Prodigital Dijital Baskı Makineleri

Mor Polimer

Lidya Grup, 2023’de dolar bazında 2 kat büyümeyi hedefliyor

Lidya Grup vites yükseltti, 2023 yılını globalde büyüme yılı ilan etti.

Türkiye ve EMEA (Avrupa, Ortadoğu ve Afrika) bölgesinde dijital baskı sektöründe lider olan Türk firması Lidya Grup, Xerox, Epson, Efi, Kongsberg global markalarını ve kendi markası Sutec dijital baskı makinelerini temsil ediyor. Temsil ettiği markalar, bilgi birikimi, tecrübesi, organizasyon yapısı ve finansal gücü ile Türkiye ve EMEA (Avrupa, Ortadoğu ve Afrika) bölgesinin lider şirketler grubu olarak konumlanıyor.

Kurulduğu yıldan itibaren her yıl büyüyerek yoluna devam eden Lidya Grup, 2023 yılında dolar bazında 2 kat büyümeyi hedefliyor. Bu büyümede bu yıl yapılacak olan ilave yatırımlarla birlikte, Birleşik Krallık’ta faaliyet gösteren Lydia Digital Ltd tesisi ve Başakşehir’de konumlanan Dijital Deneyim ve Eğitim Üssü’nün önemli rolleri bulunuyor.  “İşimizi çok seviyoruz ve çok iyi yapıyoruz” diyerek duygularını dile getiren Lidya Grup Yönetim Kurulu Başkanı Bekir Öz, şunları söyledi.

“Dijital baskı makineleri sektöründe temsil ettiğimiz Xerox, Epson, Efi, Sutec, Kongsberg markalarını başarıyla yönetiyoruz. Daima müşterilerimizin yanında yer alarak, hem teknoloji danışmanlığı yapıyoruz, hem proje finansmanı sağlıyoruz, hem çok güçlü olduğumuz satış sonrası servis hizmetimizde çözüm odaklı yaklaşıyoruz. Firma olarak temsil ettiğimiz markalar, bilgi birikimimiz, tecrübemiz, organizasyon yapımız ve finansal gücümüz ile ülkemizin ve EMEA bölgesinin lider şirketler grubuyuz. Dijital baskı sektöründe global bir şirket olma yolunda emin adımlarla ilerlerken, 2023 yılını globalde büyüme yılı ilan ettik.” dedi.

19 yılda 120 milyon dolara yakın proje finansmanı sağladı

Ülkemizde ve sektörümüzde “proje finansmanı” sağlayan ilk kurumlardan birisinin Lidya Grup olduğunun altını çizen Lidya Grup Başkanı Bekir Öz, şunları anlattı:“Ülkemizde ve sektörümüzde proje finansmanı sağlayan ilk kurumlardan birisiyiz. 2004 yılından itibaren “proje finansmanı” yapıyoruz. Geçen 19 yılda müşterimize 120 milyon dolara yakın proje finansmanı sağlayarak, dijital baskı sektöründe pazarın büyümesine öncülük ettik ve etmeye devam ediyoruz. Müşterilerimizi iş ortağımız olarak görüyoruz, bugüne kadar olabildiğince destekledik ve desteklemeye devam edeceğiz. Proje finansmanı verirken, müşterimiz olan işletmelerin iş yapabilme kabiliyetini değerlendiriyoruz. Müşterimiz bir yatırım planladığında bu yatırımın, gelirine, üretkenliğine, cirosuna, karlılığına etkilerinin neler olabileceğini analiz ederek bilgilendiriyoruz.” diye konuştu.

Türk basım sektörü Avrupa’ya açılmalıdır

Türk basım sektörünün sahip olduğu potansiyel ile Avrupa pazarlarına açılması gerektiğini ifade eden Lidya Grup Başkanı Bekir Öz, şunları kaydetti:  “Dünyada baskı sektörü 800 milyar dolar civarında iken, ülkemizde 9 milyar dolara yakın olduğu belirtiliyor. Dijitalleşme ve kişiselleşmenin hız kazanmasıyla, önümüzdeki 10 yıl içinde pazarda ciddi bir büyümenin gerçekleşmesi bekleniyor. Nitekim dijital baskı makineleri sektörü, “kişiselleşen ve bireyselleşen” tüketimin desteklenmesini, her zevke ve her ihtiyaca aynı maliyetler ile çözümler sunulmasını sağlayabiliyor. Kaldı ki işin aslına bakarsanız; çoğu zaman satın alınan bir ürüne ödenen yüksek rakamdaki para, ürünün “duygusuna” verilmektedir. İnsanların kendini iyi hissetme, karşı tarafa iyi gözükme gibi davranışlarının sonucunun hepsinde bir “duygu” yatmaktadır. İnsanlar, sadece fiziksel ihtiyaçlarının peşinde değil, aynı zamanda ruhsal ve duygusal ihtiyaçlarının peşinde de koşmaktadır. Bir diğer konu, Cumhuriyeti’mizin 100.’cü yıla girerken, ülkemizin basım sektörü sahip olduğu bilgi birikimi, tecrübesi, yetişmiş insan kaynağı, teknolojik makine parkı gibi birçok artısı ile global ölçekte ciddi bir potansiyele sahiptir. Hemen yanımızdaki Avrupa ülkeleri, ortalama iki günde ürün gönderebileceğimiz büyük bir pazar konumundadır. Avrupa ülkelerinin istediği üretimlerin hemen hemen hepsi ülkemizde birebir yapılabiliyor ve ciddi fırsatların bulduğu Avrupa pazarlarına sektörümüz çok rahatlıkla girebilecektir. Türkiye basım sektörünün Avrupa’ya açılma zamanı gelmiştir.” şeklinde konuştu.

CMYK Reklam Platinum Q-Cut ile maksimum verim ve performans bir arada

Başta, reklam, tekstil, otomotiv, mobilya gibi birçok ana sektör tarafından tercih edilen Platinum Q-Cut Dijital Kesim Makinesinin kullanım avantajlarıyla dikkat çekiyor.

CMYK Reklam tarafından satışı yürütülen Platinum Q-Cut Dijital Kesim Makinesi, kesim işlemlerinde hızlı ve minimum maliyetlerde maksimum performans sunuyor. Başta, reklam, tekstil, otomotiv, mobilya gibi birçok ana sektör tarafından tercih edilen Platinum Q-Cut Dijital Kesim Makinesinin kullanım avantajlarıyla dikkat çekiyor.

MİNİMUM MALİYETLERDE MAKSİMUM PERFORMANS

Platinum Q-Cut Dijital Kesim Makinesi, farklı malzemelerde kesim işlemlerinin hızlı ve minimum maliyetlerde maksimum performans sağlamak için tasarlanmıştır. Kolay ve hızlı bıçak değişimi için otomatik kafa değişim sistemi olarak yenilikçi çözümler ile sisteminize geniş bir kullanım esnekliği sağlar. Platinum Q-Cut, işletmelerin maliyetlerini düşürmek ve iş akışını hızlandırmak amacı ile geliştirilmiş ve özellikleriyle sınıfının bize göre en iyisi olduğunu söylemek isteriz. Piyasaların yavaşladığı bir dönemde krizden çıkış arayan birçok firmanın tercihi olmuştur. Her dijital baskı merkezi ve üretim atölyelerinin artık öncelikli ihtiyaçları arasında girmiştir. Hızlı kesim ve kısa sürede çok iş çıkarabilme özelliği sayesinde birçok firmayı ekstra mesaiden kurtarmıştır. Geniş bıçak ve kesim özellikleri sayesinde binlerce çeşit malzemede, kesim alanında çözüm oluşturmuştur. Değişik ölçü ve kesim tablası sayesinde, küçük büyük birçok tabaka ve rulo kesim için ideal boyutlardadır.

AUTOMATIC KNIFE INSTATION SİSTEMİ

Platinum Q-Cut Kesim Makinesi iş akışının doğru ve hızlı ilerleyebilmesi için birçok yenilikçi özelliğe sahiptir. Bunlardan bir kısmı şöyledir: Automatic Knife Instation sistemi ile kullanmak istediğiniz bıçağı malzemeye göre otomatik ayarlayabilirsiniz. Otomatik Kamera Konumlandırması sistemi ile baskılı veya baskısız tüm işleri otomatik olarak minimum fire ve maksimum verimlilikle sağlamaktadır. Z ekseni yüksekliği kontrol sistemi ile kesim bıçaklarının hareket mesafesini düşürüp çalışma süresini kısaltarak üretim verimliliğini artırmaktadır. Q-Cut operatör için birçok güvenlik sensörleri ile donatılmıştır. Akıllı konveyör sistemi ile kesme ve toplama işlemi otomatik olduğundan iş gücü maliyeti tasarrufu sağlar. Müşteri gereksinimlerine göre birçok farklı ölçü seçenekleri vardır. Çeşitli endüstriyel kesim bıçakları ile farklı sektörlere hitap edebilir ve ürün yelpazenizi genişletebilirsiniz.

BİRÇOK SEKTÖRE ÇÖZÜM ORTAĞI

Platinum Q-Cut kesim makinesi, reklam ve paketleme sektöründe PVC, Pleksiglass, Alucobont, mukavva, kumaş bayrak vb. birçok malzemenin kesimlerini yapabilmektedir. Mobilya sektöründe kullanılan deri, sünger, kumaş, halı vb. birçok malzemede kullanılmaktadır. Otomotiv sektöründe koltuk deri ve kumaş vb. birçok ürün kesimleri yapılmaktadır. Giyim ve aksesuar sanayinde Platinum Q-Cut Kesim Sistemi yoğun olarak tercih edilmektedir. Özel kesim kumaşlar çanta, ayakkabı, kemer gibi özel kesim gerektiren ürünleri hızlı ve ekonomik olarak üretime hazırlanmasını sağlamaktadır.

Soletex Yeni Yatırımlarla Büyümesini Sürdürüyor

Yeni dokuma fabrikasının devreye girmesiyle birlikte Soletex’in mevcut üretim alanı yaklaşık 25 bin metrekareye ulaştı.

Soletex, gerçekleştirdiği yatırımlarla 2023 yılına hızlı giriş yapıyor. Dokuma parkurunu kuran Soletex, dışarıdan tedarik ettiği bu gruba ait ürünleri kendi bünyesinde üretecek. Yeni fabrika alanında kurulan tesisle birlikte Soletex’in mevcut üretim alanı yaklaşık 25 bin metrekareye ulaştı. Dokuma ve örme bir fabrikada, boya, apre ve kaplama ayrı bir fabrikada olacak şekilde iki tesiste üretim yapılacak. Yine 2024 yılında yurt dışında bir Avrupa ülkesinde üretim tesisi açmayı hedefliyor.

Soletex 2022 yılı nasıl geçti? Beklentilerinizi karşıladığını düşünüyor musunuz?

Mehmet Efe: 2022 yılı psikolojik açıdan zor bir yıl olarak geçti. Hem ülke açısından hem de bizler açısından. Ama rakamlara ve somut verilere baktığımız zaman aslında çok iyi bir yıl geçirdiğimizi görüyoruz. Soletex açısından ise bugüne kadarki en iyi yılımız oldu diyebilirim.

Soletex markasını başarılı kılan etkenler neler oldu? Sizi başarıya götüren etkenler neler oldu?

Mehmet Efe: Soletex’in bence en büyük başarısı tabana yayılmış olması. Yaklaşık biz yurtiçinde 1000’e yakın müşteriye ulaşıyoruz, dokunuyoruz. Yurt dışında da 100’ün üzerinde ülkeye ihracat yapıyoruz. Bu bize küçük küçükte olsa toplandığı zaman büyük bir hacim oluşturuyor ister istemez. Hem ülkenin hem dünyanın içinden geçtiği konjonktürden, dalgalanmalardan minimum etkilenmemizi sağlıyor. Bir ülkede bir problem olduğu zaman başka bir ülkede, başka bir coğrafyada ürünümüzü satabiliyoruz. İkincisi de her ne kadar baskı sektörüne hitap etsek de baskı sektörünün içerisinde de çeşitli alanlar var. Indoor, outdoor veya mürekkep olarak solvent, uv ve süblime baskıda birilerinin işleri iyi iken birilerine kötü olabiliyor. Biz tabana yayıldığımız için mutlaka iş yapan birileri de oluyor. Biz de onlara hizmet ederek işletmemizi, her durumda faal tutmaya çalışıyoruz.

Yatırımlarımız hızla devam ediyor. Son olarak gerçekleştirdiğiniz yatırımlar hakkında bilgi verir misiniz?
Mehmet Efe: Aslında, Soletex’i bir önceki sonrada başarılı kılan etkenlerden biri de aslında bu yatırımlar. Soletex her yıl yatırım yapıyor. Mutlaka kazandığını yine kendi işimize yatırıyoruz. Bu da sürekli bir büyümeyi, kapasite artışını, verimlilik artışını, kalite artışını sağlıyor. Bu yatırımlar da bizim başarılı olmamızdaki etkenlerden birisi.

2022’de yaptığımız en büyük, en güzel yatırım da dokuma makinaları yatırımı oldu. Daha önceden dokumayı dışarıdan tedarik ediyorduk ama şimdi artık kendi bünyemizde yapabileceğiz. Bu bize bir takım avantajlar sağlıyor. Özellikle kaplama ürünleri yaptığımız için, 3.000 metrelik, 5.000 metrelik eksiz jumbo rulolar dediğimiz tek parça ürün ya da zemin kumaşı yapabileceğiz. Bu da kaplama esnasında üretimde bize hız, verimlilik ve kalite olarak geri dönecek.

Bu yılın en büyük yatırımı dokuma yatırımı oldu. Yeni bir fabrika daha kiraladık. Kapalı alanımız yaklaşık 25.000 metrekareye ulaştı.

Dokuma ve örme bir fabrikada, boya, apre ve kaplama ayrı bir fabrikada olacak şekilde iki tesiste üretim yapıyoruz. Eğer olursa da 2024’te niyetimiz de yurt dışında bir Avrupa ülkesinde üretim tesisi açabilmek.

Yeni yatırımlarınızın size ve müşterinize ne gibi avantajları olacak?
Mehmet Efe: Dediğim gibi kalite, verimlilik, kapasite, piyasayı domine edebilmemizi imkan veriyor. Belirleyici firma olmanızı sağlıyor. Avrupa’da bir üretim tesisi daha yapabildiğimiz takdirde o zaman, dünyada da belirleyici firmalardan birisi olma yolunda ilerliyoruz.

2023 yılına ilişkin beklenti ve düşünceleriniz nelerdir?

Mehmet Efe: 2023 yılı aslında aynı 2022 gibi, dünya açısından baktığımız zaman yine savaşların, krizlerin, resesyonların, ekonomide durgunluğun beklendiği bir yıl aslında ama Türkiye açısından baktığımızda ben daha iyi bir yıl olacağını düşünüyorum.

Çünkü bir seçim söz konusu sektörü etkileyen. O ister istemez bir hareketlilik oluşturacaktır. Onun haricinde de bu resesyonda Avrupa’dan veya Çin’den bir takım siparişlerin Türkiye’ye yöneleceğini düşünüyorum. Bu sadece bizim açımızdan değil tüm sektörler için geçerli.

Dolayısıyla Türkiye aslında hem ekonomik açıdan hem de coğrafi açıdan bu resesyonu veya krizleri, savaşları fırsata çevirebileceğini düşünüyorum.

O bakımdan ben 2023 yılı için ümitsiz değilim, tam tersine, bu krizlerden hem ülkenin hem işletmemizin daha da büyüyerek çıkacağını düşünüyorum. Ama tabii bunun için de hazırlıklı olmak lazım. Bu tür siparişler, bu tür işler Türkiye’ye geldiği zaman bizlerin de bunlara cevap verebilecek durumda olmamız lazım.

Zaten bizim de kriz ortamında bu yatırım yapma sebeplerimiz aslında bunlar. Herkes şimdi pozisyonunu alıp beklerken eğer siz yatırım yapıyorsanız mesafe alırsınız demektir. Tabii bu bir risk midir? Risktir. Ama herkesin kaldırabileceği kadar risk aldığı takdirde bu krizleri de fırsata çevireceğini düşünüyorum.

Son olarak endüstriyel reklam sektörüne vermek istediğiniz bir mesajınız var mı?

Mehmet Efe: Ben her zaman aslında söylüyorum, ihracat, ihracat, ihracat! İç piyasada birbirimizden alıp satıyoruz ama artık hem rekabetten dolayı hem de pazarın belli bir doygunluğundan dolayı,  Türkiye’de belli bir yere kadar yapabiliyorsunuz.

Bunun tek yolu yurt dışına satabilmek. O bakımdan tüm meslektaşlarımıza yurtdışına ihracat yollarını aramalarını tavsiye ediyorum. Çünkü içeride Pazar sınırlı ama dünyada 8 milyar insanın olduğu çok büyük bir pazar var. Bu pazardan küçük de olsa bir pay alabilmek Türkiye’deki büyük payı almaktan daha önemli diye düşünüyorum. Yeni yılın herkese sağlık, bereket ve bol kazanç getirmesini diliyorum.