Serdar Saatçıoğlu eğitimin önemine dikkat çekti: “Eğitim, üretim içindir”

“Üretim için eğitime ihtiyacımız var. Herşey üretim için olmalı. Üreten Türkiye AB de kolay kabul görür. Kaliteyi göz ardı etmediğimiz müddetçe.”

Bu sayımızda Serdar Saatçıoğlu ile keyifli ve güzel bir sohbet gerçekleştirdik. Biraz yaklaşan seçimler, biraz ekonomik gidişat ve biraz da Saatçıoğlu’nun çalışmalarına yönelik sorular yönelttik.

Serdar bey, öncelikle ülkemiz gündemine ilişkin bir değerlendirmenizi almak isteriz. 24 Haziran seçimleri ve gelecek beklentilerinize ilişkin görüşlerinizi öğrenebilir miyiz?

Serdar Saatçıoğlu: 24 Haziran seçimleri ilk etapta erken veya baskın seçim gibi gözükse de, ülkemizin ihtiyacı olan bir seçim olduğunu düşünüyorum. Türkiye, 24 Haziran seçimleriyle birlikte yeni bir yönetim modeline geçiş yapacak. Sonucu tahmin etmek zor ancak, mevcut düzenin yani hükümetin devam edeceğini düşünüyorum. Böylece fiili olarak başkanlık sistemi uygulamaya geçecektir. Yeni sistem bazı dezavantajlar getirecektir ancak nihai aşamada toplam faydanın daha fazla olacağına inanıyorum.

Türkiye’nin kendi içinde birçok handikabı var. Örneğin ithalat, ihracattan çok fazla düzeyde seyrediyor. Bu sebeple ülkemiz için çıkış yolu ihracattır. Turizm, tekstil, hafif sanayi gibi sektörlerde ihracat pazarımızı güçlendirmeliyiz. Özellikle tarım konusunda atılan adımlar bu alanda bizi oldukça zayıflattı. Yerli tohumlar tamamen ortadan kalktı. Ülkemiz mısır şurubunun eline kaldı. Bu iyi bir şey değil. Orta Avrupa’daki birçok ülkede mısır şurubu yasak. Tarım konusunda neden böyle adımlar atılıyor bunu anlamakta zorluk çekiyorum. Rusya’ya defalarca domates satmaya çalıştık, hep geri geldi. Neden? kullandığımız yeni tohumlardan dolayı olmadı. Tohumu kendimiz geliştirmemiz lazım. Burada yerli ve milli politikalar şart. Ülkesinin geleceğini düşünen ve planlayan  liderlere ihtiyacımız var. Geçmiş dönemde tarım konusunda çok iyi bir durumdayken bugün neden bu kadar geriye geldiğimizi düşünmemiz gerekir. Anadolu’nun 17 çeşit buğdayı vardı, bugün hiçbirisi yok. Ülkemizin bu yanlıştan dönmesi şart. Aksi takdirde birçok hastalık artmaya devam edecek. Çok geç olmadan bu konuya gereken ilgi gösterilmeli ve tarım eski günlerine kavuşmalıdır.

İhracatın önemine değindiniz? İhracat neden önemlidir? Kalitede aynı düzeye ulaşmak için neler yapılmalı?

Serdar Saatçıoğlu: Aslında ihracattan daha önemlisi eğitim sistemimizdeki sorunlardır. Eğitim sistemimizi yeniden yapılandırmamız şart. Çok defalara söyledim; Eğitim, üretim içindir. Üretimde başarılı olabilmek, Avrupa pazarı ile yarışabilmek için eğitimi çok iyi organize etmemiz gerekir. Eğitim sistemini başarılı bir platform üzerine inşa edebilirsek, üretimdeki kalitede aynı çerçevede artacak ve Batı ile çok daha kolay rekabet edebileceğiz.

Bu seçimlerden hangi isim kazanarak çıkarsa çıksın, geleceğimiz için yeni politikalar, stratejiler ve projeler benimsemesi gerekecek. Herkes kendini değiştirmeli, daha iyi ve başarılı çalışmaları örnek almalıdır. Mevcut düzeni korumak yerine daha iyisi yapılmaya çalışılmalı. Ülkemizin çıkarları için değişmesi gereken herşey değişmelidir. Biraz önce tarım konusuna değindim. Neden tarımla başladım? Çünkü doğru beslenemeyen insanlar, eğitimde de üretimde de başarılı olamaz.

Saatçıoğlu, asırlık tecrübesiyle sektörde hizmete devam ediyor. 2018 yılına ait görüş ve beklentilerinizi öğrenebilir miyiz?

Serdar Saatçıoğlu: Saatçıoğlu’nun ikinci ve üçüncü jenerasyonu olarak asırlık tecrübemizi iş dünyasına yansıtmaya ve başarılı projeler geliştirmeye devam ediyoruz. Her zaman müşterilerin ihtiyacı olan çözümleri sunduk. Sektorde ilke olarak ucuzdan cok kaliteli urun sunmayi benimsedik… Bundan da taviz asla vermedik.. Ama bakıldığı zaman bugüne kadar bizden yatırım yapan firmaların memnuniyet düzeyleri neden hep üst seviyede olmaktadır? Biz bir müşteriye makine satışı gerçekleştirdiysek, onu ortağımız olarak görüyoruz. Müşterinin menfaatlerini kendi menfaatlerimizden daha fazla ön planda tutuyoruz. Uzun yıllar süren sağlıklı işbirlikleri kurmaya odaklanmış bir firmayız. Müşterimize saygı gösteririz. Düzgün iş yaparız. Hizmet ederiz. Bu yaptıklarımızın da ticarette bir karşılığı olmalıdır.

İhracat noktasında siz neler yapıyorsunuz?

Serdar Saatçıoğlu: İhracat, benim içimde her zaman bir yara olmuştur. Al-Sat güzel, yapılabilir, kazanabilirsiniz. Ama asıl olan ülkemiz adına üretim yapılacak birşeyler ortaya koymaktır. İhracata yönelik neler yapabiliriz noktasında uzun zaman düşündüm. Şu anda tekstil boyası konusunda çalışmalar yapıyoruz. Bu anlamda ihracata başladık. Hatırı sayılır düzeyde rakamlara da ulaştık. İhracatı birinci işimiz yapamadık. Bunun üzüntüsünü her zaman yaşıyorum. İlerleyen zamanda ihracat için çalışmaya, proje geliştirmeye devam edeceğiz.

2018 yılı nasıl geçiyor? Pazara ilişkin düşünceleriniz nelerdir?

Serdar Saatçıoğlu: Yılın ilk 4 aylık dilimde, oldukça durgun bir tablo ile karşı karşıyayız. Siyasi platformda ülkemiz bir baskı altına alındı. Batı ülkeleri tarafından planlanan suni bir döviz yükselmesi yaşıyoruz. Türkiye’yi zorda bırakıp, nefes almasını güçleştirecek hamleler yapılıyor. Bu anlamda seçim sonrasında döviz kurunun düşeceğine inanıyorum. Saatçıoğlu, Durst tarafından odaklandığımız alan ambalaj oluklu mukavva, cam, ahşap ve duvar kağıdı pazarıdır. Tekstil alanındaki Rhotex 5 metrenin, bir zaman sonra brandanın yerini alacağını düşünüyorum. Artık iç ve dış mekan baskılarda tekstil ürünleri tercih ediliyor. Softsignage dediğimiz pazara olan ilgi ve talep artarak devam edecektir.

Diğer taraftan satışını gerçekleştirdiğimiz Challenger tarafından güzel bir gelişme yaşandı. Challenger, 3200AT, 3.2 mt yeni bir model piyasaya sundu. Bana göre, Çin’de bugüne kadar üretilmiş en iyi makinedir. Seiko Alfa teknolojisine sahip 4 kafalı, saatte 260 metrekare hızına sahiptir. İşini geliştirmek isteyen ve aynı zamanda yüksek metrekarelere ulaşmak isteyenlerin tercih edeceği bir model olacak. Olağanüstü renk kalitesi ve şaşırtıcı sonuçlarıyla yatırımcısına memnun edecek bir model olduğunu söyleyebilirim. Muhtemelen Haziran ayında Demo Merkezi’mizde bir tanıtım programı organize etmeyi planlıyoruz.

Genel anlamda 2018 yılındaki hedefimiz, geçen yıldaki satış rakam ve hedeflerimizi tutturmak olacak. Gelecek yıllarda ise Saatçıoğlu olarak daha fazla ihracata yönelik çalışmalar ve projeler üzerine yoğunlaşmayı planlıyoruz. Araştırmaya, kendimizi ve firmamızı geliştirmeye devam ediyoruz.

Saatçıoğlu olarak sektör sizi dijital baskı makinesi distribütörü olarak tanıyor. Ancak Saatçıoğlu’nun farklı çözümleri de var. Bu çözümlerden bahseder misiniz?

Serdar Saatçıoğlu: Saatçıoğlu Dış Ticaret firmasının amiral gemisi, dijital baskı değildir. Saatçıoğlu’nun amiral gemisi multimedya çözümler grubudur. Sony multimedya grubuna ek olarak çok farklı markaların ürünlerini pazara sunmaktayız. Multimedya pazarındaki bu büyüme sebebiyle eski merkez binamızın tamamını bu çalışmalara bırakıyoruz. Dijital baskı çalışmalarımız şahsım ve Arif Saatçıoğlu öncülüğünde çalışmalarına devam edecek. İhracat odaklı projeler üzerinde çalışıyoruz. Sadece bizim için değil, herkes için ihracat hedef olmalıdır. Gelecek nesillere gerekli zemini ayarlayabilirsek, Türkiye ihracat konusunda da çok iyi noktalara gelebilir. Çünkü bu potansiyele sahibiz.

Print Friendly, PDF & Email