Optimum Digital Planet Yeniliğe Doymuyor

2013 yılı hedeflerine ilk 6 aylık dönemde ulaşan Optimum Digital Planet, Maxima üreticisine ait fabrikada tamamen kendi tasarımı olan yeni ürün grupları üretecek. 

Optimum Digital Planet, uzun yıllardır sürdürdüğü başarılı faaliyetlerine her geçen gün bir yenisini ekliyor. 2013 yılı hedeflerine ilk 6 aylık dönemde ulaşan Optimum Digital Planet, Maxima üreticisine ait fabrikada tamamen kendi tasarımı olan yeni ürün grupları üretecek. Bu projeye çok büyük bütçe ile birlikte bilgi birikimini ekleyen Optimum Digital Planet’in bu yenilikleri hakkında Yavuz Selim Ezgü sorularımızı yanıtladı. 

Optimum Digital Planet’in dünden bugüne faaliyetleri hakkında kısaca bilgi verir misiniz?

Yavuz Selim Ezgü: Optimum Digital Planet olarak faaliyetlerimizi başarılı bir şekilde sürdürmekteyiz. Belirli standartlarımızı oluşturduk. Bu standartlara uygun bir şekilde çalışmalarımıza devam etmekteyiz.  Doğru bir şeyle yapınca işler gayet güzel gidiyor. Yani para odaklı olmak yerine başarı odaklı uygulama imza attığımızda o başarı parayı da getiriyor. Böylece gelen parayı da yeni başarılar elde etmek için harcayıp daha yüksek hedeflere yöneliyorsunuz. Böylece hem bizler hem de müşterilerimiz mutlu oluyor. 2013 yılı genel olarak 2012 yılını aratmadı. Birçok kişiden ilk 9 ayda hedeflerimize ulaştık şeklinde görüş bildirdiklerini duymaktayız. Biz ise hedeflerimize ilk 6 ayda ulaştık. Maxima Türkiye’de herkesin bildiği bir marka haline geldi. Hatta yurt dışındaki üreticiler bile bizim bu başarımıza anlam veremiyorlar. Çünkü biz fabrikanın ürettiği ile yetinen firmalardan değiliz. Kendimize ait mühendislik, tecrübe ve bilgi birikimimizi makinelerimize yansıtmaktayız. Çok başarılı bir çekirdek kadroya sahibiz. Tüm arkadaşlarımız tek tek kendi alanlarında uzmandır. Bu bilgi birikimi ve tecrübe de gün gelip sizi çok iyi noktalara ulaştırıyor. İstanbul merkezli bir firma olan Optimum Digital olarak eski ortaklarımızdan ayrıldığımızdan bu yana 10 yıl geçti. Bu süre zarfında Ankara ve İzmir’de kendimize ait birer şubemiz açıldı. Adana ve Antalya’da bayilerimiz var. Yine Belçika’da Avrupa pazarına yönelik satışlarımızı ve hizmetlerimizi götürdüğümüz bir ofisimiz var. Son olarak Ortadoğu merkezine yönelik Azerbaycan’da bir şube açılışı gerçekleştirdik. Azerbaycan şubemiz bizim beklentilerimizin 3 katı ciro elde etti. 

Başarılı çalışmalarınıza yeni bir halka eklemek istediniz ve yeni bir üretim sürecine girdiniz. Bu süreç hakkında bilgi verir misiniz?

Bu kadar güzel ve başarılı çalışmalara imza atarken durmak istemedik. Kendi bilgi birikimi ve tecrübemizle distribütörü olduğumuz firmaya Maxima Grubu’nda % 18 oranında ortak olduk. Şimdi kendi ürün gruplarımızı oluşturmayı planlıyoruz. İngiltere’deki büyük ve kurumsal firmalara tarafımızdan tasarımları yaptırıldı. Yine Kore’de konusunda uzman bir ekip transfer edildi. Yine distribütörü olduğumuz Maxima üreticisine ait firmanın bir katı bize ayrıldı. Burada şimdi bizim 3 grup makinemiz üretiliyor. Bu gruplardan birinde solvent grubu makineler olacak. 320 ve 5 mt ebatlı makinelerimiz hazır. Büyük bir mesai ve bütçeler ayrıldı. Dolayısıyla bu yatırımlarımızla 2014 yılında çok daha iyi noktalara geleceğimize inanıyorum. Türkiye herkes tarafından bilindiği gibi çok büyük bir pazardır. Ancak bundan sonra yurt dışı pazarında daha aktif olacağız. 32 ülkeye ihracat yapmaktayız. Bildiğiniz gibi uzun yıllardır yurt dışında fuarlara katılmaktayız. 

Sizi sektörde başarılı kılan özellikler nelerdir?

Biz büyüklerimizden güzel şeyler öğrendik. Mesela firmalar büyüdükçe küçülmelidir. Firmalar kurulduğu gündeki karakteri ve standartlarını aynı şekilde devam ettirmelidir.  Gün geldiğinde telefonla ulaşılamayacak firma sahibi olmamalıyız. 

Yenilikleriniz devam edecek mi?

Bunun yanında şirketimizle ilgili birçok yenilik peş peşe gelecek. Bunları zamanı geldiğinde açıklayacağız. Bu yeniliklerimizden biri de lazer alanındadır. Uzun bir dönem lazer konusunda istediğimiz bir marka bulamadık. Tahmin ediyorum Türkiye’de ilk defa 1000 watt gücünde metal kesebilen ama Çin malı olan ilk makineyi satan firma biz olduk. 

Bu noktada halihazırda sizin Maxima distribütörlüğünüz devam ediyor. Bu makineler aynı grup makineler değil mi? Yeni üretimlerinizi Sign İstanbul Fuarı’nda sergilemeyi planlıyor musunuz?

Maxima satışlarımız devam edecek. Maxima giriş seviye bir makinedir. Maxima Inno orta seviye makinelerdir. Bizim üretimlerimiz ise endüstriyel tip makineler olacak. Solvent, rulodan ruloya UV, düz yüzey UV, rulodan ruloya tekstil, flatbed UV ve hem Flatbed hem UV basan makinelerimiz var. Hedefimiz Sign İstanbul Fuarı’nda bu makineleri sergilemektir. 

Sektörümüzün genel durumunu nasıl buluyorsunuz?

Bu konuyu biraz dolaylı anlatmak isterim. Yıllar önce şu anda firma sahibi olan ve isimlerini anmaktan gurur duyduğum Enerji Dijital’den Sururi ve Hakan Beyler bizimle çalışırken ve yine Saatçioğlu ile ortaklığımızı bitirdiğimiz dönemde Hakan ve Sururi arkadaşımız bir toplantı esnasında şu ifadeyi kullandılar; “Yavuz Abi, bu firmalar çok büyük, bizi yok ederler mi?” diye sormuşlardı. O zaman kendilerine “Artık büyük balık küçük balığı değil, hızlı balık yavaş balığı yemektedir” demiştim. Çünkü artık dünya değişti. Her an her türlü bilgiye anında ulaşabiliyorsunuz. Değişmeyen tek şey ise insanın gözü, kulağı ve algılama kapasitesidir. İnsanların gözüne ve kulağına hitap ettiğiniz zaman başarılı olursunuz. Son tüketiciye ulaşmak isteyen satıcılarda insanların gözüne ve kulağına ulaşmak için reklama ihtiyaç duymaktadır. Ardından doğal olarak bizim sektörümüzden yenilik bekliyorlar. Bu durum ise makine ve malzeme satışlarına doğrudan hızlı bir şekilde yansıdı. Yani siz satış ve pazarlamada müşteriye ne kadar doğru ve kaliteli ürün sunarsanız o kadar başarılı olursunuz. Ardından vereceğiniz hizmetlerde bu zincirini desteklerseniz büyümeye başlarsınız. Bugün 1 makineyle başlayıp 11 makineye ulaşan firmalarımız var. Hedef her zaman müşteri memnuniyeti ile büyümek olmalıdır. 

Sign İstanbul Fuarı’na bakışınız nedir? Beklentileriniz nelerdir?

Sign İstanbul bizim gözbebeğimizdir. Biz bu fuara düzenli olarak katılmaktayız. Avrupa’da ise FESPA ile yolumuza devam ediyoruz. Burada FESPA bir fuar düzenlediği zaman katılma gereği duyduk. Ancak Sign İstanbul ile yolumuza sonuna kadar devam edeceğiz. Hatta bütün firmalar bırakmış olsa dahi biz sonuncu bırakan oluruz. Sign İstanbul Fuarı’nı başarılı buluyoruz. Avrupa’nın en büyük fuarı olarak görmekteyiz. Bunun yanında fuarcılık bir ekip işidir ama Selahattin Beyin katkılarını olağanüstüdür. Kendilerine de çok büyük saygı ve sevgimiz vardır. İFO Fuarcılık şirketinin yeni idari ve ticari yapılanmasının da verimli olacağına inanıyorum. Ayrıca herkes gibi fuarcılıkta yaşanan bu rekabet ortamının metrekare fiyatlarına yansımasını bekliyorum.

Print Friendly, PDF & Email