Prodigital Dijital Baskı Makineleri

Mor Polimer

Zaxe’den 3D yazıcı satın alma rehberi

Ağır sanayideki hayati öneme sahip olan parçalardan, evdeki imalatla e-ticaret sitelerinde veya sosyal medyada para kazandıran hobi malzemelerine kadar pek çok alanda kullanılan ve her geçen gün yaygınlaşan 3D yazıcılar, hayatın her alanında bulunuyor. Birçok modele ve fiyat yelpazesine sahip 3D yazıcıları satın alırken hangisini tercih etmek kullanıcılar için doğru ve verimli seçim olur? Türkiye’nin ilk yerli 3D yazıcı şirketi Zaxe Genel Müdürü Emre Akıncı, KOBİ’lerden büyük sanayi kuruluşlarına, eğitim dünyasından kendi işinin patronu olmak isteyenlere kadar her yelpazedeki kullanıcılar için 3D satın alma rehberi niteliğinde bilgiler paylaştı. 3D yazıcı alırken ilk kuralın hangi amaçla kullanılacağının belirlenmesi gerektiğini ifade eden Akıncı, “Çocukların sanatsal ve zihinsel gelişiminden, şirketlerin geleceğinin kurtarılmasına kadar pek çok alanda 3D yazıcılar devrede. En doğru yazıcıyı seçmek için ise, ihtiyaçları belirlemek, bütçeye uygun yazıcı ile işe başlamak ve satış sonrası destek almak gerekiyor” dedi.

3D yazıcılar kısa süre öncesine kadar, sadece uzay teknolojisi alanındaki mühendisler tarafından roket parçalarının üretimi için kullanılıyordu. Son 10 yıldır ise 6 yaşındaki öğrenciler hayalini kurdukları oyuncakları yaratmak için 3D yazıcıların start düğmesine basıyor. İthal otomobilinin yedek parçası, üretici ülkeden gelmeyen ya da çok pahalı olan orijinal parçanın 10’da 1’i fiyatına evinde aynı kalitede üretim yapıyor. Fabrikalar, siparişlerini yetiştirmek için 3D yazıcıları uzaktan yöneterek imalatı artırıyor. Öte yandan Covid-19’un yarattığı üretimdeki aksaklıklar ve Süveyş Kanalı’nda meydana gelen dünya ticaret yollarını kilitleyen kazalar gibi etmenlerle, artık üretici ve tüketici, yedek parça için hiçbir şirkete ve ülkeye bağımlı olmak istemiyor. Çözümü de 3D yazıcı sahibi olmakta görerek, bu alana yatırım yapıyor. Pazarın ABD’de 2024 yılında 20 milyar doları aşması bekleniyor. 50 milyon dolara yaklaşan Türkiye pazarı her geçen gün büyüme kaydediyor. Fiyatı 3.000 TL’den başlayan 3D yazıcılar, kullanım alanına ve büyüklüğüne göre yüzbinlerce dolara kadar yükseliyor.

Püf noktaları nelerdir?

Peki, birçok modelin satıldığı 3D yazıcı pazarında hangi ürünleri tercih etmek ihtiyaçları karşılar aynı zamanda da kişi ya da kurumlara para kazandırabilir? Türkiye’nin en büyük yerli 3D yazıcı kuruluşu Zaxe Genel Müdürü Emre Akıncı, 3D yazıcı almak isteyen ya da 3D yazıcısını değiştirmeyi düşünen kullanıcılar için doğru ürünün nasıl tespit edileceği bilgilerini paylaştı. Yaklaşan yaz tatilini de gündemine alan Akıncı, hem eğitim, hem üretim, hem de hobi amaçlı evden pazarlama alanına dair 3D yazıcı seçiminin püf noktalarını anlattı. İster eğitim, isterse de KOBİ ve büyük sanayi kuruluşlarındaki üretim alanında 3D yazıcı seçerken dikkat edilmesi gereken noktaları anlatan Akıncı, şu bilgileri verdi;

Hangi amaç için kullanılacak

“Diyelim ki 3D yazıcı tercih ederken sınırsız bütçem var; en pahalısını mı almak daha verimli olur? Bu soruya yanıt arayalım: 3D yazıcı tercih ederken, ürünün hangi amaç için kullanılacağı önemlidir. Eğer çocukların zihinsel ve sanatsal gelişimi ile evde hobi amacıyla kullanmak istiyorsanız, doğal malzemelerle çalışan Zaxe xlite modelimiz gibi açık kasa 3D yazıcılar tercih edilmelidir. Eğer sanayi noktasında yedek parça ve daha komplike ürünleri imal etmek için daha dayanıklı üretimler noktasındaysanız, endüstriyel malzemelerle çalışan kapalı kasa cihazlar tercih edilmelidir. Görsel kalite tüm 3D yazıcılarda aynıdır. Fakat ürünün kullanım alanına göre tercih edilecek 3D yazıcı türü değişebilir. Zaten 3D yazıcı için kullanılacak üretim malzemeleri 800 gramlık paketlerde 100 ile 300 TL arasında değişen fiyatlarla satılır. Böylece kendi elinizle orijinali ile aynı kalitede bir ürünü imal etmek, piyasada satılan üründen 10’da hatta 20’de bir daha ucuza mal olur.”

Satış sonrası hizmetler önemli

Piyasada farklı fiyat ve markada çok sayıda 3D yazıcı olduğunu belirten Akıncı, doğru olan ürünü seçmek için gerekenleri şöyle sıraladı: “3D kullanımında önemli iki faktör vardır. Bunlardan ilki yazıcının uzun yıllar aynı kalitede baskı yapabilmesidir. İkincisi ise, kullanıcıların her gün başka bir gelişmenin yaşandığı 3D yazıcı sektöründe her an en hızlı ve kolay biçimde satış sonrası destek hizmeti alabilmesidir. Zaxe olarak ürettiğimiz 3D yazıcılar 24 ay garantili ve alüminyum kasaya sahip olması nedeniyle başlangıçta söylediğimiz iki faktörü destekler. Çin menşeli ürünler ise bu özelliklerde uzaktır.” dedi.

Evde para kazanmak mümkün

3D yazıcılar sayesinde evde üretim yaparak e-ticaret siteleri üzerinden pazar yeri açıp, satış gerçekleştirmenin mümkün olduğunu ve bu yolla önemli gelire ulaşan kişiler bulunduğunu belirten Emre Akıncı, “Sadece kişiler değil, çeşitli Start-Up’lar da bu yolla önemli gelirle elde ediyorlar. Özellikle popüler kültür ürünü çeşitli film ile oyun karakterleri ve eklemeli oyuncak grupları, yoğun olarak düşük maliyeti sebebiyle talep 3D yazıcılarla üretiliyor ve satışı yapılıyor. Ayrıca dünya gibi Türkiye’de de bulunması zor ve pahalı yedek parçalar, adaptif ve ardıl işlem gerektiren her türlü ürünün, 3D yazıcılarla üretildiği girişimler giderek daha karlı ve geniş çapta sürdürülebilir hale geliyor” ifadelerini kullandı.

Öğrencilerin yaz tatili için gerekli

Türkiye’de milyonlarca öğrencinin 2020-2021 Eğitim Öğretim Yılını uzaktan eğitimle geçirdiğini vurgulayan Emre Akıncı, bu sebeple yaz tatilinin öğrenciler açısından çok önemli olduğunu dile getirdi. Öğrencilerin yaratıcılıklarının gelişmesi için aileleri tarafından çocuklara alınan oyun bilgisayarı ve konsolu kadar 3D yazıcının da hediye edildiğini ifade eden Akıncı, “Özellikle eğitim kurumlarında son 5-6 senelik süreçte, 3D yazıcı kullanımları popülerleşmeye başladı. Böylece öğrenciler, hem okulda hem de evde 3D yazıcılarla hayallerini kendileri tasarlayıp ihtiyaçlarını kendileri üretir oldu. Bu yaz tatilinde de tablet ve bilgisayar oyunları ile yoğun vakit geçirmek yerine kendilerini geliştirecek 3D yazıcılarla, hem hayal güçlerinin sınırlarını zorlayacak hem de hayat kalitelerine çok önemli katkı sağlayacak. Öğrencilerin kendi tasarladıkları ürünleri, 3D yazıcı ile basmaları onların hayal dünyasını geliştirir, bilgisayar becerilerini artırır, ileride yapacakları mesleklere ilişkin önemli verileri ortaya koyar, aynı zamanda da sanatçı yönlerini ortaya çıkarır. Saydığımız gelişimleri sağlamak için birden fazla kursa ve ürüne ihtiyaç varken, 3D yazıcılar tek başına tüm bunları gerçekleştirmede yardımcı oluyor” dedi.

Mutoh XpertJet Geniş Formatlı Yazıcılar

Mutoh Industries Co. Ltd., iki yeni 64 ”(162 cm) genişliğinde yüksek kaliteli ve yüksek verimlilikli piezo isteğe bağlı damla beslemeli tabela ve ekran mürekkep püskürtmeli yazıcıyı piyasaya sunmuştu. XpertJet 1641SR ve XpertJet 1682SR olarak adlandırılan bu iki model piyasada yoğun talep görün ürünler arasına girmeyi başardı. Japonya’da geliştirilen ve üretilen yeni XpertJet yazıcılar, tamamen yeni ürünler, yeni bir 7 renk – CMYK, Lc, Lm, Lk – mürekkep seti, çoklu ürün geliştirmeleri ve öncü yenilikçi özelliklere sahiptir. XpertJet 1641SR tek kafa 4 renk modelidir. XpertJet 1682SR, 2×4 renk kurulumu veya 7 renk kurulumu için çift kademeli kafa modelidir.

XpertJet yazıcılar, uzun süreli dış mekan uygulamaları ve iç mekan kullanımı için dayanıklı baskılar için işaret ve ekran grafiklerinin yüksek kaliteli düşük maliyetli hacim üretimi için özel olarak geliştirilmiştir. Uygulamalar posterler, arkadan aydınlatmalı tabelalar, duvar kaplamaları, satış noktası ekranları, güzel sanatlar reprodüksiyon baskıları, araç grafikleri, pencere grafikleri, kendinden yapışkanlı etiketler vb.

Mutoh Europe’un Genel Müdürü Kenji Yasuhara, “Mutoh, 2004 yılından bu yana reklam ve tabela yazıcılarında öncü. XpertJet zaten beşinci nesil işaret ve ekran yazıcılarımız. XpertJets, çok ödüllü ValueJet 1624X ve ValueJet 1638X yazıcılarımızın halefidir. XPJ-1641SR ve XPJ-1682SR, hızlı üretim baskı işi kapasitesi ile en kaliteli baskı işi arasında mükemmel bir denge sunuyor. Yeni MS-41 serisi mürekkep setimizin yeni ek Lc, Lm ve Lk renkleri, kısa görüntüleme mesafeleri için pürüzsüz ten tonları ve degradeleri olan en yüksek kalitede baskılara odaklanan işletmelere ekstra kalite getirecektir.” diye konuştu.

Yasuhara şöyle devam etti: “Şirket genelinde sürekli iyileştirme ve yenilik yaratma taahhüdümüz doğrultusunda, sağlam şekilde inşa edilmiş XpertJet yazıcılar kanıtlanmış ve endüstri lideri Mutoh teknolojisine sahiptir. Ayrıca, imza profesyonellerine rakipsiz baskı kalitesi, uzun yıllar boyunca en yüksek düzeyde kullanıcı konforu ve güvenilirliği sağlamak için çoklu ürün geliştirmeleri ile doludur ”dedi.

SIGN İstanbul 2021, eşsiz ticaret fırsatlarıyla sektöre hareketlilik ve canlılık katacak

Yaşanan pandemi süreci tüm sektörleri olduğu gibi fuarcılık sektörünü de oldukça etkiledi. 2020 yılında dünyada ve ülkemizde birçok fuar ileri bir tarihe ertelendi. Endüstriyel reklam sektörünün Avrasya ve Türkiye’nin en başarılı organizasyonu olan SIGN İstanbul’da sektörde gelen talep doğrultusunda erteleme kararı alan organizasyonlardan biri oldu. 2021 yılı Eylül ayında çok daha güçlü bir şekilde kapılarını açmaya hazırlanan SIGN İstanbul’un çalışmalarıyla ilgili olarak Tarsus Turkey Fuarlar Direktörü Seda Bozkurt sorularımızı yanıtladı.

Endüstriyel reklam sektörünün Avrasya ve Türkiye’deki en büyük organizasyonu olan SIGN İstanbul, büyük bir heyecanla 9-12 Eylül 2021 tarihleri arasında kapılarını açmaya hazırlanıyor. 2020 yılında yaşanan pandemi ve sektörün talebi doğrultusunda erteleme kararı alınmıştı. Öncelikle okuyucularımız adına sormak isteriz. Normalleşmenin konuşulduğu bugünlerde Eylül ayında nasıl bir SIGN İstanbul ile karşılaşacağız?

Seda Bozkurt: Küresel ölçekte fuarsız bir 2020 geçiren endüstriyel reklam ve dijital baskı sektörü, alanının bölgesindeki ilk ve tek yüz yüze ticaret buluşması olarak gerçekleşecek SIGN İstanbul 2021’e odaklanmış durumda. 2020 fuarsız geçti diyoruz ama tüm bu bekleme ve erteleme sürecinde Tarsus Turkey olarak tanıtım faaliyetlerine aralıksız devam etmiş olmanın faydalarını Eylül’deki buluşmada belirgin biçimde göreceğimize inanıyoruz. SIGN İstanbul 2021, sadece iç pazardaki değil, yakın coğrafyalar başta olmak üzere tüm dünyadan sektör profesyonellerinin buluştuğu büyük bir organizasyon olacak. Bilindiği gibi pandemi süreciyle birlikte dünya tedarik ağı önemli değişimlere uğramaya başladı. Bu noktada gerek coğrafi konumu, gerek üretim potansiyeli, gerekse iş gücü ve teknoloji altyapısıyla Türkiye, diğer pek çok ülkeden pozitif ayrıştı. Satın alma taleplerini 2021’e erteleyen sektör, yeni iş birlikleri, ticaret anlaşmaları ve yeni makine alımları için SIGN İstanbul’u bekliyor. Dolayısıyla 2021 buluşmasında “Bütün zamanların en verimli fuarını yaptık” diyebilmeyi umut ediyoruz. Bunun için de tüm ekip olarak, çalışmalarımıza ara vermeden devam ediyoruz.

2020 yılında fuar olmamasını bu seneki fuara olan ilginin artacağının bir işareti olarak görmekteyiz. Ancak ziyaretçi ve katılımcılarda bir miktar tereddüt yaşanması da doğal karşılanabilir. Yaptığınız görüşmelerden aldığınız izlenimler nasıl? Katılımcı ve ziyaretçilerin fuara ilgisi hangi düzeyde?

Seda Bozkurt: Yurt içi veya yurt dışından kimi ziyaretçilerin pandemi sürecinin beraberinde getirdiği birtakım tedirginlikler yaşamaları gayet doğal. Zaten geçen yıl katılımcı ve ziyaretçilerimizden gelen geri bildirimler doğrultusunda SIGN İstanbul’u erteleme kararı aldık. Ancak bu yıl durum geçen seneye göre çok daha farklı. Gerek aşılamanın hız kazanması ve dünya genelinde toplum bağışıklığındaki artış, gerek Bakanlık tarafında alınan tedbirler, gerek fuarın düzenleneceği Tüyap kanadındaki önlemler ve tabi Tarsus Turkey olarak bizim fuar alanındaki uygulamalarımız, sınırlı bir kesimdeki endişeleri fazlasıyla bertaraf etmeye yetecektir. Hem katılımcı firmaların yoğun ilgisi hem de  online ziyaretçi kayıtlarımız gösteriyor ki sektör, SIGN İstanbul 2021 buluşmasını sabırsızlıkla bekliyor.

Pandeminin birçok yönden ekonomiye olumsuz yansımaları oldu. Bu etkileri tüm sektörler yaşadı. Ancak tünelin ucundaki ışığın göründüğüne inanıyoruz. Sizin süreçle ilgili düşünceleriniz nelerdir?

Seda Bozkurt: Pandemi, sadece Türkiye ekonomisini değil küresel ekonomiyi önemli ölçüde etkiledi. Doğal olarak endüstriyel reklam ve baskı sektörü de maalesef bundan nasibini aldı. Bununla birlikte Türkiye, süreci pek çok ülkeye göre nispeten daha iyi geçiriyor. Bunun en önemli göstergesi de ihracat rakamları. 2019 yılındaki SIGN İstanbul Fuarı’nın başarısı ve açtığı ihracat kanallarının büyük etkisiyle, 2020 ihracatı, pandemiye rağmen bir önceki yıl ihracat rakamlarına göre daha yüksek gerçekleşti. 2021’de de ihracattaki hız devam ediyor. Kapanmaların azalması ve normalleşme adımlarıyla birlikte tüm sektörlerde önemli bir sıçrama bekleniyor. Sektör ticaretin yeniden ivmelendiği temel adreslerden birisi de fuarlar. İnanıyorum ki, SIGN İstanbul 2021, hep birlikte bunu fazlasıyla hissedeceğimiz bir fuar olacak.

Bu sene fuara nasıl hazırlandınız? Fuarda hangi bölümler ve yenilikler olacak? Fuarda yeni grupları görebilecek miyiz?

Seda Bozkurt: Aslına bakarsanız 2021 buluşmasına biz 2019 yılındaki son SIGN İstanbul Fuarı’nın başladığı gün hazırlanmaya başlamıştık. O dönem 2020 hazırlıklarını yapıyorduk; ancak erteleme olunca yönümüzü 2021 buluşmasına çevirdik. Dolayısıyla Eylül’deki fuar iki yıllık bir hazırlığın ürünü olacak. Bu süreçte her zamanki gibi sektörün yurt içi ve yurt dışındaki lider firmaları fuardaki yerlerini aldılar. Belli bir süreliğine fuar katılımlarına ara veren kimi firmalar ise yeni bir başlangıç için SIGN İstanbul 2021’de olmayı tercih ettiler. Ayrıca, sektörün vizyoner yeni oyuncuları “Ben de varım” demenin ve yeniliklerini sergilemenin en doğru adresi olarak gördükleri SIGN İstanbul’da yerlerini şimdiden aldılar. Tüm bunların yanı sıra, katılımcı firmalarımızda birçok yeni ürün ve yeni teknolojik gelişmeler var. SIGN İstanbul Fuarı, tüm bu yenilikleri ziyaretçilere sunmak için en uygun ticaret ortamını sağlıyor. Dolayısıyla SIGN İstanbul 2021, geride kalan 21 buluşmada olduğu gibi sunduğu ürün çeşitliliğiyle fark yaratan bir organizasyon olarak, yine sektöre dair ne yenilik varsa, hepsine birden ev sahipliği yapıyor olacak.

Fuarın katılımcısı kadar ziyaretçisi bir o kadar önem taşıyor. Yurt içi ve yurt dışı ziyaretçi noktasında nasıl bir çalışma gerçekleştirdiniz?

Seda Bozkurt: Her yeni SIGN İstanbul Fuarı öncesinde yurt içi ve yurt dışındaki tüm sektör profesyonellerine erişim sağlamak için hem konvansiyonel hem de dijital kanallar üzerinden çok yoğun bir şekilde ziyaretçi çalışması gerçekleştiriyoruz. Özellikle mevcut pandemi koşullarından ötürü, şimdiye kadar SIGN İstanbul 2021 tanıtımları için ağırlıklı olarak dijital kanallarımız olmak üzere; değerli yayınızın da aralarında olduğu yurt içi ve yurt dışındaki basılı ve dijital sektör yayınlarında tanıtımlar ve haber çalışmaları gerçekleştirdik. Ayrıca 21. buluşma sonunda binlerce sektör profesyonelinden oluşan datamızla düzenli iletişim halindeyiz. Fuara kadar, yurt içi ve yurt dışı ziyaretçi çalışmalarına aralıksız devam ediyor olacağız.  Bütün bu çalışmaların yanında, Fuarımızın 2021 yılında T.C. Ticaret Bakanlığı desteği kapsamına alınması ile beraber, Fuarımıza sağlanan tanıtım desteğinin de ilave katkısı ile, katılımcı firmalarımızın maksimum verim almalarını amaçlıyoruz.

4 günlük süresince katılımcı ve ziyaretçilerin sağlığının korunması noktasında fuar alanında ne gibi tedbirlerin alınması planlanıyor?

Seda Bozkurt: Tarsus Turkey olarak tüm sektör profesyonellerine “Trust Tarsus” diyoruz. Katılımcılarımızın ve ziyaretçilerimizin dört gün boyunca verimli ve sağlıklı bir organizasyon geçirebilmeleri için gerekli tüm önlemleri alıyoruz. Sağlık Bakanlığı’mızın direktifleri ile birlikte SISO, IAEE, UFI ve AEO gibi sektörel kuruluşlar tarafından üretilen operasyonel yönergelere dayanarak bir dizi önlemler paketi hazırladık. Yüz yüze etkinliklerin mümkün olan en güvenli şekilde yürütülmesi, katılımcılarımıza ve ziyaretçilerimize taahhüdümüzdür.

Diğer taraftan Ticaret Bakanlığı 2021 yılında da SIGN İstanbul Fuarı’nı destek kapsamına dahil etti. Bu desteğin firmalar için anlamı nedir?

Seda Bozkurt: Ticaret Bakanlığımız, yurt içindeki bir fuarı destek kapsamına alırken, o organizasyonun yurt dışı katılımcı ve ziyaretçi sayısının oranına ve yurt dışı katılımcılara tahsis edilen toplam stand alanının belirli bir düzeyde olmasına özellikle dikkat ediyor. Bu yıl 22.’sini düzenleyeceğimiz SIGN İstanbul, Bakanlığın, yurt içinde destek kapsamına aldığı sayılı fuarlar arasına girdi. Böylece SIGN İstanbul 2021’e katılan firmalar, destek kapsamında önemli teşviklerden yararlanabilecekler.

Son olarak sektörümüze vermek istediğiniz bir mesajınız var mı?

Seda Bozkurt: Sektörün tüm paydaşlarını, kendilerine sunulan eşsiz ticaret fırsatlarından yararlanmak üzere fuarımıza davet ediyoruz. Düzenlendiği her yıl sektörüne umut olan SIGN İstanbul, fuarsız geçen 24 ayın ardından, sektörü için çok daha kıymetli bir hal aldı. Katılımcılarımızı ve ziyaretçilerimizi Eylül ayında en az önceki buluşmalar kadar hatta onlardan daha da iyi bir fuar bekliyor. Heyecanla beklenen bir etkinlik olan SIGN İstanbul 2021; sahip olduğu zengin ürün çeşitliliği, ülkemizin ve dünyanın dört bir tarafından gelen çoğunluğu alıcı pozisyonundaki profesyonel ziyaretçileri, hem Türkiye’nin ulusal ölçekte lider firmalarından hem de alanının dünya markalarından oluşan nitelikli katılımcı profili ve sunduğu eşsiz ticaret fırsatlarıyla, bu yıl da sektörüne hareketlilik ve canlılık katacak.