Prodigital Dijital Baskı Makineleri

Mor Polimer

“Ne farkımız var birbirimizden…”

Şafak Aydoğan 

Ard arda iki fuar birden gezince insan bir değişik oluyor. Önce Fespa Londra, ardından Şangay Reklam Fuarı… 

Birçok ithalatçı ve son kullanıcı oradaydı. Ramazan olduğundan öncekilerden az olduğunu söyleyenlerde vardı. Ancak şu bir gerçek ki Fespa Londra Fuarı’nda olan pazarlama humması ve gerçek dışı satış hikayeleri çoktu. Şangay Fuarı’nda gerçek ticaretle ve bol yalanla dolu idi.

Fuar sonunda konuştuğum ithalatçılar, bir umutla yeni ürün bulmanın sevincini taşıyorlardı. Ancak aslında Çinli herkese aynı ürünü satıyor olacağını kendisi de biliyor. 

Fuarda başıma gelen en ilginç olaylardan biri, bir makine üreticisi olarak, Türkiye’de yıllardır Türkiye’de başarı ile distribütörü ile satılan bir Çin markasının patronu tarafından akşam yemeğine davet edildim, anlamadım önceleri ama nezaketen kabul ettim. 

Akşam yemekte bana Türkiye’yi övdü durdu. Bende distribütörünü övdüm. Sattığı adetler çok iyi dedim. Ama Çinli’de öyle bir zihniyet varki. Sanki Türkiye Çin, herkese satacak. Ben kendisinin ürünlerini değil, kimsenin ürünün satmayacağımı, sadece Eurotech ürettiğimizi, ayrıca böyle yaparsa distribütörü kaybedeceğini söyledim. 

Size anayasa verelim!

Mehmet Ali Özbudun 

Ehlen ve sehlen!

Mısır’daki darbeyi, müthiş bir el çabukluğuyla gerçekleştiren çağdaş firavunlara?bir?teklifim var.

Anlaşıldığı kadarıyla, önümüzdeki yıl içinde “güdümlü ve kontörlü demokrasiye” geçmeyi planlıyorsunuz.

Diyorum ki..

Anayasa çalışmalarınızda, bizim 1982 Anayasası’ndan ararlanabilirsiniz.?1982?Anayasası,?her bakımdan dört dörtlük bir darbenin ürünüdür. Yıllar itibariyle pek çok değişikliğe uğramıştır; şimdilerde, modifiye otomobilleri andırmaktadır.

Sayın firavunlar..

Bu anayasa, bizi otuz yıl idare etti, sizin coğrafyanızda “en az elli yıl” herhangi bir sıkıntı çıkarmaz. Tepe tepe kullanırsınız. Size, anayasamızın hiç değişiklik yapılmamış olan “organik-katkısız” versiyonunu tavsiye ediyorum.

***

Gelelim, 1982 Anayasası’nın vaktiyle barındırdığı faziletlere ve parlak siciline:

Karmaşada yol almak

Prof. Dr. İsmail Kaya 

Yolunu bilmeyen ve bulamayanlar için hayat büyük bir karmaşa. Siyasette de, iş dünyasında da, karmaşayı aşabilen, onu lehine kullanabilenler öne çıkıyor.

Aslında firmalar, partiler, projeler, kampanyalar, vs. karmaşayı düzene dönüştürüp kargaşada yol almak için birer çözüm, birer araç.

Pazarlamada karmaşadan ekmek çıkarmak, her şeyden ve herkesten önce, pazarda görünmeyen belli düzenleri görebilmekle başlıyor. Bir hedef, bir iş, bir ürün, bir satış, bir kazanç için bir fırsat penceresi görmek, pazarlamanın başladığına işaret.

Daha sonra, fırsata odaklı bir strateji ve onu uygulayacak bir ekip, kargaşanın belirsizliğini belirliliğe ve kazançlı bir sonuca dönüştürecek bir düzen ve birtakım kurallarla sahneye çıkılıyor.

Vakti geldikçe her birim ve ekip oyununu oynuyor, olan oluyor, perde kapanıyor. Ardından yeni bir oyun başlıyor. Hayat sürüp gidiyor.