Prodigital Dijital Baskı Makineleri

Mor Polimer

SDS Reklam A.Ş. ve Kızılay Kan Bağışı Kampanyası

SDS Reklam A.Ş. sektörümüzde örnek olacak ve takdir edilecek bir çalışmaya imza attı. Kızılay ile birlikte organize edilen çalışmada SDS merkez personeli ve çevre şirketlerden gönüllülerinin de katılımıyla yüksek miktarda kan bağışı elde edildi.

Kızılay ve SDS Reklam A.Ş.’nin birlikte organize ettikleri kan bağışı kampanyasında tüm SDS merkez personeli ve çevre şirketlerden gönüllülerin de katılımı ile yüksek miktarlara ulaşan kan bağışı kampanyası başarılı bir şekilde tamamlandı. Bu duyarlı çalışmayla ilgili olarak SDS Satış ve Pazarlama Direktörü Can Yalçın sorularımızı yanıtladı.

SDS’nin Sosyal Sorumluluk projelerine verdiği destekleri biliyoruz. Son olarak Kızılay ile bir kan bağışı organizasyonu gerçekleştirdiniz. Detaylarını sizden öğrenebilir miyiz?

Can Yalçın: SDS Reklam A.Ş olarak bu tarz sosyal sorumluluk projelerini reklam amaçlı olarak kullanmaktan veya bunun dillendirilmesinden hoşlanmıyoruz aslında, Ancak bu sefer durum biraz farklı.  Amacımız farkındalığı arttırmak ve kan bağışı ile ilgili paylaşacağımız bilgiler ile sektörümüzdeki şirketlerin de bu tarz projeleri organize etmelerini teşvik etmek ve farkındalığı arttırmak, bu tarz kampanyalara iştirak ve destek vermelerini sağlamaktır. 10 Kasım 09.05 olarak organize ettiğimiz bu kan bağışı kampanya tarihi de bizim için oldukça anlam taşımakta olup her yıl aynı tarih ve saatte bu kampanyayı organize etmeye devam edeceğiz.

Kızılay ile işbirliğini nasıl sağlanıyor?

Eğer şirketler 50 kişi civarlarında gönüllü kan bağışçısı bulabildikleri takdirde Kızılay istenilen adrese içerisinde Doktor ve hemşirelerin de olduğu tam teşekküllü bir kan bağış otobüsü yolluyor, bu durumda zaman tasarrufu ile birlikte kimse işin den gücün den geri kalmıyor. Biz de de SDS genel merkez önüne getirilen kan bağış otobüsü sayesinde bu kadar çok bağışçı topladık.

Bağış işlemi veya prosedür nasıl gerçekleştiriliyor?

Toplam da 4-8 dakika süren bir işlem bu aslında,  bağışçıların öncesinde doldurduğu bir anket in akabinde Doktor tarafından kontrolün ardından kan alma işlemine geçiliyor, Tüm harcanan süre bu kadar.

Herkes kan verebilir mi?

Aslında her kes kan vermelidir desek daha doğru olur, diğer yandan herkes kan verebiliyor, aksi bir durum da bağış öncesi doktor kontrolünde kişinin kan verip vermemesine uygunluğa doktor karar veriyor. Diğer yandan doktorların tavsiyesi ile. Her 3-4 ayda bir kan bağışında bulunmak kişinin kendi bünyesi için oldukça faydalı ve gerekli, kişinin kendi kan hücrelerinin yenilenmesi ve daha sağlıklı bir yaşam için de en pratik yöntemdir.

Konuyla alakalı olarak sektörümüze iletmek istedikleriniz mesajlar nelerdir?

Kan bağışın da Kişinin kendi başına veya bir yakınının başına gelmeden durumun önemini tasavvur edebilmesi zor aslında, şu an İstanbul’da olabilecek herhangi bir doğa afet te Kızılay yetkililerinin verdiği bilgiye göre 150 bin ünite kan açığı mevcut. Bu bir sosyal sorumluluk ve insani bir görevdir. Kan bağışında gönüllü olan kişiler, Kızılay’ın datasına kaydedilmekte ve kendileri veya sevdiklerinin kan ihtiyaçları durumunda Kızılay tarafından öncelik tanınmaktadır.

Son olarak kan bağışı ile ilgili kampanya organize etmek isteyen şirketlere veya gruplara öneriniz nelerdir?

En yakın Kızılay bölge müdürlüklerine www.kanver.org  ulaşarak Donör Kazanım Departmanı’ndan bir yetkili ile görüşerek tarih ve detaylarınızı bağışçı sayınızı vb gibi bilgilerinizi iletiyorsunuz, gerek siz onları, gerekse onlar sizi ziyaret ediyorlar. Zaten konuya çok ilgili olan yöneticiler, şirket bağışlarına çok ta değer veriyorlar, sizi yönlendiriyorlar, afiş vb gibi poster broşür tedarikin de bulunuyorlar. Çevre iş yerleri ile birlikte bağışçısı yüksek bir organizasyon yapabilmenize destek te veriyorlar, sizin 50 kadar bağışçı bulmanız Kızılay’ın araç göndermesine yeterli sayıdır. Zaten çevreden bağış aracını gören gönüllüler mutlaka kendiliğin den geliyor, bağışçı sayınız artmış oluyor. 1 Kızılay aracı mesai saatleri içerisinde 150 kadar kişiden kan bağışı alına bilecek şekilde dizayn edilmiş durumdadır.

Met Etiket Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Kibar: Sektörün başarısı birlik olmaktan geçiyor

“Yatırımdan önce fizibilite şart. Fizibilite yapılmadan girilen işler hem yatırımcısına hem de sektöre zarar verir”

Dijital Tabela Teknik Dergisi olarak bu sayımızda sektörümüzün duayenlerinden Met Etiket Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Kibar ile bir araya geldik. Sayın Kibar ile, seçimlerden ekonomiye, piyasalardan geleceğimize kadar samimi ve güzel bir söyleşi gerçekleştirdik.

Türkiye Kasım ayında yeniden seçime gitti. Bu seçimle birlikte yine tek partili bir iktidar dönemi oluştu. Bundan sonraki dönemin ekonomisine yönelik öngörüleriniz nelerdir? Siyasi seçimin ekonomiye ne tür yansımaları olacak?

Mustafa Kibar: 2015 yılı ülkemiz için bir seçim yılı olarak geçti. Piyasalar önce Haziran ayındaki seçime yönelik olarak plan yaptı. Haziran ayındaki seçimde ortaya çıkan tablo bizi tekrar yeni bir seçime götürdü. Bu süre zarfında yine herkes seçimi ve sonuçlarını beklemeyi tercih etti. İş dünyası seçim öncesindeki beklentisi istikrardı. Türkiye gelişmek ve büyümek istiyorsa istikrar içinde olmalıdır. Kasım ayında ortaya çıkan tek parti iktidarıyla birlikte Türkiye’nin istikrarı seçtiğini gördük. Siyasi istikrarın oluşması herşeyi çok güzel olacağı anlamına gelmez. Son zamanlarda yaşanan global piyasalardaki dalgalanmalar bizim gibi gelişmekte olan ülkeleri çok zorlamaktadır. Siyasi istikrar ise ekonomik istikrarın en önemli parçasıdır. Siyasi istikrarın sağlanmasıyla ekonomik hareketlenmenin yaşanmasını bekliyoruz. Fakat ekonomide doğru ve düzgün adımlar atılmaz ise bizim ekonomimiz de durağanlaşır. Dünyadaki istikrarsızlık Türkiye’yi de etkileyecektir. Örneğin, reklam uygulamacısı bir malzemeye ihtiyacı olduğu zaman “yarında lazım olur” diyerek fazlasını istiyordu. Bugün sadece basacağı kadar malzeme istiyor. Stok istemiyor. Bunlar ekonomik durağanlığın işaretleridir. Herkes yatırım yapmak istiyor. Ama kimse o adımı atmıyor.

Endüstriyel reklam sektörüne yönelik görüşlerinizi paylaşır mısınız?

Mustafa Kibar: Sektör içinde birliktelik sağlanamıyor. Bu sektörümüzü olumsuz etkilemektedir. Bir araya gelmeliyiz. Başarı birlik ve beraberlikten geçmektedir. Yine bir örnek vereyim. Sektörümüzde artık iki fuar var. Ben öncesinde SIGN İstanbul’un da iki yılda bir yapılmasını istiyordum. Çünkü sektörümüzde her sene ciddi bir yenilik yaşanmıyor. Ama şimdi bir yılda iki fuar oldu. Bu durum hem katılımcıları hem de ziyaretçileri ikiye böldü. Doğru fizibilite yapılmadan makine yatırımları yapılıyor. Makine alıp iş beklenmez. İş bulunup makine alınır. İş bulamayanlar fiyat rekabetine giriyor. Böylece diğer firmalara zarar vermeye başlıyor. Bir firmaya bakıyorsunuz 50 kişi, kayıtlı sigortalı şekilde çalışıyor. Diğer tarafa bakıyorsunuz 3 kişi çalışıyor kayıt yok, sigorta yok. Bu iki firmanın maliyetleri birbirini tutmuyor. Ardından haksız rekabet başlıyor. Peşinden işin kalitesi bozulmaya başlıyor. Yine satın almacılar görevleri doğrultusunda en az paraya en çok işi almak istiyor. Ardından ortaya çıkan işe baktığınızda baskıysa solmaya, tabelaysa dökülmeye başlıyor. Fiyat ucuzladıkça nereden taviz verilecek; tabiki kaliteden… Sektörümüz bunların önüne geçmelidir. Bazı standartlar oluşturmalıdır.

Sektörümüz ithalatçı bir yapıya sahip. Firmalar çeşitli firmaların temsilciliklerini alarak Türkiye pazarına sunmaktadır. Bazı markalar birkaç satıcı tarafından pazara sunulmaktadır. Distribütör kavramı yerine satıcı kavramı mı geldi?

Bu tarz bozukluklar dünya genelinde de yaşanmaktadır. Avrupa Çin ile baş edemiyor. Çin’de çok kaliteli markalar var ama onlarda Avrupa fiyatında. Avrupa üzerindeki stresle hem fiyatlarını yüksek tutuyor, hem de satıcıları üzerinde baskı kuruyor. Örneğin markanın satıcısı yeterli satış rakamına ulaşamıyorsa, marka ikinci satıcıyla anlaşarak o firmayı da satıcı konumuna getiriyor. Böylece bir marka birden fazla satıcı tarafından temsil ediliyor. Ama pasta ve pazar aynı. Pazarın alacağı ürün adedi belliyse isterse 10 firma tarafından temsil edilsin, başarı sağlanamaz. Örneğin biz 20 yıldır Avrupalı bir firmanın distribütörlüğünü yapıyoruz. Bu firma Türkiye’de bir dönem satış grafiğinde birinci sıraya çıktı. O dönem birçok firma bu markanın kapısında temsilcilik için çok bekledi. Şimdi ise durum tersine döndü. Avrupa pazarı kötü durumda olduğu için o marka Türkiye pazarında firmaların kapısında bekliyor. Her firmaya farklı farklı tavizler vererek ürün satmaya çalışıyor. Bu ekonomik bir pazarlama şeklidir. Ancak 3 temsilci belirlediyse 3 firmaya da aynı imtiyazı ve hakkı vermelidir. Ama Avrupa şu an bunu yapmak yerine farklı firmalara farklı tavizler vererek daha çok mal satma derdine düştü. Böyle olunca da Türkiye’deki temsilciler birbirine düşüyor. Yani Avrupa kötü olduğu zaman diğer ülkeleri de peşinden sürüklüyor.

Matbaa kökenli bir firma ve yöneticisi konumundasınız. Mezun olduğunuz Matbaa Meslek Lisesi’nin tekrar hayata geçmesi için yoğun çaba harcıyorsunuz. Sektörümüz adına da ARED eğitim konusunda İstanbul, İzmir, Ankara gibi şehirlerde önemli girişimlerde sektörümüze yetişmiş eleman istihdam ediyor. Bu çalışmaları nasıl değerlendiriyorsunuz?

Mustafa Kibar: ARED sektörde çok başarılı çalışmalara imza atıyor. Daha farklı çalışmalara da imza atılabilir. Bu sektöre eğitimli kişileri girmesi çok sevindirici bir gelişmedir. Matbaa sektörü için hayata geçirdiğimiz İTO Matbaacılık Anadolu Meslek Lisesi’nde akademisyenler, öğretmenler ve sanayicilerin katılacağı bir çalıştay yapmayı planlıyoruz. Nasıl bir elemana ihtiyacımız var sorusuna cevap arayacağız. Yine bir sorun da ders müfredatlarını Milli Eğitim Bakanlığı hazırlıyor olmasıdır. Ancak Avrupa ve gelişmiş ülkelerde, meslek liselerindeki müfredatları sektörün yetkilileri hazırlıyor. Biz bu lisede müfredatı bu şekilde hazırlayacağız. ARED’de bu konuda çalışmalar yaparak bu verilen dersleri müfredata geçmesini sağlamalıdır. Türkiye’de sivil toplum örgütleri birlik ve beraberlik sorunu yaşıyor. Üyeleri olmasına rağmen istenildiği zaman yarısına ancak ulaşılıyor. Ben BASEV’in kurucuları arasındayım. 100 mütevelli üyemiz olmasına rağmen toplantı sayısı ancak 50 ila 60 kişi arasına ulaşıyor. Bu dernekler sektörün menfaatlerini korumak için oluşmuş yapılardır. ARED’in amacı sektörü güçlendirmektir. Sektöre bir şeyler kazandırmaktır. Sektör kazanırsa firmalar kazanacaktır. Eğer üye olarak manevi destek veremiyorsanız, maddi destek vererek bir şeyler yapmaları için fırsat oluşturulmalıdır. ARED’in, sektörün bir meslek lisesi neden olmasın? Tamamen müfredatı sektör tarafından hazırlanan bir lise neden olmasın? Her şey hayalle başlar.

Met Etiket son dönemde hızlı bir yapılanma içine girdi. Met Etiket’in yaptığı çalışmalar ve bundan sonrasına yönelik planlarınız nelerdir?

Mustafa Kibar: Met Etiket’te insan yatırımı bitmez. Yapımızda bazı değişikler gerçekleştirdik. Ersin Kibar bildiğiniz gibi CEO olarak görev yapıyor. Onun bugüne kadar yaptığı görev için bir arayışımız vardı. Buradaki boşluğu da doldurduk. İnanıyorum ki, Ersin Kibar’ın yeni oluşturduğu yapıyla daha güzel günlere geleceğiz.

Son olarak sektöre vermek istediğiniz bir mesajınız var mı?

Mustafa Kibar: Hizmet sektörüne girecek yatırımcıların öncelikle fizibilite çalışmaları çok iyi

Bir şekilde yapmalarını tavsiye ediyorum. Bu iş gerekli mi değil mi? Bana ne kazandırır? Benden ne götürür? Hesap yapmadan girilen her işin sonu hüsrandır. Sektörümüz durumu ortadadır. Her gün bir veya birkaç firma yok oluyor. Bunun yanında başkalarına yani sektöre zarar vererek kayboluyor. Yatırım yaparken fizibilite mutlaka yapılmalıdır. X sektör gelişiyor hadi bizde girelim şeklinde yatırım olmaz. Aklı başında yerinde yatırım yapılmalıdır.

Selçuk Melekoğlu: 2016 MRS Dijital’in yılı olacak

Endüstriyel reklam çözümlerinde Kayseri’nin güçlü firmalarından Etap Group, gerçekleştirdiği güçlü bir ortaklıkla ismini MRS Dijital olarak değiştirdi.

 

Etap Group, Kayseri’nin güçlü bir sermaye şirketi ile gerçekleştirdiği ortaklıkla ismini MRS Dijital olarak değiştirdi. Sektöre sunduğu ürünler devam ederken, ilave yeni gelişmeler de yaşanıyor. 1.800 metrekareden oluşan yeni bir tesise geçen MRS Dijital, çok farklı sektörler için makine satış hizmeti verecek. MRS Dijital ortaklarından Selçuk Melekoğlu konuyla ilgili olarak sorularımızı yanıtladı.

Öncelikle yeni oluşumun hem size hem de sektörümüze hayırlı olmasını temenni ederiz. Gerçekleştirdiğiniz güç birliği ile sermaye yapınız güçlendi. Konuyla ilgili detayları sizden öğrenebilir miyiz?

Selçuk Melekoğlu: Teşekkür ediyorum. Bildiğiniz üzere Etap Group olarak 10 yıldır ticari faaliyetlerimizi başarıyla sürdürmekteyiz. Kısa bir süre önce Kayseri’nin çok güçlü bir sermaye grubuyla ortaklık kararı aldık. Bu ortaklık neticesinde firmamızın ismini MRS Dijital olarak değiştirdik. Dolayısıyla, MRS Dijital ile daha profesyonel ve kurumsal çalışmalara imza atacağız. Kayseri Organize Sanayi Bölgesi’nde 1.800 metrekare kapalı alana sahip yeni bir tesise geçtik. MRS Dijital, Türkiye pazarına çok güçlü bir giriş yapacak. Bu kadar büyük bir tesise geçmek çok büyük yatırımlar gerektiriyor. Bu sebeple satışını yapacağımız her marka ve modelden minimum 10’ar adet buradaki tesisimizde hazır olacak. Yani bugün aldığımız siparişi ertesi günü sevk edip kuracak düzeyde bir plan oluşturduk.

Makine grubunda ne tür gelişmeler olacak?

Selçuk Melekoğlu: Mevcut ürünlerimize ilave olarak yeni yatırımlarımız olacak. Bu noktada bazı firmalarla görüşmelerimiz sürüyor. Önümüzdeki Mart ayında Çin’de gerçekleştirilecek olan fuarla birlikte lansman yapmayı planlıyoruz. Türkiye pazarının yakından tanıdığı ve bildiği bir markayla görüşmelerimiz devam ediyor. Yine Avrupa pazarından bir makine grubu bünyemize eklenecek. Temsil ettiğimiz Blue Print ve Skyjet markalarıyla çalışmalarımız sürecek. Bu markalarla ileriye dönük daha güzel işbirlikleri içinde olacağız. Yine faaliyetlerini yürüttüğümüz boya grubunda farklı ve yenilikçi ürünlerimiz olacak. Tekstil makinelerine yönelik çalışmalarımız olacak. Bununla birlikte tekstil boyalarının da satışını yapacağız.

CNC grubuna yönelik yenilikler olacak mı?

Selçuk Melekoğlu: Lazer grubunda ithalatımız devam edecek. Bu makineler hem kalitesiyle hem de müşteriye sağladığı avantajlarla beğeniliyor. Bu yıl metal kesen lazer ve krom harf büküm ve kaynağa da yönlenmiştik. Bu yıl bu gruba yönelik daha ağırlıklı çalışacağız. CNC üretimimiz devam edecek. CNC grubuna yönelik de bazı endüstriyel makinelere yönelik ithalatlarımız olacak.

İstanbul pazarına yönelik planlarınız nelerdir?

Selçuk Melekoğlu: Kayseri merkezli bir firma olarak İstanbul bizim için çok önemli bir pazar konumundadır. Kısa bir süre daha burada devam ettikten sonra merkezimizi İstanbul’a taşımayı planlıyoruz. İhracata yönelik önemli projelerimiz var. İhracat bizim “olmazsa olmaz” konularımızdan biridir. MRS Dijital olarak çok ciddi bir ekip oluşturduk. Teknik servisten, satışa, Ar-Ge’den pazarlamaya kadar konusunda uzman bir ekibe sahibiz. MRS Dijital olarak önümüzdeki döneme ilişkin ciddi planlamalar yaptık. MRS Dijital kısa bir süre sonra tüm sektörün adından söz ettireceği bir marka haline dönüşecek. Önümüzdeki yıl gerçekleştirilecek SIGN İstanbul Fuarı’nda 250 metrekarelik çok büyük bir alanda fuara katılmayı planlıyoruz. Farklı makine grupları ve çözümlerimizle SIGN İstanbul Fuarı’nda olacağız.

Makine ciddi bir maliyeti oluşturmaktadır. Bu maliyete yönelik özel bir finans çalışmanız var mı?

Selçuk Melekoğlu: Makine yatırımı yapmak gerçekten önemlidir. Bu noktada MRS Dijital her zaman müşterinin yanında olacaktır. Gerçekleştireceğimiz kampanyalarla müşterilerimize en avantajlı fiyatlar ve vadelerle destek olacağız. Bunun yanında bazı sürprizlerimiz olacak. Bu sürprizleri de zamanı geldiğinde sektörle paylaşacağız.

Sektöre yönelik bir mesajınız var mı?

Selçuk Melekoğlu: MRS Dijital, yeni sermaye yapısıyla çok güçlü bir hale geldi. Bundan önce olduğu gibi bundan sonra da sektöre güven, kalite ve müşteri memnuniyeti ilkeleri doğrultusunda başarıyla hizmet edecektir. Dünden bugüne kadar bize destek veren müşterilerimize ve dostlarımıza sonsuz teşekkür ederiz. Bize gösterdikleri güvene layık bir şekilde MRS Dijital adıyla da hizmet vermeye devam edeceğiz. İnanıyorum ki MRS Dijital için farklı ve parlak bir yıl olacak.