Pimms Group Yeni Markalar ile Gücüne Güç Katmaya Devam Ediyor

PİMMS Group, yakın zamanda bünyesine eklediği yeni markalar ile gücünü katlıyor. Son olarak PİMMS Group, HP Lateks Baskes grubunun Türkiye Distribütörü oldu.

 Eylül ayından bu yana gerçekleşen yeni yapılanması çerçevesinde, sektörün ihtiyaç duyduğu daha endüstriyel ve daha hızlı çözümleri portföyüne ekleyerek kulvarını bir üst seviyeye taşıyan PİMMS Group, yakın zamanda bünyesine eklediği yeni markalar ile gücünü katlıyor. HP’den gelen teklif üzerine HP Lateks Baskes grubunun Türkiye Distribütörlüğünü alan PİMMS Group, bundan böyle küçük ebat HP lateks baskes çözümlerini de piyasaya sunacak. Bunun yanı sıra kendi markası ile üretim yaptığı makineler ile sektöre daha kaliteli ve daha rekabetçi çözümler sunmayı hedefleyen PİMMS Group, tüm bu yenilikleri ilk defa FESPA Eurasia Fuarı’nda duyuracak. Biz de yeni gelişmeler hakkında Pimms Group Yönetim Kurulu Başkanı Selahattin Aygüler ile konuştuk.

Sektörümüzün bir duayeni olarak bizlere vakit ayırarak değerli görüşlerinizi sektörümüzle paylaştığınız için öncelikle teşekkür ederiz. İçinde bulunduğumuz endüstriyel reklam sektörü sürekli bir yenilik ve değişim içinde. Bu doğrultuda Pimms Group da bu değişime ayak uyduran, sunduğu çözümlerle sektörün takdirini kazanmış bir firma konumunda. Bu bağlamda Hanglory Grup firmasının HandTop ve Homer markalarının Türkiye distribütörlüğünü üstlendiniz. Geçtiğimiz ay paylaştığımız bu konunun biraz daha detayları hakkında bilgi almak istiyoruz. Neden Handtop ve Homer markalarını tercih ettiniz?

Selahattin Aygüler: Hanglory Group, şu anda Çin’in teknolojiye en büyük yatırım yapan firması. Ayrıca iç yapılarını daha yakından gözlemlediğimizde, üretim proseslerine gösterdikleri hassasiyeti ve kaliteyi bizzat gördüğümüz ve buna güven duyduğumuz için PİMMS Group olarak Hanglory Group ile çalışma kararı aldık. Hanglory Group’un Homer ve Handtop dışındaki makine gruplarında da yaptıkları geliştirmeler, piyasada rekabet edebilecek fiyatta ve kalitede olduğu için diğer markalarıyla da devam etme kararı aldık.

İlk etapta Homer ve Handtop markalarını tercih etme sebebimize gelince şunu söyleyebilirim: Sektöre genel olarak baktığımızda, satmakta olduğumuz makinelerin artık sadece reklam üreticileri ve tabelacılar tarafından değil, ağırlıklı olarak endüstriyel üretim yapan firmalar tarafından kullanıldığını görüyoruz. Reklam üreticileri, sadece tek makine yatırımı ile üretim yaparken, endüstriyel firmalar baskı işlemleri için geniş makine parkuru oluşturuyor. Örneğin, cam, kapı, pencere, mobilya veya beyaz eşya gibi sektörlerin baskı ihtiyaçlarını 5-10 adet makine ancak karşılayabiliyor. Dolayısıyla bugün artık endüstriyel üreticilerin baskı ihtiyaçlarını karşılayabiliyor olmak pazarın daha da büyümesine sebep olacak en önemli etmenlerden biri olarak karşımıza çıkıyor. Üstelik bu üreticiler üç vardiya gibi yoğun bir çalışma temposu içerisinde olup baskı üretimleri için çok daha fazla boya tüketimine ihtiyaç duydukları için, bütün bu ihtiyaçlara tek bir çatı altında yanıt verebilmek adına tek bir grup şirketi ile çalışmak bizim için çok daha tercih edilir bir durumdu.

Ayrıca Hanglory Group’un Handyway marka tek pass’ta dakikada minimum 60 ile 150 metrekare arası baskı hızına sahip oluklu mukavvaya dijital baskı yapabilen makineleri şu anda piyasada rakipsiz bir çözümdür. Rakiplerin şu anda prototip makineleri var, ancak bu makineler henüz piyasada kurulmuş makineler değil. Handyway oluklu dijital baskı makineleri ise şu anda 6 adet Çin’de, biri Amerika’da ve biri de İtalya’da olmak üzere toplam 8 adet kurulumu yapmış durumda. Bu da hem Türkiye’nin hem de çevre ülkelerin oluklu dijital baskı ihtiyaçlarına yanıt verecek ve bizim de yeni bir pazara girmemizi sağlayacak önemli bir çözüm. Dolayısıyla, “neden Homer ve Handtop markalarıyla devam ediyorsunuz” sorusunun bir diğer cevabı da burada yatıyor. Tüm bu baskı ihtiyaçlarına tek bir grup şirketi ile çalışarak yanıt verebilmek adına Hanglory Group ile çalışma kararı aldık diyebilirim.

Pimms Group, “Daha Büyük Oynayalım” sloganıyla yola çıktı. Handtop markası flatbed UV, hibrid UV ve rulodan ruloya UV çözümler sunuyor. Siz, sektörün geleceğini iyi analiz edebilen bir kişiliğe sahipsiniz. Önümüzdeki sürecin UV alanında daha hızlı mı gelişeceğini düşünüyorsunuz? Baskı çözümlerinde UV neden ön plana çıkıyor?

Selahattin Aygüler: Bugüne kadar boya çeşitleri ve baskı türleri solvent ve eko solvent ağırlıklıydı. Fakat artık solventin insan sağlığına zararları konusunda sektörün daha fazla bilinçlenmesi ve bu konuda yasal düzenlemelerin daha sıkı hale gelmesiyle artık latex ve UV gibi çevre dostu boyalar daha fazla yaygınlaşmaya ve solventin yerini almaya başladı. Örneğin, artık solvent baskı makineleri kullanan reklamcıların yaşam alanlarından daha uzak olan sanayi bölgelerinde konumlanması gerekiyor. Bu uygulama Avrupa’da çoktan hayata geçirildi, Türkiye’de de giderek yaygınlaşıyor. Artık bir apartman altında solvent baskı yapmak giderek zorlaşıyor. Her ne kadar eko solvent makineler buna bir çözüm sunsa da, eko solvent boyalar kullanan makineler daha ufak kapasiteli üretimler için uygun. Sanayi tipi üretime geçtiğimizde ise, daha kalıcı ve tutuculuğu fazla baskı ihtiyaçları öne çıkıyor. Üstelik UV baskı, çok geniş medya çeşitlerine az adetli ve butik üretim imkanı sunuyor.

Bugün artık UV baskının üç boyutlu yani kabartma baskı imkanı sunması da uygulama çeşitliliğini ve yüksek karlılık elde edilmesini sağlayan üretimleri mümkün kılıyor. Daha önceden kabartmalı baskılar sadece flatbed UV baskı makinelerinde mümkün iken Technojet gibi çözümler sayesinde, bugün rulo baskı makinelerinde de duvar kağıdı, kanvas tablo ve iç mekan dekorasyon üretimlerinde lak boya ve kabartmalı baskı yapmak mümkün. Bu noktada hem çabuk kuruması açısından hem de farklı medyalara baskı olanağı sunması açısından UV baskının giderek daha fazla önem kazandığını görüyoruz.

UV baskının bugün en büyük problemlerinden biri ise, aynı boyanın her türlü medya üzerinde kullanılamaması. Sert ve esnek malzemeler için ayrı UV boyalar gerekiyor. Branda ve kumaş gibi esnek malzemelere basılan boya ile cam ya da ahşap gibi sert malzemelere baskı yapmak mümkün değil. Ancak bu kurallar da yavaş yavaş değişmeye başlıyor. Artık universal dediğimiz, esnek ve sert tüm yüzeylere baskı yapabilecek boyalar üretilmeye başlıyor. Bu da UV baskıya geçişi hızlandıracağı gibi UV baskının kullanım alanını ve pazarı çok daha genişletecektir diye düşünüyorum.

Homer, tekstil baskı çözümlerine odaklanmış bir marka. Transfer ve direkt kumaşa baskı çözümleri geliştiriyor. Tekstil pazarında Homer ile ilgili beklenti ve planlarınız neler olacak?

Selahattin Aygüler: Bugün dünya çapında baskı pazarının verilerine baktığımıza, tekstil pazarında çok daha fazla bir büyüme olacağını öngörüyoruz. Çünkü dijitalleşme oranı tekstilde henüz başlangıç düzeyinde. 2014 yılından sonra Türkiye’de en çok transfer baskı alanında bir patlama yaşandı. Daha sonra da direkt baskıda da aynı patlama yaşandı ve çoğu firma bu teknolojilere yatırım yaptılar. Bunun bir handikapı boya fiyatlarında yaşanıyordu. Ancak geçtiğimiz zaman içerisinde boya fiyatlarının düşmesiyle artık üretimlerini genellikle dijital ile yapan firmaların arttığını görmeye başladık. Daha önceden bir adet büyük makine alan firmalar, ikinciye ve hatta üçüncüye da yatırım yapmaya başladılar. Çünkü hızlı üretim yaparak fiyat rekabetine girmeyi hedeflediler. Bu durumda geriye kalan binlerce üretici, bu firmalara yetişebilmek için üretim kapasitelerini artırmaya çalışıyorlar. Ancak bu hızlı ve büyük makineler şu anda 3 milyon Euro civarında. Fakat Homer ile beraber biz şu anda 200 ila 250m2 arası baskı hızı ile üretim kapasitesini artırmak isteyen daha orta segment üreticiyi hedefliyoruz. Şu anda yaptığımız pazar araştırmalarında bu yönde bir açık olduğunu fark ederek, orta segment transfer baskı ihtiyaçlarına yanıt vermeyi planlıyoruz. Zaman içinde de daha hızlı ve daha endüstriyel makineler ile de pazara gireceğiz.

Homer bugün transfer baskı konusunda profesyonel olarak üretilen ve yapısı buna uygun geliştirilmiş bir makine. Yaklaşık 1000 metrelik bir kağıt yüklemesi yapılabiliyor. Kyocera baskı kafaları ile saatte 240 metrekareye varan baskılar yapmak mümkün. Makinenin aynı zamanda billboard baskıları için de uygun ve su bazlı boyalar ile aynı hızlarda baskı yapabilen modelini de FESPA Eurasia Fuarı’nda tanıtacağız. Bunun yanı sıra direkt kumaşa baskı yapabilen, sekiz kafalı yeni Homer Plus baskı makinemiz de fuarda tanıtılacak. Bu makine ile tekstil baskı makinelerinin ana makine sağlayıcıları arasına girmiş olacağız. Çünkü bugün Homer dünyada giderek güçlenen bir marka. Bugün Avrupa’da birçok ülkede satışları artıyor.

PİMMS Group HP Lateks Baskes grubunun Türkiye Distribütörü oldu

Önümüzdeki süreçte sektöre renk ve farklılık katacak yenilikleriniz olacak mı? Pimms Group’tan yenilik beklemeye devam edelim mi?

Selahattin Aygüler: PİMMS Group, kurulduğu ilk günden bu yana sektöre her daim yeni bir soluk getirmiş ve sektörün çıtasını her zaman en üst seviyeye taşıyacak çözümleri sunmuş bir firmadır. Bu kapsamda, Eylül ayından bu yana hayata geçirdiğimiz yeni yapılanmamız çerçevesinde bugün baskı ve kesim makinelerinde dünya liderlerinden biri olan HP ile yeni bir başlangıç yapmak üzere bir teklif aldık ve kendilerinin daveti üzerine Barselona’daki showroom’larını ziyaret etik ve işbirliğimizin ilk temellerini attık. Fakat PİMMS Group bugün tüm markaları ile “Exclusive Distributor” olarak çalışmaktadır, Hanglory Group ile olduğu gibi. HP, Türkiye’de halihazırda bayi ağı olan bir markadır. Bu firmalar da bundan böyle HP Latex Baskes grubu için PİMMS Group bayisi olarak faaliyet gösterecektir. Biz de HP Latex Baskes grubu (HP Latex 335 ve HP Latex 115 modelleri) için distribütörlük anlaşmamızı ilk defa FESPA Eurasia Fuarı’nda ilan edeceğiz. HP ile bu iş ortaklığının hem PİMMS Group hem de HP için büyük bir güç kazandıracağını ve ilerideki projeler için iyi başlangıç noktası oluşturacağını düşünüyorum.

HP’nin Latex baskes grubunu, diğer muadil markaların makineleri ile kıyasladığımız zaman, HP’nin çok daha avantajlı olduğunu görüyoruz. Latex boya ile kumaşa, suni deriye, folyoya ve kağıda baskı yapmak mümkün. Latex boya sunduğu çok daha geniş medya imkanı ile halihazırdaki müşterilerimizi latex baskı ile tanıştırmak adına bizim için önemli bir avantaj sunuyor. Bu konuda PİMMS Group olarak önemli bir ivme yakalayacağımızı düşünüyorum; çünkü bugüne kadar kullanıcıların çoğu büyük ebatlı lateks baskı makineleri kullandılar ve daha küçük ebatta lateks baskı makinesi taleplerine bu modeller ile yanıt verebiliyor olacağız.

PİMMS Group makine üreticisi kimliğiyle FESPA Eurasia’da olacak. Bu fuara özel olarak ne tür yenilikler sunulacak?

Selahattin Aygüler: Bildiğiniz üzere, PİMMS Group ilk defa 2002’de sektörün ihtiyaçlarını analiz ederek ve bu eksiklere en kaliteli ve rekabetçi makineler ile yanıt vermeyi hedefleyerek Technojet adlı kendi markası ile ilk 320 cm ebadında eko solvent makinesini üreten bir firma. O zamanlarda Türkiye’de ve Romanya, İtalya, Almanya, Fildişi Sahili gibi ülkelere çok sayıda makine satışı yapan PİMMS Group, 2008 yılına kadar farklı markalar ile OEM üretim yaptıran bir firmadır. 2008 yılındaki dünya çapındaki kriz ile bu projeyi sonlandırıp iç piyasaya dönüş yapmıştık. Şu anda hem iç piyasadaki daralma sebebiyle hem de mevcut yeni yapılanmamız çerçevesinde daha önce askıya aldığımız projelerimizi tekrar hayata geçirme kararı aldık. Bu konuda da yeni bayi yapılanmasını hayata geçireceğimizi belirtmek isterim. Bu konuda tüm bölgelerden başvurulara açık olduğumuzu ifade etmek isterim.

Öte yandan artık Axia markamız ile yeni bir serinin üretimine başladık. Yeni seride 180cm ve 320cm eko solvent, 180cm ve 320cm süblimasyon, 320cm UV ve 320cm direkt bayrak baskı makineleri mevcut. Bu makineler, oldukça yüksek hızlara ulaşabilen makinelerdir. Çok geniş yelpazede uygulama çeşitliliği sağlamak adına Axia markamızı hem Türkiye hem de çevre ülkelerin tamamına sunmaya başladık.

Birçok firma sektöre hizmet veriyor. Sektöre ait izlenimlerinizi ve görüşlerinizi öğrenmek isteriz. Yatırım iştahını ve hızını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Selahattin Aygüler: Son iki yılda yatırımların çok yavaşladığını görüyoruz. Ülkenin genel ekonomik ve politik durumuna bakarsak, bilhassa dış ülkelerin ülkemize yeni yatırımlar yapmakta çekimser kalırken, iç piyasadaki üreticilerin de bu durumdan etkilenerek yatırımlarını askıya aldığını görüyoruz. Ayrıca döviz kurundaki sürekli artış yatırımcıyı rahatsız ediyor. Bankalardan kredi çıkmaması yatırım kararlarını olumsuz etkileyen bir başka neden. Bu çerçevede PİMMS Group olarak yeni planlarımız dahilinde, güven duyduğumuz bayilerimizi farklı finansal planlar ile desteklemeye çalışıyoruz. Ancak tüm bu sorunların aşılabilmesi için öncelikle ülke ekonomisinin daha stabil ve güven verici bir konuma gelmesi gerekiyor.

Print Friendly, PDF & Email