Prodigital Dijital Baskı Makineleri

Mor Polimer

CMYK Genel Müdürü Oğuz Dinçer: “Son çeyrekte sektörün yatırım iştahı arttı”

Oğuz Dinçer: “Genel olarak sektörümüzde yatırım iştahının arttığını söylemek mümkün. 2019 yılının son çeyreğinden başlayarak bunu gözlemledik. 2020 yılının bu ivmenin etkisi ile çok daha iyi geçeceğini düşünüyoruz”

CMYK Genel Müdürü Oğuz Dinçer, endüstriyel reklam sektöründe yatırım iştahının son dönemde ciddi oranda arttığını, bu sebeple 2020 yılının sektör açısından çok daha başarılı geçeceğini söyledi. 5-8 Aralık 2019 tarihleri arasında düzenlenen Fespa Eurasia Fuarı’na katılan CMYK, geniş ürün yelpazesini ziyaretçilerle buluşturdu. Fuarın ardından CMYK Genel Müdürü Oğuz Dinçer sorularımızı yanıtladı.

Bizim gözlemlediğimiz kadarıyla fuarda standınız oldukça yoğundu. Siz fuarı nasıl buldunuz? Bu noktada fuar beklentilerinizi karşıladı mı?

Oğuz Dinçer: Bildiğiniz gibi Fespa fuarı yılın son dönemine denk gelmektedir. Gözlemleyebildiğimiz kadarıyla ertelenmiş yatırımların gerçekleştirildiği bir platform oldu. Dolayısıyla çok ilgi gördük ve yoğunluk yaşadık. Fuar beklentilerimiz doğrultusundaydı ve bizim açımızdan çok verimli geçti.

Fuarda çok sayıda ürün sergilediniz. Bu sergilenen ürünler hakkında biraz bilgi verir misiniz? Bununla birlikte ziyaretçilerin daha fazla ilgilendiği ürünler oldu mu?

Oğuz Dinçer: Fuarda CMYK olarak neredeyse LIYU marka tüm ürünlerimizi sergiledik. Solvent, LED UV roll, LED UV flatbed ve kesici ürünlerimiz vardı. Ayrıca hybrid ürünümüz yakın zamanda lansmanını yaptığımız bir üründü. Tüm ürün gurupları içinde en çok LED UV rol ve kesici makinamız ilgi gördü.

Yurt içi ve yurt dışından gelen ziyaretçi noktasında fuarı nasıl buldunuz? Beklentilerinizin dışındaki ülke ve şehirlerden ziyaretçi ağırladınız mı?

Oğuz Dinçer: CMYK Reklam olarak Liyu International organizasyonunu takip eden firmayız. Dolayısıyla yurtdışından çok sayıda ziyaretçimiz bu fuarımızda da bizi yalnız bırakmadı. Ayrıca Türkiye’nin tüm bölgelerinden müşterilerimiz de standımızda ziyaret etti. Tüm konuklarımızı ağırlamak memnuniyet vericiydi.

Mevcut piyasa koşullarında fuara gelen ziyaretçi sayısı oldukça başarı olduğunu düşünüyoruz. Gelen ziyaretçiyi analiz ettiğinizde daha çok hangi amaçla ziyaretler oldu?

Oğuz Dinçer: Biz daha çok ertelenmiş makine yatırımlarını gerçekleştirmek isteyen müşteriler gördük. Yani fuar katılımı en çok satın alma motivasyonu yüzündendi diyebiliriz.

Sonuç itibariyle fuarların amacı alıcı ve satıcıyı buluşturmaktır. Bundan sonrasında sizin ürünleriniz ön plana çıkmaktadır. Bu anlamda müşteri tercihinde, hem firma olarak hem de ürün bazında sizi ön plana çıkaran konular nelerdir?

Oğuz Dinçer: Çok uzun yıllardır ürünlerimizi müşterilerimize sunuyoruz ve satış sonrası takibimizin çok iyi olduğunu düşünüyoruz. Hem Liyu marka dijital baskı makinelerinin kaliteli olması, hem bizim yıllar içerisinde oluşturduğumuz güven hem de teknik yeterliliğimiz bizi tercih sebebi yapıyor diyebiliriz.

Fuarla birlikte sektörün daha fazla hareketleneceğini düşünüyor musunuz? 2019 yılı genel olarak nasıl geçti? Yıllık performansınızdan memnun musunuz?

Oğuz Dinçer: Fuarların sektöre hareketlilik kattığı kesin. Ancak genelde bir yatırım iştahının arttığını söylemek mümkün. 2019 yılının son çeyreğinden başlayarak bunu gözlemledik. 2019 yılı bizim açımızdan bir evvelki yılın tekrarı gibi geçti. 2020 yılının bu ivmenin etkisi ile çok daha iyi geçeceğini düşünüyoruz.

Son olarak endüstriyel reklam sektörüne vermek istediğiniz bir mesajınız var mı?

Oğuz Dinçer: Özellikle yeni bir yıla girmekte olduğumuz bu günlerde tüm meslektaşlarımıza işlerinde başarılar temenni ediyorum. Umarım her şey gönüllerince olur.

Lidya Yönetim Kurulu Başkan Danışmanı Rıza Başoğlu: “Başarı için inovatif düşünce ve uygulama cesareti şart. “

Lidya Yönetim Kurulu Başkan Danışmanı Rıza Başoğlu, Dijital Teknik Dergisinin sorularını yanıtladı. Rıza Başoğlu ile niş pazarlardan, nitelikli eleman konusuna, değişen teknolojiden, yatırım fırsatlarına kadar keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.

Tecrübeleriniz ışığında 2019 yılını nasıl değerlendiriyorsunuz? Sektörel anlamda bir büyümeden söz edebilir miyiz? Veya aksine biz küçüldük mü?

Rıza Başoğlu: Türkiye ekonomisinin göstergeleri her sektör için ayna vazifesi görmektedir. Yani göstergeler iyiyse sektörler iyidir, göstergeler kötüyse sektörler kötüdür. Türkiye 2017 yılının sonunda başlayan ve 2018 ve 2019 yıllarında kendini hissettiren ciddi bir küçülme yaşadı. Bu küçülmeyi her sektör hemen hemen eşit oranlarda hissetti. Bugün itibariyle bakıldığında hem Türkiye hem de sektörlerimiz bir toparlanma eğilimi içindedir. Aslında içinde bulunduğumuz coğrafi konum Türkiye yi daha da önemli ve değerli kılmaktadır. Dünya da yaşanan globalleşme ve teknolojik gelişimler ülkeler rekabetini de artırmaktadır. Özellikle kaynakların azalması ve bu kaynaklar üzerinde ülkelerin hak arayışları ülkeler arası ilişkileri öncelikli ekonomik olarak etkilemektedir. Bu nedenle de dış kaynaklı sıkıntı yaşanması kaçınılmaz hale gelebilmektedir.  Dolayısıyla bu inişli – çıkışlı trendlere her zaman hazırlıklı olmalıyız.  Çünkü maalesef yaklaşık on yılda bir kriz yaşama geleneğine sahip olduk. Her bir krizin bizlerden götürdüklerinin yanında bizlere kazandırdıkları da birçok şey var diye düşünüyorum. Krizler değişen koşullara hızlı ayak uydurmamızı ve çözüm üretme becerilerimizin gelişimine vesile olmaktadır. Sözlerimin başında ifade ettiğim gibi Türkiye’nin ekonomik anlamda küçülmesiyle birlikte içinde bulunduğumuz endüstriyel reklam sektörü de küçüldü. Burada altını çizmek istediğim şey, küçülmenin üretim becerileri ile üretim potansiyeli açısından yaşanmadığıdır. Daralan alanlardan çıkmak ve büyümek içinde nitelikli kadrolara ihtiyaç vardır. Realist olmak önemlidir ancak onun kadar önemli bir diğer konu da idealist olmaktır. Bu coğrafyada sürdürülebilir başarılar için iki yaklaşımı harmanlayan bir yapıya ihtiyaç vardır. Firmaları başarıdan uzaklaştıran birçok neden vardır. Rasyonel kullanılmayan sermaye, nitelikten ve verimlilikten uzak organizasyonlar,  maliyet analizlerinin doğru yapılmaması, aktif varlıklara göre doğru belirlenmeyen büyüme hedefleri gibi etkenler firmaları finansal olarak darboğaz içine sürüklemektedir. Dolayısıyla firmalar krizleri daha ağır hissetmişlerdir. Her zaman ifade ettiğim gibi Türkiye çok dinamik ve büyümek mecburiyetinde olan bir konumdadır. Bunu yapacak olanda ülkemizden yetişecek nitelikli kadrolar olacaktır. İşletmelerin maliyet olgusunu göz ardı ederek, karlılıklarında ki başa baş noktayı düşürme eğilimlerine bağlı satış artırma beklentileri ciddi finansal problemler getirdiği gibi hizmet kalitelerinin bozulmasına dolayısıyla mağdur müşteriler yaratılmasına sebep olmaktadır. Bunun yerine inovatif çalışmalara ağırlık vermek gerekir. Bu çalışmaları yapabilmek içinde nitelikli kadrolara ihtiyacımız vardır.

Firmalar istihdam noktasında her anlamda tecrübeli eleman arayışında oluyor. Ancak tecrübeli olabilmek için mutlaka bir yerlerde çalışmak gerekir. Peki genç bireyler bu tecrübeyi nerede elde edecek?

Rıza Başoğlu: Bu bahsettiğiniz konu yıkılması gerektiğine inandığım bir tabudur. Yeni mezun olmuş bireye iş alanı açmıyorsanız tecrübeyi nerede elde edecek? Şirketlerin insan kaynakları yönetimleri iş verimliliği ve/veya üretime süratle dahil edebilme amacıyla işletmeleri açısından en güvenli yol olan “tecrübeli eleman” arayışında olmaktadır. Ancak unutulmamalıdır ki bu kadar acil tecrübeli eleman arayışı bir sonuçtur. Bunun gereksinim duyulması büyük oranda daha önce oluşan yönetim hatalarının veya amaca uygun organizasyon kurulamamasının bir sonucu olarak ortaya çıkmaktadır. İşler sıkıştığında elaman temini yerine işlerin normal akışı sırasında muhtemel değişimleri öngörerek tecrübe ile genç çalışkan ve öğrenme kabiliyeti ve isteği olan tecrübesiz elemanları iş akışına dahil edilme düşüncesi bu tabunun yıkılmasına katkı sağlamış olacaktır. Burada gereğinden fazla iş gücü istihdamından bahsetmiyorum. İşletmelerde alanında tecrübeye sahip tecrübeli eleman zaten mevcuttur. Bunların yanına yeni mezun, farklı ideal ve hedefleri olan, yeni jenerasyon bireyler kazandırmak aslında geleceğe yatırım yapmak anlamına gelmektedir. Şirketten şirkete dolaşan tecrübeli elemanlar sizin sadece kısa vadeli sorunlarınıza çözüm olabilir. Kabul etmeliyiz ki farklı ve sürdürülebilir olan değerler önemlidir. İşletme körlüğü veya iş körlüğü yaşamayan idealist genç ve dinamik kadrolar, tecrübeli kadroların mihmandarlığında  sizi asıl olan uzun vadeli hedeflerinize ulaştırabilir. Şirketin mevcut değerleriyle genç kadroları harmanlayan şirketler geleceğe yön verecektir. Dünya genelinde de bireyler ve şirketler yeniliğe kolay adapte olamaz. Çünkü alışılagelmiş bir yapı vardır.  Eski tabuları unutabilme becerisi yeniliğin önünü açar. Genç nesillere de en büyük tavsiyem realist düşünmekten idealist olmaktan hiçbir zaman vazgeçmeyin. Her zaman doğru bildiğinizi her yerde ifade edin. Çünkü gelecek sizinle şekillenecek.

İçinde bulunduğumuz endüstriyel reklam sektörü çok ciddi bir değişim yaşıyor. Dolayısıyla çok geniş bir materyal çeşitliliğine baskı hizmet vermektedir. İçinde bulunduğumuz sektör bu çeşitlilikten yeteri kadar yararlanabiliyor mu? Doğru pazarlara ulaşabiliyor mu?

Rıza Başoğlu: Dijital baskıdaki değişimle birlikte boya teknolojisindeki gelişmelerde kullanım alanlarını belirliyor. Her bir ürünün mürekkep seçeneği farklıdır. Bu anlamda iki etkenin bir arada ilerlemesine ihtiyaç var. Ekipman ve mürekkep- boya üreticilerinin birlikte hareket etmesiyle birlikte ortaya çıkan ürünlerle niş pazarlara giriş sağlandı. Bu gelişme sayesinde, folyo, cam, ahşap, duvar kağıdı, seramik gibi pazarlara ulaşılmaya başlandı. Her bir yeni alan açılırken mutlaka öncelikli bir direnç olur. Bugün dijital baskı yaşamımıza, evlerimizin içine kadar girdi. Son iki yılda ciddi kayıplar yaşandı. Ancak 2019 son çeyreği çok hızlı ve güzel geçti. Bugün artık iş dünyası iş yapmayı özledi. Bu özlemde pazara pozitif yansıyor. Herkes gördü ki, krizler yakınmayla geçmiyor. Bu üretim – tüketim sarmalının içine girmeliyiz. Bu üretim tüketim sarmalı ekonominin dışa bağımlılığını azaltacak, dış kaynaklı etkenlerin zararını minimize edecektir.  Dijital baskının bugün tahminlerin ötesinde her yerde olduğunu ifade ediyoruz. Biraz önce değindik; reklam, tekstil, dekorasyon, turizm, seramik, mobilya, cam, promosyon. Bu sektörlerin hepsi bugün doğrudan dijital baskının bir müşterisidir. Birçok farklı sektöre hitap eden çok az sayıda araç vardır. Bunlardan bir tanesi de dijital baskı teknolojileridir. Bu anlamda içinde bulunduğumuz değerin kıymetini bilmeliyiz. Evet kriz var, yok diyemeyiz. Türkiye küçüldü, rakamlar yalan söylemez. Ancak rakamlarla oynarsanız her türlü sonucu çıkarabilirsiniz. Ama bu sonuç gerçeği değiştirmez. Asıl olan rakamları doğru okuyup, hatayı düzeltmek için çaba göstermektir. Sermayeler her zaman güvenli liman arar. Dünyadaki  yatırımcıları ülkemize çekmeliyiz. Bunu yapmak için doğru politikalar sunmalıyız. Örneğin turizmde Türkiye’ye gelen turist sayısı her zaman haberlere konu oluyor. Bir turistin, uçaktan otele, otelden de uçağa gittiği bir turizm politikasıyla bir şey kazanamayız. Yaz turizmi, kış turizmi, dağ turizmi, kültür turizmi, sağlık turizmi… Bunlar Türkiye’nin bacasız ekonomileridir. Bunun tüm sektörlerin gelişmesine faydası vardır. Dünyada bol olan likiditenin  ülkemize akması tüm sektörleri geliştirirken (bankacılık, inşaat, bilim, sanat, teknoloji v.b. ) yeni iş alanlarının açılmasının da alt yapısını hazırlar.

Yatırımcı makine yatırımını geleceğe göre mi yoksa müşterinin ihtiyacına göre mi yapmalı?

Rıza Başoğlu: Bunun öncesinde teknolojinin nereye gittiğini yorumlayabilmek gerekir. Sonra gelişen teknolojilerin içinde bulunduğunuz pazara etkisi analiz edilmelidir. Sonuçta hedef, en uygun ürünle en uygun pazarı bir araya getirebilmektir. Her bir firma yatırım analizlerini çok iyi yapmalıdır. Teknoloji geleceğinizi şekillendirecek bir araçtır. Bu nedenle uzun süreli ve kalite normlarını kaybetmeyerek iş hacmini geliştirmeye dönük yatırımlar yapılması gereklidir. Ayrıca milli sermayedir. İşletmenizin gelecek hedefleri açısından katkı sağlayamayacak ve fonksiyonları gelişmeyen, teknolojisi eski ve servis organizasyonu yetersiz ekipmanlara yatırım yapılmamalıdır.  Bu tip ekipmanların satın alma maliyeti düşük olsa dahi kullanma maliyetleri ve fırsat işlerin kaçırılması ile kalitesi düşük üretimler nedeniyle yatırımcıya maliyeti çok daha yüksektir. Yatırımcının kararsız kalması halinde güvenilir firmaların rehberliğinden faydalanmalıdırlar.

Son olarak sektöre vermek istediğiniz bir mesajınız var mı?

Rıza Başoğlu: Daha önceki söyleşilerimizde 2019 yılının Eylül ayıyla birlikte sektörün hareketleneceğini ifade etmiştim. Bu öngörümüzün gerçekleşmiş olmasından dolayı son derece mutluyum. Bu öngörümü tamamen objektif  gerçekler üzerine yapmıştım.  Şimdi de, 2020 yılından daha fazla umutluyum. 2020 yılının ikinci çeyreğinden sonra yavaş yavaş ekonomide toparlanma devam edecek. Bu sürecin sürdürülebilir gelişimi için inovatif çalışmalara ihtiyacı vardır. Mutlaka genç nesilleri iş hayatına kazandırmalıyız. Bu vesileyle 2020 yılının hem ülkemiz için hem de sektörümüz için başarılı ve güzel geçmesini temenni ediyor, tüm okuyucularınıza da sevgilerimi saygılarımı iletiyorum.

Optimum Digital Planet, yerli ve yabancı misafirlerin ilgi odağı oldu

Türkiye’nin tek yerli dijital baskı makinesi üreticisi Optimum Digital Planet, Fespa Eurasia 2019 Fuarı’na katılarak 3 modelini ziyaretçilerle buluşturdu.

Türkiye’nin tek yerli dijital baskı makinesi üreticisi Optimum Digital Planet, Fespa Eurasia 2019 Fuarı’na katılarak 3 modelini ziyaretçilerle buluşturdu. Optimum Digital, 5-8 Aralık 2019 tarihleri arasında gerçekleşen fuarda yerli ve yabancı çok sayıda misafiri standında ağırlayarak çözümlerini tanıttı. Diğer taraftan Optimum Digital, Çin pazarının öncü markalarından Flora firmasının da Türkiye distribütörlüğünü üstlendi. Flora markasına ait ürünler ayrı bir standda sergilendi. Fuardaki çalışmalarla ilgili olarak Optimum Digital’den Taner Can Güven sorularımızı yanıtladı.

Bizim gözlemlediğimiz kadarıyla fuarda standınız oldukça yoğundu. Siz fuarı nasıl buldunuz? Bu noktada fuar beklentilerinizi karşıladı mı?

Taner Can Güven: Fuar hem katılımcı hem de ziyaretçi noktasında çok başarılı geçti. Geçen seneye göre hem katılımcı ve ziyaretçi olarak ciddi bir artış gözlemledik. Yerli ve yabancı çok sayıda misafiri standımızda ağırladık. Belirlediğimiz hedeflere ulaştık. Çok memnun olarak fuardan ayrıldık.

Fuarda çok sayıda ürün sergilediniz. Bu sergilenen ürünler hakkında biraz bilgi verir misiniz? Bununla birlikte ziyaretçilerin daha fazla ilgilendiği ürünler oldu mu?

Taner Can Güven: Bu seneki fuarda 3 farklı makinemizi sergiledik. Eco-Solvent baskı makinesi olan Maxima INNO S makinemizi sergiledik. Bu makineye bir çözüm olarak geliştirdiğimiz Suni deriye dijital baskı çözümümüzü tanıttık. Suni deri üzerine baskı yapabilen bu makinemize fuarda yoğun bir talep oldu. Dünyanın çok farklı ülkelerine satışlarımız oldu. Bu makineye özel bir mürekkep teknolojisine sahibiz. Bu mürekkep teknolojisi sayesinde suni derilere hem kalıcı hem de daha canlı baskılar yapılabilmektedir. Fuarda Tekstil baskı makinemiz Picasso Tex modelimizi sergiledik. Bu model daha çok ev tekstili alanında talep görmektedir. Son olarak da sert zemin üzerine baskı alan ve oldukça iddialı bir makine olan NIRVANA Hybrid UV teknolojimiz standımızda yer aldı.

Yurt içi ve yurt dışından gelen ziyaretçi noktasında fuarı nasıl buldunuz? Beklentilerinizin dışındaki ülke ve şehirlerden ziyaretçi ağırladınız mı?

Taner Can Güven: Standımızı ziyaret eden misafirleri oranladığımızda her iki kişiden birisi yabancı ziyaretçi oldu. Avrupa, Orta Doğu, Balkanlar başta olmak üzere çok farklı ülkelerden standımıza ve ürünlerimize ilgi oldu. Bununla birlikte yurt içinden hemen hemen her şehirden ziyaretçilerimiz vardı. Türkiye’nin dijital baskı makinelerindeki üreticisi Optimum Digital Planet olarak standımıza gelen yerli ve yabancı misafirlerin hepsini çok güzel bir şekilde ağırladık. Üretimini yaptığımız teknolojiler dünyanın her noktasında kabul görmektedir.

Optimum Digital bu fuarda ilk kez Flora distribütörlüğünün lansmanını gerçekleştirdi. Flora ile nasıl bir işbirliği içine girdiniz?

Taner Can Güven: Bilindiği gibi Optimum Digital, Türkiye’nin tek yerli dijital baskı makinesi üreticisidir. Geçtiğimiz aylarda Flora firması bizimle temasa geçti. Bu temas neticesinde bizimle çalışmak istediklerini beyan ettiler. Yaptığımız görüşmeler neticesinde Çin segmentinde Flora distribütörlüğünü üstlenmeye karar verdik. Flora, Çin pazarının dijital baskıdaki en üst segment markalarından biridir. Türkiye’deki tek yetkili satıcı ve teknik servisi olarak hizmetlerimize başladık. Flora’nın verdiği yetki doğrultusunda Türkiye’de mevcut tüm Flora makinelerin teknik servis hizmetlerini biz yürüteceğiz. Fespa Fuarı’nda da ayrı bir standda Flora çözümlerimizi sergiledik. Flora’nın Genel Müdürü Vincent Bey’de fuar süresince Flora standında Türkiye’den gelen talep ve isteklere bizimle birlikte cevap verdi. Flora standından ise 320 Solvent baskı makinesi yer aldı. Yine belirtmek isterim ki, Optimum ve Flora hem ürün bazında hem de pazar bazında birbirinden ayrı markalardır. Optimum ve Flora’nın satış kulvarları tamamen farklıdır.  Bizler Flora organizasyonu için ayrı bir satış ve teknik servis ekibi oluşturduk. Birbirlerine alternatif veya tamamlayan markalar değildir. İkisi de birbirinden bağımsız yapıya sahip şekilde faaliyetlerini sürdüreceklerdir.

2019 yılına ait bir değerlendirmenizi alabilir miyiz?

Taner Can Güven: İç piyasadaki koşullara rağmen hedeflediğimiz satış rakamlarına ulaştık. Yurtdışı piyasalarda hedeflerimizin üzerine çıkmayı başardık. Optimum Digital Planet olarak çağın gerekliliği olan teknolojiyi çok yakından takip ediyoruz. Ar-Ge çalışmalarımız aralıksız devam ediyor. Optimum Digital, üretimden satışa çok başarılı bir ekiple çalışıyoruz. Bu anlamda ekip arkadaşlarıma bir kez daha teşekkür etmek istiyorum. Ekip çalışması bizi çok daha başarılı bir noktaya ulaştırıyor.

2020 yılına ilişkin beklentileriniz nelerdir?

Taner Can Güven: 2020 yılında makine yatırımı noktasında ciddi bir sıçrama bekliyoruz.  Bunun izlenimlerini son dönemde ciddi şekilde almaktayız. Son çeyrekle birlikte yoğun görüşmeler içine girdik. Bu fuarda da birçok anlaşmaya imza attık.