OKI, Fespa Hamburg 2017 Fuarı’na katılım gösterdi. Dijital Teknik olarak fuarda OKI EMEA Bölgesi Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdürü Frank Janschke ile bir söyleşi gerçekleştirme fırsatı bulduk.

OKI, dünya genelinde şirket yapılanmasıyla ilgili olarak bazı kararlar aldı. Türkiye ile ilgili alınan karar doğrultusunda OKI’nin bütün operasyonu Penta Teknoloji ile tek dağıtıcılık çerçevesinde yönetilecek. Bu gelişmenin hemen ardından OKI, Fespa Hamburg 2017 Fuarı’na katılım gösterdi. Dijital Teknik dergisi olarak fuarda OKI EMEA Bölgesi Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdürü Frank Janschke ile bir söyleşi gerçekleştirme fırsatı bulduk. Kendisine hem OKI’de yaşanan son gelişmeleri hem de Türkiye pazarına yönelik görüşlerini sorduk. Söyleşimizde bizlere OKI Endüstriyel Baskı Satış Müdürü Serdar Göker de eşlik etti.

OKI bir dünya markası. Geniş format grubunda da önemli bir hamle gerçekleştirdiniz. Öncelikle genel olarak OKI’nin dünya pazarındaki konumun hakkında bilgi verir misiniz? Ardından geniş format grubunda gerçekleştirmeyi planladığınız proje ve hedefleriniz hakkında bilgi verir misiniz?

Frank Janschke: Bilindiği üzere OKI, dünya genelinde ofis printerlarının üretim ve satışını gerçekleştiren uluslararası bir markadır. Bu noktada OKI, ofis printerları alanındaki çözümlerini geliştirmeye ve kullanıcıları memnun eden çözümler sunmaya devam ediyor. Ancak son yıllarda ofis printerları grubunda çok ciddi artan bir rekabet ortamı oluştu. OKI dünya genelinde gerçekleştirdiği stratejik bir hamle ile geniş format pazarına giriş yaptı. Yaklaşık bir buçuk yıl önce Seiko firmasını satın alarak geniş format pazarına yeni çözümler sektörle buluşturdu. Öncelikle “E” serisi ile başlayan ardından “M” serisi ile devam eden grupta son olarak “H” serisi yenilikçi çözümlerimizi dünya pazarına lanse etmeye başladık. Böylece OKI olarak geniş format pazarına doğru, kaliteli ve performansı yüksek teknolojiler sunarak fark oluşturmaya çalışıyoruz.

OKI’nin geniş format baskı makinelerine yönelik global pazardaki hedefleri nelerdir? Buna ilave olarak Türkiye pazarına bakışınız nasıl?

Frank Janschke: Global pazardaki ilk hedefimiz geniş formatta ilk beş marka içinde olmaktır. Geniş format pazarına yeni giriş yaptık. Bunun için biraz zamana ihtiyacımız var. Kalite, hız, performans, servis ayrıcalığı gibi avantajlarımızla kendimizi daha fazla tanıtarak kısa zamanda hedefimize ulaşacağımıza inanıyoruz. Türkiye’nin baskı pazarında çok hızlı bir gelişim içinde olduğunu biliyoruz. OKI olarak dünya genelindeki sign ve tekstil baskı alanındaki gelişmeleri takip ediyoruz. Bu doğrultuda Ar-Ge çalışmalarımıza yön veriyoruz. İlerleyen dönem içinde tekstil alanında OKI çözümlerini görebilirsiniz. Mevcut tecrübe ve bilgi birikimiyle OKI, baskının olduğu her alanda var olacak, bu pazarları geliştirmeye ve alternatif çözümler sunmaya devam edecektir.

OKI kısa bir süre önce yine çok önemli stratejik hamleler gerçekleştirdi. Bu konunun detayını ve amaçlarını öğrenebilir miyiz?

Frank Janschke: OKI’nin dünya genelinde gerçekleştirdiği bu hamlenin tek amacı karlılığı artırmaktır. Ancak, bu kâr kasaya girecek bir kazanç olmayacak. Aksine tamamı yeni ürün geliştirme konusuna ayrılacak. Bu henüz çok yeni bir gelişme. Konuyla ilgili bilgiler genel merkezden paylaşılmaktadır. Bunun üzerine bizim bir görüş bildirmemiz doğru olmaz. Ama şu bilinmeli ki OKI her zamankinden daha güçlü bir şekilde pazardaki varlılığını koruyacak ve geliştirecektir. Türkiye pazarı da OKI’nin büyütme ve geliştirme noktasındaki önemli hedef pazarlarından biri olmaya devam edecek.

Katılım gösterdiğiniz Fespa Hamburg Fuarı nasıl geçti? Beklentilerinizi karşıladı mı? Buna ilave olarak SIGN İstanbul Fuarı’na ilişkin düşünceleriniz nelerdir?

Frank Janschke: Fespa Hamburg Fuarı’na tüm ürün gruplarımızla katılım gösterdik. Fuarın performansından son derece memnun kaldık. Tüm ürünlerimiz yoğun ilgi gördü. Fuara özel promosyonlarımız oldu. Şahsi görüşüm fuarın çok güzel ve başarılı geçtiği yönündedir. Dünya genelindeki fuar katılımları noktasında bizler görüşlerimizi yönetime iletiyoruz. Son kararı OKI yönetimi vermektedir. Türkiye’deki SIGN İstanbul Fuarı da tavsiye ettiğimiz fuarlardan birisidir. Bu noktadaki kararı da OKI yönetimi verecektir.

04-08 Ekim 2017 tarihleri arasında gerçekleştirilecek olan SIGN İstanbul Fuarı’nda sizleri görmekten memnuniyet duyarız. Pazarın ve fuarın ne kadar güzel olduğunu daha yakından görme fırsatı elde edebilirsiniz. Türkiye ve İstanbul bugün Avrasya’nın merkezi konumundadır.

Frank Janschke: Çok haklısınız. Bende sizin görüşünüze katılıyorum. Türkiye pazarını önemsediğimizi bir kez daha ifade etmek isterim. Türkiye pazarındaki kullanıcılara mesajımızı iletmek için fırsat verdiğiniz için bizler de size teşekkür ediyor ve başarılarınızın devamını diliyorum.

Agfa, Fespa Hamburg Fuarı’nda 3 yeni baskı sistemi sergiledi. Tekstil sektörü için Avinci DX 3200 modelini sergiledi. Bunun yanısıra Jeti Ceres RTR3200 ve Hybrid Anapurna H3200 iLED modelini ziyaretçilerin beğenisine sundu.

Agfa’yı Türkiye pazarında başarıyla temsil eden Matset ekibiyle fuarda yer aldı. Yine Matset’in Türkiye distribütörü olduğu Massvit firmasının da 3boyutlu yazıcılarda yenilikleri vardı. Konuyla ilgili olarak Matset Inkjet Satış Müdürü Ayhan Bebitoğlu sorularımızı yanıtladı.

Matset olarak Fespa Hamburg Fuarı’nı ziyaret ettiniz. Genel olarak fuar nasıl geçti? Fuara ait izlenimlerinizi paylaşabilir misiniz?

Ayhan Bebitoğlu: Fespa Hamburg daha çok tekstil baskı çözümleri ağırlıklı bir fuar oldu. Bu doğrultuda Agfa’da Avinci DX3200 modeli ile tekstil baskı pazarına giriş yaptı.

Distribütörü olduğunuz firmalar hangi çözümlerini sergiledi? Ağırlıklı olarak hangi ürünler ilgi gördü?

Ayhan Bebitoğlu: Distribütörü olduğumuz Agfa firması 3 yeni baskı sistemi sergiledi. Tekstil sektörüne Avinci DX 3200 modelini sergiledi. Bunun yanısıra Jeti Ceres RTR3200 ve Hybrid Anapurna H3200 iLED modelini sergiledi. Yine distribütörü olduğumuz Massivit 1800 3 Boyutlu yazıcısını sergiledi.

Türkiye’den ilgi nasıldı? Misafir ağırladınız mı? Türkiye’deki yatırımcıların daha fazla ilgilendikleri çözümler neler oldu?

Ayhan Bebitoğlu: Fuara Türkiye’den yoğun bir ilgi vardı. Özellikle yeni teknolojik çözümlere ilgi yoğundu.

Yine Türkiye’den 14 firma fuara katılım gösterdi. Bu konudaki görüşlerinizi öğrenebilir miyiz?

Ayhan Bebitoğlu: Türkiye’nin globalleşen dünyada yerini aldığını gösteriyor ve sadece yurtiçi pazarda değil yurtdışı pazarda da söz sahibi olunduğunu gösteriyor.

Temsilciliğini yürüttüğünüz firmalarda yenilik noktasında bir gelişme oldu mu?

Ayhan Bebitoğlu: Avinci DX3200 ile tekstil sektörüne giriş yapıldı. 3.2 metre uzunlukta, 1440 dpi çözünürlükte, 173m2/saat hızında, Konica Minolta 1024i baskı kafaları ile CMYKLcLm baskı yapabilen bir sistemdir.

Jeti Ceres RTR3200LED, 3.2 metre uzunlukta, 1200dpi çözünürlükte, 186m2/saat hızında Ricoh Gen5 baskı kafaları ile CMYKLcLM + beyaz ve primer opsiyonlu Rulodan rulaya baskı sistemidir.

Hybrid Anapurna H3200 iLED, hybrid özelliği ile ister rulodan ruloya ister flatbed baskı sistemidir. 3.2 metre uzunlukta 1400dpi çözünürlükte, 129m2/saat hızında Konica Minolta 1024i baskı kafaları ile CMYKLcLm ve beyaz baskı yapabilen sistemdir.

Dünya genelindeki birçok fuarı takip ediyorsunuz. Daha çok hangi makineler talep görüyor? Avrupa pazarı ile kıyasladığımızda Türkiye dijital baskıda hangi noktada?

Ayhan Bebitoğlu: Dünya genelinde endüstriyel baskı sistemlerinin ilginin arttığını, giriş seviyesi baskı sistemlerine yatırım yapıp sonradan endüstriyel sistemler almaktansa bir kez yatırım yapıp endüstriyel baskı sistemi almanın daha cazip olduğunu kullanıcılardan geri dönüş olarak almaktayız.

Dijital baskıda kullanıcıların doğru yatırımı yaptığını düşünüyor musunuz? Ayrıca yatırımda hangi kriterleri göz önünde bulundurmaları tavsiye edersiniz?

Ayhan Bebitoğlu: Yatırım yaparken sadece makinenin fiyatını değil, metrekare baskı maliyetlerinin yani metrekare boya tüketiminin mililitre olarak ve boya litre fiyatının dikkatli incelenmesi gerekiyor. Tabi ki bunların yanı sıra distribütör firmanın güvenilirliği ve teknik servis yapısı da incelenmeli.

2017 yılı Matset açısından nasıl geçiyor? İlk 4 aylık dilimle ilgili düşünceleriniz nelerdir? Önümüzdeki döneme ilişkin nasıl bir beklenti içindesiniz?

Ayhan Bebitoğlu: Ülkemizin geçen yıl yaşadığı darbe girişimi ve bir ay önce olan referandum doğal olarak tüm sektörlerde yatırımları yavaşlattı. Önümüzdeki dönemde ertelenen bu yatırımların hayata geçmesini bekliyoruz.

Sektöre vermek istediğiniz bir mesajınız var mı?

Ayhan Bebitoğlu: Yaşanan tüm sıkıntılara rağmen sektörde hala bir heyecan bir azim gördüğümü, bunun da beklentileri artırdığını görüyorum. Önümüzdeki günlerin daha verimli olacağını umuyorum.