Soletex, halıdan battaniyeye, perdeden döşemelik kumaşa kadar çok geniş ürün yelpazesiyle SIGN İstanbul Fuarı’na katılıyor.
Soletex, halıdan battaniyeye, perdeden döşemelik kumaşa kadar çok geniş ürün yelpazesiyle SIGN İstanbul Fuarı’na katılıyor. 8-11 Eylül tarihleri arasında gerçekleştirilecek fuarda 26 yeni kumaş sergileyecek olan Soletex’in çalışmalarıyla ilgili olarak Mehmet Efe sorularımızı yanıtladı.
SIGN İstanbul Fuarı’na sayılı günler kaldı. Bu yılda standınızda misafirlerinizle bir araya gelme fırsatı bulacaksınız. 2021 yılında gerçekleşen fuar oldukça başarılı geçmişti. Öncelikle bu seneki fuardan beklentileriniz neler olacak?
Mehmet Efe: Geçen sene pandemi sonrası ilk fuar organizasyonuydu ve beklentimizin üzerinde iyi bir fuar olmuştu. Bu yıl da en azından geçen seneki seviyeyi yakalamayı umuyoruz.
SIGN İstanbul Fuarı’ndaki standınızı ziyaret eden misafirler, hangi teknoloji ve ürünlerinizi bulacak?
Mehmet Efe: Bu yıl 26 yeni kumaş sergileyeceğiz çoğunluğu da dekorasyon amaçlı kullanılacak kumaşlar olacak. Misafirlerimize halıdan battaniyeye, perdeden döşemelik kumaşa kadar çok geniş bir yelpazede sunum yapacağız. Dijital Pazar artık sadece reklam tarafında değil evlere ofislere, otellere, okullara, hastanelere kadar bir çok yerde günlük hayatın bir parçası oldu. Biz de gelişen bu pazara uygun alternatif kumaşları üreterek misafirlerimizin beğenisine sunacağız.
Ziyaretçilerin büyük bir bölümü fuarda yenilik arayışında oluyor. Pandemi sürecinde ise yenilikten ziyade daha çok hizmet odaklı çözümler ön plana çıktı. Sizin fuara özel sunacağınız yenilikler olacak mı?
Mehmet Efe: Bu fuarda öne çıkaracağımız yeni ürünler yukarıda da belirttiğim gibi dekorasyon kumaşları olacak. Ancak önümüzdeki dönemde trend olacak iki konuyu da ön plana çıkarmak istiyoruz.
Birincisi sürdürülebilirlik konusu; bu kapsamda recycle (geri dönüşüm) kumaşlarımızı tanıtacağız. Şimdilik Türkiye pazarında bu konuda yüksek bir talep olmasa da özellikle yurtdışına iş yapan firmalar için bu konu önem arz edecek. Biz hali hazırda geri dönüştürülmüş ipliklerden kumaş üreterek yurt dışına satış yapıyoruz ve giderek talebin arttığını görüyoruz.
İkinci konu ise yine sürdürülebilirliğe katkı sağlayacak Sublimasyon Backlit konusu Avrupa pazarında çok popüler. Artık kimse iç mekanda solvent ve UV boyalar kullanmak istemiyor. Su bazlı kokusuz ve sağlığa zararlı olmayan teknolojilere doğru talepler kayıyor. Türkiye’de bir çok backlit üreticisi olmasına rağmen kimse süblime makine ve kumaş kullanmıyor. Biz bu fuarda süblime backlit kumaşımızı da sergileyerek pazara tanıtmak istiyoruz.
Fuarda daha çok hangi sektörlerden ilgi bekliyorsunuz? Bununla birlikte yurt içi ve yurt dışı ziyaretlerine ilişkin beklentileriniz nasıl?
Mehmet Efe: Geçen yıl gerçekten hem iç piyasadan hem de yurtdışından beklemediğimiz bağlantılar yaptık. Tabi bunda Çin’in pandemi dolayısı ile kapalı olması da büyük bir etkendi. Ama gördüğüm kadarı ile artık herkes Çin haricinde de alternatif tedarikçiler olması gerektiğinin farkına vardı. Bu da bizim gibi ülkelere doğru bir talep artışı sağladı. Umarım bu gelenlere yenilerini ekleyebiliriz.
SIGN İstanbul Fuarı’nın sektör üzerindeki etkisi hakkında neler söylemek istersiniz? Fuarın sektör açısından öneminden bahseder misiniz?
Mehmet Efe: SIGN İstanbul sektörün fuar adresi konumunda. Bu pozisyonunu da giderek sağlamlaştırıyor. Ziyaretçi profilinden bunu anlayabiliyoruz. Umarım çalışmalarına aynı şekilde devam ederler ve yerli yabancı ziyaretçi sayısını her yıl artırarak bizlere de destek olurlar.
Dünya tedarik zincirindeki aksamalar neticesinde oluşan fiyat artışlarına, ülkemizdeki döviz kurlarındaki hareketliliğin eklenmesiyle tüm sektörler olumsuz etkilendi. İçinde bulunduğumuz endüstriyel reklam sektörüne ve firmanıza olan yansımaları hakkında neler söylemek istersiniz?
Mehmet Efe: Bu konu maalesef hepimizi olumsuz etkiliyor. Biz firma olarak %50 iç piyasa ,%50 ihracat çalışıyoruz. Bu açıdan bir denge sağlayabiliyoruz. İç piyasada bir talep düşmesi olduğu zaman herkes direk etkileniyor. Bunu aşmanın yolu da ihracat. Biz 15 yıldır yurtdışı fuarlara katılıyoruz. Zaman ve para harcıyoruz. İhracat da hemen olmuyor bir müşteri ile irtibat kurduktan sonra bazen 3 yıl sonra ticaret başlıyor. Uzun vadeli bir iş ama bu olumsuzluklardan minimum etkilenmek için hepimizin hedefinin ihracat olması gerekir diye düşünüyorum.
Oluşan fiyat artışları müşterileriniz tarafından nasıl karşılanıyor? Bu noktada satışlarda azalma oldu mu? Azalmayı önlemeye yönelik ne tür adımlar atıyorsunuz?
Mehmet Efe: Artan maliyetlerin tamamını fiyata yansıtmak mümkün değil maalesef. Biz de herkes gibi kardan feragat ediyoruz. İşletmeyi çalışır halde tutabilmek için çok üretim,düşük kar marjı politikasıyla hareket ediyoruz.
Daha stabil piyasa koşulları ile birlikte yatırım iştahı artacaktır. Bunun oluşması için öngördüğünüz bir zaman dilimi var mı? SIGN İstanbul Fuarı bunun için bir başlangıç olabilir mi?
Mehmet Efe: Bu konu biraz tartışmaya açık bir konu. Biz bundan önceki yatırımımızı 2020 başında yapmıştık. Makineler geldi, pandemi patladı. Yaklaşık iki ay işletme kapalı kaldı. Çok karamsar bir dönemdi. Biz de bu iki ay içinde makine montajlarını tamamladık deneme üretimlerin yaptık. Akabinde işler normal seyrine döndü ve biz o makineler olmasaydı o günkü talebe cevap veremezdik. Şimdi de benzer bir karamsarlık var piyasada. Ve biz yine yatırımda yakalandık bu dönemde:)
Söylemek istediğim şey biz sadece içinde bulunduğumuz döneme göre hareket edersek yanlış kararlar verebiliriz. Firmaların 1-3-5 yıllık projeksiyonları olmalı. Olaylara sadece kısa vadede değil orta ve uzun vadede de bakabilmeli. Ticaret yapıyoruz her gün bahar olmaz ama biliriz ki kıştan sonra da bahar gelir. Önemli olan kışı çıkaracak kadar erzağınız var mı yok mu? Karar verilmesi gereken şey odur aslında.
Fuar vesilesiyle endüstriyel reklam sektörüne vermek istediğiniz bir mesajınız var mı?
Mehmet Efe: Sektördeki tüm arkadaşlara hayırlı ve bereketli kazançlar diliyorum. Bu fuarın sektörümüz açısından beklentilerin üzerinde bir fuar olmasını temenni ediyorum. Tüm meslektaşlarıma selam ve saygılarımı iletiyorum.
