Şafak Aydoğan
“Biz Türkler cesur, girişken, muhafazakâr insanlarız. Bunlarla da gurur duyuyoruz. Ancak bazı huylarımız var ki, geçmişten mi geliyor bilinmez gerçekten inanılmaz kötü…
Örneğin, Biz Türkler Osmanlı zamanında esnaf ve sanatkarlıkla haşır neşir olan, Asker olup, Ticaret ve esnaflığı Gayri müslim yada Yabancı uyruklu vatandaşlarımız olanlara bırakmışız. İşte bence buradan çok olumsuz etkileniyoruz.
Sektörümüz başta olmak üzere herkes bir kırıcı bir kırıcı inanamazsınız.
Kırıcı olan insanlarımızın yapısı değil, Ticaret yapmayı bilmeyen yapımız sebebi ile herkes her satmaya çalıştığı ürünün fiyatını kırarak rekabet etmeye çalışıyor.
Hele bir de cesuruz ki : “Ahmet 5 TL basıyorsa ben 4 TL basarım, kimse yapamaz tavrı ile fiyat kırıyoruz” Ve sonra ne oluyor. Her fuarda duyduklarımız…
“Bu sektörü bitmiş, kar edilmiyor”, “Siz satıcılar çok makine sattınız ondan oldu”, vs.
Ancak hiç kimse düşünmüyor, birçok fiyat 10 sene önce 2 katından fazlaya satılırken, şimdi niye eridi. Sırf Satıcılar yüzünden mi? Rekabeti bilmeyen bizler yüzünden mi?..
Çok sevgili Dostum, Yatay Reklam’ın sahiplerinden Erkan Çağırtekin geçtiğimiz gülerde çok güzel bir şey söyledi: “Makinelere su koysak boya maliyeti 0,20-0,30 kuruş olur. Bu baskı maliyetleri ile bu fiyatları insanlar nasıl veriyorlar…”
Sevgili Dostlarım, fiyat kırarak, en ucuzu yaparak iş oluşturma modeli 10 sene önce bizleri bir noktalara getirmiş olabilir. Ancak günümüzde fiyat kırarak, en ucuza satarak sektörü ileri götüremeyiz, hatta geri götürüyoruz…
Ama hakkını verelim bizler KIRMAYI çok iyi biliyor ve bunla da övünüyoruz.
“KIR BABAM KIR…”