Şafak Aydoğan
“Hayatta bitmez denen her şey bir gün biter, biz insanlar biteceğini bile bile hayatı bitmez gibi yaşarız her zaman”
İnsanlık bunu gerektirir. Tabii bunu sektörel olgulara getirince ilginç çözümlemeler karşımıza çıkıyor.
Şimdi size aşağıda bu çözümleme ve olguları bir çırpıda, Menemen kıvamında yazacağım. Bu kısmı 2 kere ve yavaş okursanız, kendinize çok önemli noktalar çıkarabilirsiniz.
Türkiye’de 2012’de yapılan Dijital baskı miktarındaki azalmanın nedeni, herkese “merak etmeyin seçim geliyor 2013’te işler patlayacak bitmez” demesidir. Geçen Hafta Seçimlerin 2013’te olmayacağı ve 2014 Mart ayına kaldığı duyulunca, herkesin iç çekmeye başlaması ve 2013’ten endişe etmesinin yankıları duyulmaya başlayacak. Bu gelişmeler Sign Fuarı’nda daha çok hissedilecek.
Fuarda yine herkese en yeni ürünlerini ve makinelerini getirecek. Milyonlarca Euro, Dolar ve TL harcanarak, vadeli vadeli satışlar yapılacak. Sektör kaynaşacak, dostluklar hatırlanacak. 4 günde olsa Sign İstanbul 2012 Fuarı sektöre bir ivme katacak.
Bunun yanında eriyip giden kârlar, inanılmaz çekişmeli ve sadece fiyat rekabeti ile birbirini baltalayan açık hava reklam sektöründe, bunun sonucu doğan el değiştirmeler de duyulmaya başladı. Güçlü Anadolu kaplanları, artık İstanbul firmalarına sahip ve ortak olurken, İstanbul’un yüksek maliyet gerçekleri karşısında soru işaretleri var ama cesaretle geliyorlar.
Sektördeki rekabetin olmadığı tek nokta olan fuar sektörümüzde 2013’te rekabetlendi. İFO Fuarcılık şirketinin İngilizler tarafından satın alınması ile bir başka İngiliz fuar kuruluşu Türkiye’de mâdeni çok geç fark etti ve 2013’te Fespa Eurasia adıyla fuar yapmaya girişti. Hem’de ARED’i kendine ortak olarak alarak…
Her zeminde rekabet var olacaktır. Ancak bu kadar rekabetin getirdikleri ve götürdükleri nedir, hiç düşündünüz mü?
Kime sorsanız şu anda piyasamızın büyük kısmı iş çok diye yanıt verir Maşallah. Ancak tamamı piyasadaki ödemelerin sıkıntısından “Para Yok” derler.
Ancak bir terslik var. Hâlâ harcamaya devam ediyoruz. Olmayan paramızı Kredi kartlarından, karşılığı olmayan çek ve senetlerle harcıyoruz.
Ya bir gün her şey biterse, işte o zaman sektörümüz biter mi?
Yoksa bizler “Kredi Kartına Kredi Veren Kredi Kartımı” icat ederiz?..
Yaparız…
Yahu Biz Türkler hiç biter miyiz? J
ARED Genel Kurulu’nun ardından Başkanlığı bırakan büyüğüm Sn.Birol Fedai başkanımıza, sektörümüze yaptığı bütün katkılar için Genç ARED’deki dostlarım, firmam ve şahsım adına çok teşekkür ediyorum. Sağolasın Birol Başkan!!!
