Prodigital Dijital Baskı Makineleri

Mor Polimer

Lidya Grup Genel Müdür Yardımcısı Aykut Savbol: “Teknik hizmetler, satın alma karar süreçlerinde en ön sıralarda”

Lidya Grup Genel Müdür Yardımcısı Aykut Savbol: “Dünya standartlarının üzerinde teknik servis hizmeti veriyoruz ve bunu Türk iş aşkı ile harmanlayarak sağlıyoruz”

Dijital baskı sektörünün lideri Lidya Grup, temsil ettiği Xerox, Epson, Efi, Kongsberg, Sutec global markaları, bilgi birikimi, tecrübesi, organizasyon yapısı ve finansal gücü ile Türkiye’de liderliğe otururken, EMEA (Avrupa, Ortadoğu, Afrika) bölgesinin sayılı birkaç firmasından birisi olarak konumlanıyor. Dünya standartlarının üzerinde teknik servis hizmeti veren Lidya Grup’un başarısı, ülkemizin en ücra köşelerinde bile aynı standart ve kalitede ve kesintisiz hizmet vermesiyle farklı bir düzeye erişmiş durumda.

Lidya Grup’un ülkemizin ve bulunduğumuz coğrafyanın en yetkin teknik servislerinden birisi olduğunu ifade eden Lidya Grup Genel Müdür Yardımcısı Aykut Savbol, şunları söyledi: “Teknoloji çağındayız ve teknolojilerin ilerlemesiyle artık ekipmanlar arasındaki yetkinlikler ve özellikler birbirine çok yaklaştı. Beğenilen bir marka olmaktan tercih edilen olmaya doğru gerçekleşen yolculukta, teknik hizmetlerin önemi en ön plana çıktı ve satın alma tercihlerini direk etkiler oldu. Artık şöyle diyoruz; Ürün kalitesi dikkati çeker, servis kalitesi ise değer katar. Dünyada pek çok iş standartlaşmış, belirli kurallar ve prosedürler çerçevesinde icra edilirken, ülkemiz insanı önyargılar, tarihsel bilinçaltı engeller, jeopolitiğimizin neden olduğu krizler nedeniyle bu standartların dışındaki şartlarda iş yapmak zorunda. Bu durum bizleri daha mücadeleci olmaya, daha yaratıcı düşünmeye mecbur bırakıyor. Sonuç; biz her şeyi daha iyi, daha kaliteli ve de daha ekonomik yapmak zorundayız.” dedi.

Türk insanı bir şekilde tüm olumsuzluklara karşı özgün çareler üretiyor

Türk insanın bir şekilde tüm olumsuzluklara karşı özgün çareler üretmeye çalıştığına vurgu yapan Aykut Savbol, şunları kaydetti: “Avrupa’da ve Amerika’da işlerin kuralları ve prosedürleri bellidir ve süreçte görev alan herkes bu kapsamda işlerini yaparlar.  Bu durum bazen avantaj gibi gözükse de, işin içine müşteri ihtiyaçlarının çeşitliliği ve zaman baskısı girdiğinde standart kurallar ve işleyişler eksik kalıyor. Bizler işte burada Türk iş mantığına uygun çözümler ekleyerek açık ara öne geçiyoruz. Örneğin, yurtdışında bir teknisyen mesaisi bitince veya gereken yedek parça yoksa makineye müdahalesi ertelenir. Türkiye’de ise bizler gerekirse sabaha kadar çalışarak, yedek parça gelene kadar makineyi nasıl çalıştırabilirim kafası ile yoğun emek ve mesai harcayarak, bir şekilde imkansızlıklara karşı çaresini buluruz. Lidya Grup olarak, dünya standartlarının üzerinde teknik servis hizmeti veriyoruz ve bunu Türk iş aşkı ile harmanlayarak sağlıyoruz. Bizde “Şu Çılgın Türkler” bitmez. Lidya olarak, kendi sektörümüzde “Şu Çılgın Türkler” arasındayız. Ve bununla gurur duyuyoruz” diye konuştu.

Satın alma maliyetini unutun, toplam sahip olma maliyetine bakın…   

Günümüz dünyasında, alternatiflerin ve teknolojilerin yarıştığı yerde müşterilerin çok bilinçli olması gerekiyor. Alacağı ürün ile ilgili bilinç düzeyi eksik müşteri yüksek bedeller ödeyerek ihtiyacı dışında ya da ihtiyacının altında ürün seçebilir. Sadece ürün fiyatına bakıp tercih yapıldığında aslında ucuz değil, çok pahalı bir tercih de yapılmış olabilirler.

“Özellikle bizim sektörümüzde her hangi bir ürünü satın alırken, ürünün sadece satın alma maliyetine değil, toplam sahip olma maliyetine bakılması gerekiyor” diyerek sözlerini sürdüren Aykut Savbol, şunları anlattı: “Bir ürünün satış fiyatı, başlangıçta daha ekonomik olabilir. Ancak bir ürünü alırken, satın alma maliyetinden öte, toplam sahip olma maliyetine bakılmalıdır ve bu konu masaya yatırılmalıdır. Satın alınan ürünün fiyatının yanında, satış sonrası hizmet kalitesi ve yaygınlığı, ürünün ömrü, çalıştırma maliyetleri, enerji tüketimi hatta sağlığa etkisi gibi faktörler değerlendirilmez ise uzun vadede kar değil zararın ortaya çıktığı görülür. Nitekim, dijital bir baskı makinesinin sürdürülebilir şekilde çalışması, sunulacak teknik servis hizmetinin uzman ekipler tarafından kesintisiz ve kaliteli bir şekilde alınması, makinelerin uzun ömürlü olması, işletmelere değer ve kar sağlar. Müşteriler ve iş insanları bu konuda ciddi bir farkındalığa sahiptir ve yaşadıkları tecrübelerin paralelinde, özellikle de bir dijital baskı makinesi satın almadan önce, kendilerine sunulacak teknik servis hizmetinin kalitesini değerlendirmektedirler. Eğer, teknik servis hizmetlerin yetersiz ve organize olmadığı durumlarda;  işlerini kesintisiz yapamayacaklarını, makinelerinin ömrünün kısalacağını ve makinenin ikinci el değerinin çok düşeceğini bilmektedirler.” dedi.

Deneyimli teknik kadrosu ve güçlü organizasyon yapısı bulunuyor

Lidya Grup’un deneyimli teknik kadrosu ve güçlü organizasyon yapısıyla, cihazlarda olası bir arıza oluşmadan müdahale eden proaktif bir servis standartlarının bulunduğuna dikkatleri çeken Aykut Savbol, konuşmasına şöyle devam etti: “Dijitalleşen dünyada artık baskı makineleri de internet dünyasına bağlanmış durumdadır. Bu bağlantı onların daha hızlı servis almasını, arıza ve ihtiyaçlarını insana gerek duymaksızın bildirmesi, yaptığı faaliyetleri raporlaması, uzaktan servis alma imkanına kavuşmaları anlamına geliyor. Lidya Grup, bir pc gibi çalışan cihazları için deneyimli analist ekipleri ile bu bağlantının sürekli olmasını sağlıyor. Lidya olarak tecrübelerimizden yola çıkararak, dünya standartlarının üzerindeki teknik servis hizmetimize ek olarak, cihaz kullanıcılarının eğitimini birinci planda tutan, cihazları arızalı olmadığı zamanlarda da izleyerek henüz olası bir arıza oluşmadan müdahale eden ve arıza sıklığını azalan proaktif bir servis standardını sunuyoruz. Uzun yıllar grubumuzda çalışan tecrübeli ve deneyimli teknik servis ekiplerimiz ile ülkemiz geneline hizmeti sanata dönüştürme mottosuyla hizmet vermeye devam edeceğiz.” şeklinde konuştu.

 

Genç Polimer, 5. Yılını Kutluyor

25 yıllık tecrübe ışığında kurulan Genç Polimer, kuruluşu itibariyle 5. yılını kutluyor. Kurulduğu tarihten bu yana hızlı bir gelişim kaydeden Genç Polimer, bir yandan kapasitesini artıyor, diğer yandan müşteri porftöyünü genişletiyor.

25 yıllık tecrübe ışığında kurulan Genç Polimer, kuruluşu itibariyle 5. yılını kutluyor. Kurulduğu tarihten bu yana hızlı bir gelişim kaydeden Genç Polimer, bir yandan kapasitesini artıyor, diğer yandan müşteri porftöyünü genişletiyor. Genç Polimer Sahibi Hakan Genç, çalışmaları hakkında dergimizin sorularını yanıtladı.

Genç Polimer için 2023 yılının ilk altı aylık dönemi nasıl geçti? Beklentilerinize ulaştığınızı söyleyebilir misiniz?

Hakan Genç: İlk altı aylık dönem Genç Polimer açısından oldukça başarılı geçti. Firmamız bilindiği üzere pleksiglas konusunda branşlaşmıştır. Bu alanda piyasanın beklediği standartları karşılayan ürünler sunuyoruz. Sürekli yeni ebat ve renkler üzerine çalışmalar yapıyoruz. Bu dönemde banka ve akaryakıt istasyonu gibi kurumsal markaların da tercihi olduk. Ürünlerimize olan talebi karşılamaya yönelik üretim tesisimizde kapasite artışına gittik. Kısa bir süre sonra aylık 200 ton civarında üretim hacmine ulaşmayı planlıyoruz. Aslında Genç Polimer olarak aylık 500 tonluk bir hedef belirledik. Ancak şu anki tesisimiz bu kapasite için yeterli olmayacak. Bunun için yeni yer konusunda da bir yandan fizibilite çalışmaları gerçekleştiriyoruz. Ayrıca kadromuzda oldukça genişledi. Şu an 43 kişilik bir ekiple istihdama ciddi bir katkı sağladığımızı düşünüyoruz. Sonuç itibariyle Genç Polimer için ilk altı aylık dönem son derece verimli, yoğun ve başarılı geçti.

Mevcut ebatlarınız hakkında bilgi verir misiniz? Bunun dışında farklı ebada geçmeyi planlıyor musunuz?

Hakan Genç: Ebatlarımız ağırlıklı olarak 205*305 cm’dir. 240*240 cm özel üretimde yapılabilmektedir. Bununla birlikte önümüzdeki dönemde 3 metrelik fırınlar kuruyoruz. İlerleyen zamanlarda özel havuz ve jakuziler için levhalar üretebiliriz. 280*300 cm ebatlı bir alternatif üretebilirsek çok ciddi bir pazar oluşturacağına inanıyorum.

Ülkemizde seçimlerin tamamlanmasıyla birlikte artık daha öngörülebilir bir sürece geçiyoruz. Belirsizlik ortamının azalması yatırımları daha fazla ön plana çıkarır. Size göre yatırıma yönelim artar mı?

Hakan Genç: Ülkemizde seçimler, demokratik bir şekilde gerçekleştirilmiştir. Bir süredir bizim dikkatimizi çeken konu ise, yaşanan döviz kur artışları, faizler, artan maliyetlere rağmen işlerin hiçbir zaman yavaşlamaması. Firmaların hepsi yoğun, siparişlerde teslimatlar için uzun termin süreleri veriliyor. Çünkü yoğun talep var. Genel anlamda tüm işletmeler çalışıyor, üretiyor ve ürünlerine kolaylıkla müşteri bulabiliyor. Yine istisna durumlar hariç her firma eleman arayışında. Yani böyle bir ortamda dahi tüm işletmeler yoğun bir şekilde faaliyetlerini sürdürüyor. Piyasalarda belirsizlik ortamının kalkması yatırımcının iştahını daha da artıracaktır. Türkiye’nin her noktasında bayilerimiz aracılığıyla çalışıyoruz. Özellikle son dönemde bayilerimizden yoğun talep gelmeye başladı. Yurtiçindeki bu talebin yanında özellikle yurt dışı pazardan da yoğun talep almaktayız.

Geçtiğimiz yıl SIGN İstanbul Fuarı’na katıldınız. Bu yılki fuara bakışınız nasıl olacak?

Hakan Genç: Biz doğrudan kullanıcıya satış yapmıyoruz. Türkiye genelinde bayiler aracılığıyla ürünlerimize son kullanıcılara ulaşmasını sağlıyoruz. Katıldığımız fuarda bayilerimizi ön plana çıkartarak gelen müşterilerimizi yönlendirme konusunda da hassasiyet gösterdik. Bu anlamda hiçbir bayimizi üzmeden onlara yeni müşteriler kazandırdık. Bayilerimiz için katıldığımız bu fuar bizim ve bayilerimiz için son derece verimli geçti.

Ürünlerimize olan ilginin en büyük kaynağını da müşterilerimize sunduğumuz pleksiglas’ın olması gereken kalite şartlarına uygun olması. Dolayısıyla kullanıcıların beklentilerini bu noktada tam anlamıyla karşıladığımızı düşünüyoruz. Bununla birlikte gerekli tüm kalite standartlarına sahibiz.

Son olarak eklemek istediğiniz bir mesajınız var mı?

Hakan Genç: Bize güvenen tüm bayi ve müşterilerimize teşekkür ediyoruz. Onların bize olan güveni sayesinde bugünlere geldik. Genç Polimer’in kuruluşundan bu yana geçen 5 yıllık süreç, 25 yıllık bir tecrübenin eseridir. Gerçekleştirdiğimiz üretimlerle hem yurt içinde hem de yurt dışında aranan bir marka olma yolunda emin adımlarla faaliyetlerimizi sürdürmekteyiz. Bundan sonra da aynı şekilde bu güvene layık olarak, çizgimizi bozmadan hedeflerimize ilerlemeyi düşünüyoruz.

Esereklam, Yeniliklerini Dünya Pazarıyla Buluşturdu

Esereklam, 23-26 Mayıs tarihleri arasında düzenlenen Fespa GPE 2023 Fuarı’na katılarak ülkemizi başarıyla temsil etti. Firma, üretimini gerçekleştirdiği Ledbox çözümleri, aydınlatma ekipmanları, bayrak ve kumaş baskı üretimiyle ilgili geniş ürün yelpazesini dünya pazarıyla buluşturdu. Fuara katılmış olmaktan dolayı memnun olduklarını ifade eden Esereklam Yönetim Kurulu Başkanı Fikret Zengin, fuara ilişkin sorularımızı yanıtladı.

Firma olarak Fespa Global 2023 fuarı katıldınız. Ülkemizi başarıyla temsil ettiğiniz için öncelikle sizleri tebrik ederiz. Fuarla ilgili öncelikle katılım amacınızı ve sonuçlarına dair görüşlerinizi öğrenebilir miyiz?

Fikret Zengin: Teşekkür ederiz. Üretimini yaptığımız çözümleri dünya pazarına ulaştırarak yeni müşteriler elde etmek amacıyla Fespa GPE 2023 Fuarı’na katılım gösterdik. Sektörümüzle ilgili uluslararası platformda kalitesini ispatlamış bir organizasyon. Global pazarlarda var olmamız gerektiğini düşünerek bu fuarda yer almak istedik.

Fuar süresince hangi ürün gruplarınızı sergilediniz? Bu noktada ürünlerinize olan ilgiden memnun musunuz?

Fikret Zengin: Fuar süresince Eseraklam portföyünde bulunan LEDBOX profillerimizi, baskı tekniklerimizi, aydınlatma ekipmanlarımızı, bayrak ve kumaş baskı çözümlerimizi tanıttık. Ürünlerimize yönelik oluşan ilgiden son derece memnunuz. Özellikle LEDBOX grubu ziyaretçilerin yoğun ilgisini çekti. Bu anlamda Esereklam olarak oldukça verimli bir organizasyon oldu.

Ağırlıklı olarak hangi ülkelerden ziyaretçi standınızı ziyaret etti? Bu noktada satışa yönelik bağlantı kurduğunuz ülkeler hangileri oldu?

Fikret Zengin: Oldukça geniş bir ziyaretçi kitlesinin fuarı ziyaret ettiğini söyleyebiliriz. Avrupa, Güney Asya, Güney Amerika, Orta Asya gibi çok farklı ülkelerden ziyaretler oldu. Bu anlamda ziyaretçi çeşitliliği konusunda da memnuniyet verici bir fuar oldu.

Rekabet noktasında ürünlerinizi ön plan çıkaran etkenler neler oldu? Birçok marka arasında hangi özelliklerinizi ön plana çıkardınız?

Fikret Zengin: Türkiye üretimdeki gücüyle tüm Avrupa’nın talebini karşılayabilecek güce ve kapasiteye sahiptir. Bununla birlikte en büyük avantajımız fiyat noktasındadır. Uzakdoğu pazarı hariç kalite ve fiyat avantajı ile ön plana çıkmaktayız. Bu avantajı da ihracat imkanlarını kullanarak fırsata çevirme çabası içindeyiz.

Fuara Türkiye’den hem katılım hem de ziyaretçi sayısı noktasında ilgi oldu. Size göre ülkemizden ilgi nasıldı?

Fikret Zengin: Yurtdışındaki fuarları uzun yıllardır takip ediyorum. Ülkemizden katılımcı noktasında oldukça ciddi bir sayıya ulaşıldı. Bizler gibi ihracata odaklanıp bu fuara katılan tüm firmaları tebrik ediyorum. Ülkemizden ziyaretçi sayısı ise geçmiş yıllara göre daha az gerçekleşti. Bunun en büyük sebebi de yaşanan vize sorunları oldu.

Yurtdışı fuar katılımları oldukça ciddi bir maliyet oluşturuyor. Sonuçları itibariyle sizin için verimli bir organizasyon olduğunu düşünüyor musunuz? Gelecek senede de bu tarz organizasyonlarda olmayı planlıyor musunuz?

Fikret Zengin: Evet, fuar katılımları ciddi bir maliyet oluşturuyor. Esereklam olarak fuarlara orta ve uzun vadeli bakış açısıyla değerlendiriyoruz. Anlık veya günlük beklenti içinde değiliz. Zaman içinde mutlaka katılımın avantajını görüyoruz. Bunun yanında katılımla ilgili çeşitli teşviklerden yararlanıyoruz. Dolayısıyla toplam fayda olarak bizim için avantajlı bir oldu. Bu sebeple gelecek yıla yönelik fuar rezervasyonumuzu yaparak anlaşmamızı gerçekleştirdik.

Ülkemizde seçimlerin tamamlanmasıyla birlikte artık daha öngörülebilir bir sürece geçiyoruz. Belirsizlik ortamının azalması yatırımları daha fazla ön plana çıkarır. Size göre yatırıma yönelim artar mı?

Fikret Zengin: Evet, seçim sürecinin tamamlanmasıyla artık daha fazla ticaret konuşacağız. Bu noktada yatırımlarda hız kazanacaktır. Döviz kurlarında bir miktar artış beklentisi var. Aslında olması gereken yerin altında olduğu ifade ediliyor. Ancak her şeye rağmen önümüzdeki 5 yıllık sürecin ilk bir yılı yavaş olsa da ilerleyen senelerin çok daha iyi geçeceğini düşünüyorum.

2023 yılının ilk altı aylık döneminin tamamlanmasına az bir zaman kaldı. Bu noktada ilk altı aylık dilim firmanız açısından nasıl geçti? Bununla birlikte ikinci altı aylık dilime ilişkin beklenti ve öngörülerinizi öğrenebilir miyiz?

Fikret Zengin: Şubat ayında yaşanan ve tüm ülkemizi yasa boğan deprem felaketi nedeniyle oldukça moralimiz bozuldu. Herşey ikinci planda kaldı. Kalbimiz, gözümüz, kulağımız oradan gelecek haberlerde oldu. Herkes gibi bizlerde bu dönemde maddi manevi tüm gücümüzle destek olmaya çalıştık. İlerleyen zamanla birlikte işimize odaklanmaya çalıştık. İşler bir miktar yavaşlasa da son birkaç aydır eski hacimlere ulaştı. İkinci altı aylık dönemde de açıklanacak yeni ekonomik programla birlikte daha hızlı bir ticari hayatın içine gireceğimize inanıyorum. Döviz kurunun istenilen veya beklenen noktaya gelmesiyle ihracat imkanları daha fazla artacaktır. Dolayısıyla ikinci altı ay inşallah çok daha yoğun geçecektir.

Son olarak endüstriyel reklam sektörüne vermek istediğiniz bir mesajınız var mı?

Fikret Zengin: Artık sınırları aşmanın zamanının geldiğini düşünüyorum. Dünya pazarından pay almalıyız. Bunun için özellikle üretim odaklı çalışan işletmelerin hep birlikte ihracata odaklanmalarını tavsiye ediyorum. Ülkemize sağlanacak katma değerle büyüyen Türkiye hedeflerine ulaşmak mümkün olacaktır. Dünya pazarına ürün sunma çabası sayesinde kalite standardı da yükselecektir. Yükselen kalite standardı da dünya pazarından daha fazla pay alma imkanı sağlayacaktır.