zor hale getiriyor. İçinde bulunduğumuz endüstriyel reklam sektöründe hareketlilik hiçbir zaman bitmedi. Sektörün içindeki genel sorun nakit akışından kaynaklanmaktadır. Bunun yanında iş var ancak kâr anlamında şirkete bir gelir bırakmıyor. Örneğin yaptığınız 4 işten birinde paranız takılıyorsa, yaptığınız diğer işlerin kazancı da buraya gidiyor. Bu anlamda ciddi bir riskli pazarlar karşı karşıyayız. Dolayısıyla bu içinde bulunduğumuz durum bütün sektörler için de geçerlidir. Bu anlamda şu anki şartlarda çok fazla yapılacak bir şey yok. İçinde bulunduğumuz ve geleceğe yönelik ne olumlu ne de olumsuz bir yorum yapmak sağlıklı olmaz. En doğru olan yaşayarak bir şeyleri göreceğiz. Gördükçe kendimize göre pozisyon alacağız.

Özak olarak pandemi süreci ve sonrasına ilişkin düşünceleriniz nelerdir? Bu zorlu süreci nasıl atlatmayı düşünüyorsunuz?

Nejat Öztan: Özak olarak biz her zaman özkaynaklarımızla büyüdük. Hiçbir zaman kredi işine girmedik. Bu anlamda ticari noktada oldukça rahatız. Pandemi süreci ve sonrasında taşlar yerinden oynadı. Bu anlamda bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Yeni düzenin nasıl kurulacağını hep birlikte yaşayarak göreceğiz. Sonuç itibariyle yaşadığımız bir salgındır. Dikkat edip, sakınmak gerekir. Gerekli önlemleri alarak çalışmalarımıza devam edeceğiz. Ne kadar süreceği henüz bilinmiyor. Bu anlamda pandemi ile yaşamayı bir an önce öğrenip bu şekilde bir yaşam tarzını benimsemeliyiz. Özellikle Türk halkı tokalaşma ve sarılmayı bir sevgi ve saygı ifadesi olarak yaparız. Bunlardan biraz uzak kalacağız.

Eylül ayında gerçekleştirilecek SIGN İstanbul Fuarı’nda yerinizi aldınız. Fuarla ilişkin beklentileriniz nelerdir?

Nejat Öztan: SIGN İstanbul 2020 Fuarı’nda bu sene de yerimizi aldık. Yine her sene olduğu gibi standımızda makine olmayacak. Sosyal mesafe kuralları çerçevesinde misafirlerimizi en iyi şekilde ağırlamak istiyoruz.

Son olarak sektöre vermek istediğiniz bir mesajınız var mı?

Nejat Öztan: Makine satıcısından son kullanıcısına kadar çok güzel bir sektör içindeyiz. Hep birlikte bu sektörü sağlıklı bir şekilde ayakta tutmanın yollarını aramalı ve bulmalıyız. Nihai müşteri için söylemek istediğimi şudur; Hayal kurarak yatırım yapmayın. Ayakları yere basan projeniz varsa alım kararı alın. Bu kararı doğru veremezse önce kendine, sonra makineyi satın aldığı firma zarar verir. Sonuç itibariyle satıcı firmaların da teminat ve ödemeleri var. Bu firmaların da borçlarını ödemesi için tahsilat yapması gerekir. Dolayısıyla bu durumda sorunlar büyür ve hepimiz altında eziliriz. Gelecek dijital baskıda, ben bir makine alayım, para kazanırım diyerek yapılan yatırım önce alana, sonra aldığı firmaya zarar verir.