Cevizlibağ Reklam, SIGN İstanbul Fuarı’na Katıldı

Aydın İlkkan: “Fuarın ilk üç günü bana göre verimliydi. Özellikle yurtdışı müşteri adayları dikkatimi çekti.  Kuru kalabalık yoktu. Gelecek için umut verdi”

 

Aydın İlkkan / Cevizlibağ Reklam

2005’ten beri yer aldığım SIGN İstanbul fuarına standımı küçülterek te olsa katıldım.
İnsan işinde bazen farklı kulvarlara yönelse de sonunda aslına dönüyor. 1969 yılından beri klasik anlamda tabelacılık yapıyorum. LED, makine, malzeme konusundaki faaliyetlerim sürse de şu an varlığımızın temeli üreticiliğimizdir. Kısacası ana kulvarımızda koşuyoruz.
Fuarın ilk üç günü bana göre verimliydi. Özellikle yurtdışı müşteri adayları dikkatimi çekti.  Kuru kalabalık yoktu. Gelecek için umut verdi. Pazar günü gelenler pek tad vermedi.
Dövizin artışı -ki halâ olması gereken yerde değil- fiyatları arttırdı. Müşteriye verdiğim fiyatı oturup düşündüğümde bana bile fazla geliyor. Bütün maliyetler aşırı arttı. Sadece ürün satanlar açısından bakarsak pek problem yok gibi duruyor. Ama özellikle üreticilerin artan maliyetleri fiyatlarına yansıtmaları kolay değil. Kriz dönemlerinde işlerin de azaldığı göz önünde bulundurulursa işte o zaman paniğe dayalı bir rekabet başlıyor ve pandemi döneminde zoom üzerinden yaptığımız söyleşilerde bir sektör büyüğümüzün sözü yankılanıyor kulaklarımda….
“Rekabeti sevmem. Rekabet kârlılığı öldürür!” Özellikle zorunlu tüketim kategorisine girmeyen sektörümüz için en büyük tehlikedir rekabet.
“2023 yılının son çeyreğine girmiş bulunmaktayız. Son çeyrekle birlikte piyasalarda olumlu bir hareketlenme öngörüyor musunuz?” gibi bir soru sormuşsunuz. Ben “Ekonomist” değilim. Bu soruya öyle kasıla kasıla yorum yapamam. Şayet özellikle son beş yılın ekonomi politikaları sürdürülürse düzelme şansı hiç yok. Ancak “Realist” politikalar uygulanırsa da en erken beş yıl içinde düzelme olasılığı var ama o da ne pahasına!
“Son olarak fuar vesilesiyle endüstriyel reklam sektörüne vermek istediğiniz bir mesajınız var mı?” sorunuza verilecek cevabım da şu:
Biz varlığımızı sürdürme ve -az sayıda da olsa- personelimizin insanca yaşayabilmesi çabasındayız. Beklentilerimizi asgariye indirdik. Krizin etkilerini atlatmaya çalışıyoruz. Üst perdeden konuşmanın zamanı değil. Adımızı lekelememek, zor duruma düşmemek ve ayakta kalmak için var gücümüzle çabalıyoruz.
İnsan çıktığı yerden düşmemeli, atlamalı; mesajım budur.

Print Friendly, PDF & Email